13. Aşk Romanı

980 164 223
                                    

Lütfen yorum yaparak okuyun çok zor koşullarda (biraz abartı) yazdım, birkaç yorumu çok görmeyin 😭😭
_____________________

Eşini yatağa taşıyıp yüzünü hafifçe ıslatarak onu uyandırmayı kısa sürede başarmıştı Changbin. Belatrix'e Felix'in tekrar korkmaması için görünmez olmasını söylemiş ama Felix buna rağmen uyanır uyanmaz korkudan ay perisine yapışmıştı. O yaratığı göremese bile odada olduğunu bilmek korkmasına yetiyor, içten içe onun varlığını hissediyordu. Duymadığı adım seslerini duyar olmuştu. Sanki Belatrix her yerdeydi. Beş dakika kadar süren küçük çaplı tartışmanın ardından odadan biraz uzak kalma kararı almıştı.

Changbin'den bu olanları sindirmek için zaman istemiş, çiçekleri ve hayvanlarıyla vakit geçirmenin iyi hissetmesine yardım edeceğini söyleyerek odasını terk etmişti. O yaratıktan uzak durmak istiyorsa eşinden de uzak durmalıydı.

Her an tetikte olarak çiçek odasına indiğinde kapıyı kapatıp sırtını kapıya yasladı ve olduğu yerde soluklandı. Gün boyu oradan oraya koştururken doğru düzgün hissetmediği günlerin yorgunluğu sanki bir anda üzerine çökmüştü. Yaşadıklarının gerçekliğini bir türlü kabullenemiyordu. Sanki rüya görmüştü. Birine söylese buna kim inanırdı ki? O yaratık üstüne koştuğu an ciddi anlamda öleceğine emindi ancak gözlerini açtığında kendini eşinin kollarında bulmuştu. Ölmemişti.

Gözünün önünden silinmeyen devasa görüntüyü kendisine doğru koşan minik tavşanları dağıttı. Üç tavşanı anında kucaklayıp ilerledi ve yerdeki tilkinin yanına oturdu. Tavşanların beyaz kürklerine dokunduğu sırada tilkisinin iki kuyruğu da çıplak bacaklarına sarılıyordu. Acaba onlar Belly'i görseler korkarlar mıydı?

Kesin bir cevap bulamasa dahi korkacaklarını düşündü genç oğlan. Böyle varlıkların neslinin tükendiği düşünülürdü oysaki. Belatrix bildiği hiçbir şeye benzemiyordu.

Yaklaşık beş dakika kadar düşünceleri eşliğinde hayvanlarını sevip hemen ardından çiçeklerinin başına geçti. Gelmişken yapabileceği en iyi şey buydu ama bir şekilde Belatrix'in odada olabileceği ihtimali onu korkutuyordu. Seungmin ve birkaç hizmetli kapının önündeydi. Bir şey olsa seslendiği an gelip kendisini kurabilirler mi diye düşündü fakat bu sorunun cevabı hoşuna gitmedi. Belki de daha seslenemeden Belatrix'in midesine inmiş olacaktı.

Doğal taşlardan yapılma suluğunu kaldırıp geçen günlerde ektiği çiçeklerini sularken duyduğu sesle irkildi. Dışarıdakiler Prens Chan'ın geldiğini bildirdiğinde çok fazla düşünmeden onu içeri almalarını söyledi.

"Sizi yeniden görebilmek ne hoş. İzninizle gelip çiçeklerinize bakabilir miyim?"

"Gel tabii." dedi Felix çok üstünde durmadan. Changbin'in onun hakkında söylediklerine pek takılmamıştı. Sonuç olarak herkes, herkese aynı davranmazdı.

Prens, güneş perisinin yanına kadar sakince yürüyüp selam verdi ve gözlerini ilgiyle çiçeklerde gezdirdi.

"Bunların hepsine siz mi bakıyorsunuz?"

"Evet, bazen uğraşmayıp büyü yapıyorum ama vaktim varsa tek tek uğraşmayı severim."

"Büyü yapmayı biliyor musunuz?" diye sordu Chan. Her peri büyücü değildi. Hatta bazı yasaklanmış büyüler ve bu büyüleri yapmaları yüzünden cezalar alan periler bile vardı. Genel olarak toplumda çok iyi bir şey olarak görülmese de kötü gözüyle bakan kişi sayısı da oldukça azdı.

"Hâlâ öğreniyorum, bazen istenmeyen şeyler yaşanabiliyor ama bilmiyorum da demem."

"Elbette, her şeyi bilemeyiz zaten. Öğrenme ölene kadar devam edecek değil mi?"

Lunalis | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin