21. Yüzleşme

897 140 98
                                    

Yorum yaparak okuyun lütfen, iyi okumalar 💖
_______________________

Koridorda yürürken Felix'i görmek niyetiyle yeni evli çiftin odasına doğru yol aldı Cindy. Yarın akşam Kral Ren ve Kraliçe Hena'nın şatoya ziyarete geleceğinin haberini Felix'e verip onu mutlu etmek niyetindeydi. Genç perinin ailesini özlediğini düşünüyordu. Şatodaki masanın örtüsünü değiştirmelerini, her yeri temizleyip her çeşit meyveyi ve çayı hazırlamalarını söylemişti. Onları güzel karşılamak istiyordu. Üstelik incelik olacağını düşündüğü için büyük salona beş tane büyükçe çiçek koydurtmuştu. Hena ve Ren bundan memnun olacaktı. Üstelik Felix'in de beğeneceğinden emindi. Zaten bir süredir güneş perisi için böyle bir şey yapmayı düşünüyordu.

Dün gece güneş perisi uyuduktan sonra Changbin onun yanına gitmiş, Cindy ile konuşmuştu. Oğluyla olan konuşması sayesinde keyfi o kadar yerinde o kadar iyiydi ki Felix bebeğini kabullendiği için ona sıkıca sarılmak istiyordu. Şimdiye kadar sarışının çocuksu ve kraliyete yakışmayan hallerinden doğru düzgün şikayetçi olmamıştı. Sadece Felix, bebeği istemediği zaman hiçbir zaman istemeyeceğini düşünerek korkmuş, beklenmeyen hamilelik yüzünden içinde bulunduğu tereddüt huzursuz olmasına sebep olmuştu. Bunun haricinde ondan hiçbir şikayeti yoktu. Hatta Felix'in daha şimdiden oğluna iyi geldiğini düşünüyordu.

Sessiz, doğru düzgün gülmeyen, kimseyle kolay kolay iletişim kurmayan oğlanı bazı zamanlar eşiyle birlikte gülüşürken görüyordu. Dün ikisi hava almak niyetiyle bahçede dolaşırlarken balkondan onları istemsizce izlemiş, Felix'in Changbin'in koluna yapışarak ona şarkı söylediğini duymuştu. Hemen ardından sarışın büyüyle yaptığı çiçek yapraklarını eşinin başından aşağı dökmüş Changbin de güneş perisini kendine çekip onun yanağını öpmüştü. İkilinin bu tatlı halleri ona kendisinin ve eşinin gençliğini hatırlatıyordu. Axel'ı şimdi de çok seviyordu elbette ama yine de ilk evlendikleri zamanın büyüsünün bir başka olduğunu düşünüyordu.

İkilinin odasının önüne geldiğinde kapıdaki hizmetlilerin haber vermesi ve Changbin'in onayıyla kısa sürede içeri girdi. Gözleri anında odada Felix'i aradı ama genç periyi göremedi. Bu yüzden sabırsızlıkla onu sordu.

"Felix nerede oğlum?"

"Çiçek odasına gideceğini söylemişti. Bir şey mi oldu?"

Elindeki küçük şişeyi masanın üzerine bıraktı ve başka bir şey demeden gözlerini oğluna çevirdi Cindy. Changbin'in her zamanki gibi saygı duruşunun farkındaydı.

"Sen de gitseydin onunla. Yalnız kalmasın, düşer, bayılır, bir şey olur... Dikkat edin."

"Ediyoruz, merak etmeyin. Ben de kütüphaneye inip kitap alacak ve yanına gidecektim zaten. O çiçekleriyle ilgilenirken onun yanında okurum. Şu aralar okumaya fırsatım olmuyor biliyor musunuz? Sabah Felix, akşam Felix, gece Felix... Evlenmek çok acayip bir şeymiş."

"Memnun değil misin?"

"Memnunum aslında." dedi Changbin. Belli belirsiz tebessüm edip annesinin oturmasını bekledi. Dün Felix'leyken kocaman gülümseyen adamın yüzündeki gülümseme şimdi daha küçük duruyordu. "Siz neden gelmiştiniz? Bir sorun yok değil mi?"

"Yok, ikinizi görmek istedim. Felix'e de içecek bir şey getirdim. Bebeğine iyi gelecek, kendi ellerimle hazırladığım özel bir karışım."

"Teşekkür ederim anne. Felix'i bu kadar sevmen beni çok mutlu ediyor."

"Severim tabii, senin eşin o. Üstelik sana da çok iyi geliyor. Dün ne kadar içten gülüyordun öyle?"

"Ne zaman?"

Lunalis | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin