18. Rüya

783 140 73
                                    

Hâlâ okuyan olur mu bilmiyorum ama okuyanlara iyi okumalar, ne olduğunu hatırlamıyorsanız önceki bölüme kısaca göz atın derim 💜
__________________

"Bu oda çok karanlık." dedi Felix. Sesi büyük ve boş odada yankılanırken çıplak bacaklarındaki serinlik içini ürpertti. Nerede olduğundan ya da ne yaptığından bihaberdi. Etrafına bakındı, odada herhangi bir şeyi görmeye çalıştı ancak gözleri ona yardımcı olmadı. Pembe dudakları yavaşça aralandı ve doğru düzgün tereddüt etmeden "Changbin." diye seslendi. Ne de olsa son zamanlarda vaktini geçirdiği tek kişi o sayılırdı ve bulunduğu yerde güvenebileceği tek kişi de oydu. Yardım isterse ondan ister, birine sığınma ihtiyacı hissederse ona sığınırdı.

Etrafında döndü, kimse gelmedi. Tam o sırada yürümeye karar vererek iç çekti. İçindeki ağırlık, aydınlığı bulduğunda geçer diye umuyordu. İlk adımını bu umutla attı ki ilerlemesine fırsat kalmadan arkasından gelen ışık hüzmesini fark etti. Buradan çıkması için Changbin yardıma gelmiş olmalıydı. Hissettiği sevinçle arkasına döndüğünde tüm hevesi bir anda söndü. Eşini gördüğü gibi onun boynuna atlamayı düşünmüştü fakat gelen kişi eşi değildi. Gelen kişi, Changbin gibi güçlü ve güven veren biri de değildi. Tam aksine küçük ve güvene ihtiyacı olan biriydi. Felix'ten daha savunmasız, daha güçsüzdü fakat en az onun kadar güzeldi.

Güneş perisi karşısında çıplak ayaklarla duran ve boyu ancak beline gelen minik periye baktığında yüzünde bıkkın bir ifade oluştu. Buradan çıkamayacağı yetmez gibi bir de bu peri çıkmıştı başına. Kendisine yük olacaktı.

"Sen..." diye mırıldandı rahatsız bir şekilde. Elini ensesinde gezdirdi. "Nedenburadasın?"

"Sana mum getirdim." dedi küçük peri. Arkasına sakladığı pembe mumu gülümseyerek çıkardı ve adımını attı ama Felix anında geriledi. Bu ani hareket garip bir şekilde onu ürkütmüştü. Korkusuz olduğunu düşünürdü oysaki. Bacak kadar periden korkacak hali yoktu.

"Neden?"

"Yolunu bulman için."

"Ben yolumu bulurum zaten, yardımına ihtiyacım yok."

Küçük periyi tersledi güneş perisi. Ortaya çıkan mum sayesinde onun yüzünü henüz görebildi. Yüz hatları o kadar yumuşaktı ki oldukça sevimli duruyordu. Changbin'in saçları gibi koyu saçlarına rağmen yüzünü kendisine benzetti. Onun da yanaklarında çiller vardı. Tüm bu sevimlilikleri olsa bile güneş perisi bu çocukla uğraşmak istemedi.

"Sen güçlüsün ama ben tek başıma ilerleyemem." dedi minik peri. Gözlerini kırpıştırdığında kirpiklerinin yüzüne düşen tel tel gölgeleri hareket etti ve şekilli dudaklarını büzdü. Üzüldüğü belli oluyordu. Niyeti hem Felix'e yardım etmek hem de onun yardımını almaktı. "Mumu almaz mısın?"

"Başka birini bul, ben kendim yolu bilmiyorum ki sana göstereyim."

"Başkasını istemiyorum. Bana sadece sen yardım edebilirsin." Sarışınla arasını kapattı küçük peri. Kendisi gibi küçük elinde tuttuğu mumu yere bırakıp başını kaldırdı ve genç perinin gözlerinin içine baktı. Bedeni hafifçe titremeye başlamıştı şimdi. Ellerini kollarına hızlıca sürttü. "Burası çok soğuk değil mi?"

"Sen bir ay perisi değil misin? Bu soğuk seni üşütmez ki. Benimle oyun oynamaya mı çalışıyorsun yoksa? Yaramaz velet..." Dudağının bir tarafını kaldırıp söylendi Felix fakat küçük peri hiç beklemediği bir şeyi yaparak onun bacaklarına sarıldı. Bu Felix'in bağırmasına sebep oldu. "Hey! Ne yapıyorsun? Başıma bela buldum resmen. Koskoca şatoda başka peri mi yok? Bana bu kadar güvenme."

"En çok sana güveniyorum." dedi peri. Felix'in kıyafetlerini çekiştirdi.

İsyan etmemek için kendini zor tuttu  Felix. Kendini bildi bileli küçük perilerle uğraşmayı sevmezdi. Şimdi bacaklarına sarılan bu ufaklığı itekleyip ondan kurtulmak vardı ama bir türlü onu itmeyi beceremeei. Bacakları hareket etmiyordu. Üstelik her ne kadar kabul etmek istemese de küçücük periyi burada yalnız bırakamazdı. Belki birini bulmalı ve çocuğu ona teslim etmeliydi.

Lunalis | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin