23. Yaralı

807 115 64
                                    

Sabah için mükemmel planlar kurarken uyuyakalmıştı ikili. Felix, Changbin'in sıcak göğsüne sokulmuş da sokulmuş onun sıcaklığında saçları okşanırken uyayakalmıştı. Eşinin ileride nasıl bir aile olacaklarını aşık olduğu sesiyle anlatıyor olması kulağına bir masal gibi gelmişti. İlk önce lacivert saçlının çıplak göğsünü okşayan baş parmağı durmuş, kısa süre sonra da göz kapakları gözlerini örtmüştü. Huzurla uykuya daldığından olsa gerek uykusunda kendisini karşılayan güzel rüyadan sonra Changbin'in kendisini öpmesiyle gerçekliğe geri dönmüştü. Gerçi eşiyle geçirdikleri zamanlar da ona en az rüyası kadar güzel geliyordu.

Onunla birlikte sabah kahvaltısı için bir tabak meyveyi bitirmiş, hemen ardından da üzerlerini değiştirip şatodan ayrılmışlardı. Belatrix yanlarında olduğu için yanlarına muhafız almalarına gerek yoktu ki yapacakları aktivite yüzmek olduğu için muhafızların yanlarında olması zaten uygun kaçmazdı. Üstelik şelalenin olduğu yer etrafı neredeyse tamamen ağaçlarla örtülmüş, çoğu perinin bile bilmediği bir yerdi. Bir sorun çıkması ihtimali imkansıza yakındı.

İkili önde, Belly onların arkasında ilerlerken hem etrafa bakınıyor hem de ara ara önüne çıkan bitkileri yiyordu. Perileri yemek durumunda kalmadığı zamanlar haricinde etçil olduğu söylenemezdi. Meyveleri, özellikle de şemsiye mantarlarını yemeyi çok severdi.

Felix'in, eşinden birkaç adım daha önde olması onun şelaleye bir an önce varmak istediğini belli ederken Changbin genç perinin bu heyecanını gülümseyerek izledi.

Felix, şarkı söyleye söyleye ilerlemeye devam ettiğinde on beş dakika kadar sonra şelaleye vardılar. Belly hemen en köşedeki ağacın dibine kurulup bir nevi nöbete başladı. Sarı saçlı adam ise Changbin'i beklemeden büyük bir heyecanla şelalenin dibine kadar koştu. Ay perisinin koşmamasını söylemiş olması bir işe yaramamıştı.

Güneş perisi, elbisesinin boynunda birleşen pelerinimsi tülünü çıkarıp büyük kayanın üzerine bıraktı ve ayakkabılarından kurtuldu. Hemen ardından da elbisesini omuzlarından aşağı atmak üzereydi ki Changbin büyük bir panikle ona sarılıp elbisesini tuttu.

"Burada mı çıkaracaksın üstünü?"

"Ne yapacağım? Bununla yüzemem."

"Ben bunu hiç düşünmemiştim." dedi Changbin. Gergin bir şekilde dudaklarını dişledi. Felix'i sadece kendine saklamak istediğini söylerken şaka yapmıyordu. "Ya biri görürse?"

"Görmez, kimse yok ki burada. Hemen suya girerim zaten... Bakma öyle. Sen ne bekliyordun ki? Bununla girmemi mi?"

"Hayır da bu kısım aklıma gelmedi işte." dedi ay perisi. Sıkıntıyla iç çekip kollarını genç perinin etrafından çekti. Birinin eşini uygunsuz bir şekilde görecek olması düşüncesi dahi tüylerini ürpertiyordu. Bu hissettiği kıskançlık mıydı bilmiyordu ama tek bildiği Felix'i her şekilde görebilecek olan tek kişinin kendisi olduğuydu.

Sarışının arkasında durup o elbisesinden kurtulurken onu bekledi ve saniyeler içinde Felix'in kendini suya bırakmasıyla rahat bir nefes aldı. Güzel vücudu o kadar meydanda değildi.

O bunları düşünürken Felix anında suyun içine daldı. Tüm vücudu serin su sayesinde şimdiden rahatlamıştı, başını suyun altından çıkarıp yavaş yavaş soluklandı. Su damlaları, neredeyse omuzlarına kadar uzanan sarı saçlarından beyaz tenine doğru damlıyor, ay perisine kusursuz bir göz şöleni sunuyordu. Öyle ki genç adam böylesine güzel bir eşi olduğu için bir kez daha yaşadığı hayatın gerçekliğini sorguladı. Zaten o, her zaman Felix'in de gerçek olamayacak kadar güzel olduğunu düşünüyordu.

"Gelsene." dedi Felix. Eliyle eşine gelmesini işaret edip sağ gözünü kırptı. Ay perisi de bu hareketle kendine gelip tıpkı eşi gibi üstünü çıkardı ve onun yanına suya ilerledi. İlk adımını attığı an sıcak su tüm vücudunu rahatsız etti. Bu su normalde böyle sıcak değildi. "Çok mu sıcak olmuş?"

Lunalis | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin