14. (M) Emir

1.2K 155 135
                                    

Yazarken utandım biraz... Daha açık seçik yazmak istiyorum ama elim gitmiyor yazmaya bcnmxnxmv

Smut bölümüdür rahatsız olanlar okumasın ⚠️⚠️
________________________

"Changbin... kolunu bana sarsana! Şu an hâlâ korkuyorum." diye şikayet etti Felix. Yarım saattir bir şekilde eşine yakın olmak için verdiği bin türlü çaba Changbin'in doğru düzgün karşılık vermemesi ya da çabalamıyor olması yüzünden boşa gidiyordu. İlk başta onun hoşuna gideceğini düşündüğü için yatmadan önce gece mavisi geceliğini giymişti. Ne de olsa Changbin, koyu rengi ve mavi tonunu severdi.

"Sardım ya Felix, korkma işte."

Kolunu biraz daha sarmaya çalıştı ay perisi. Felix'in verdiği aşık olma kararından sonra böyle şeylerle karşılacağının zaten farkındaydı ama bu kadarı ona biraz fazla geliyordu.

"Düzgün sarılmıyorsun, yaklaş biraz. Çok uzaksın."

"Yeter bence bu kadar, biraz daha yaklaşamam." dedi Changbin. Dudakları neredeyse genç perinin kulağının dibinde hareket etti. Sıcak nefesi konuştukça kulağına ve ensesine çarpıyor, sarışını huylandırıyordu.

"Bana aşık olmak istemiyor musun? Hani aşık olacaktık? Sarıl hadi, bu ne böyle?"

"Sarılmadan aşık olamaz mıyız?"

"Bana temas etmekle ilgili bir sorunun mu var?"

Changbin'in kollarının üzerine kollarını sardı Felix. Onu çözmekte zorlanıyor, sorununun ne olduğunu anlamlandıramıyordu. Bedenini birazcık geri attı ve sırtını Changbin'in göğsüyle buluşturup elini kavradı. Yapmak üzere olduğu şey için biraz tereddüt halinde bulunsa da elini incecik kumaş parçasının içine sokup karnından yukarı kaydırdı.

"Ne yapıyorsun?" diye fısıldadı Changbin. Felix'in sıcak bedeni buz gibi donuk olan hislerini eritiyor olsa da gerilmekten kendini alamıyordu. Sarışının kendisine doğru attığı her adımda ondan istemsizce kaçıyor olmaktan nefret ediyordu. Felix daha iyi bir ilişki için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışıyordu ve Changbin'in ne hissettiğinden çok ne düşündüğüyle ilgileniyor olması ikisine de yardımcı olmuyordu.

"Bana dokunmana yardım ediyorum. Günlerdir belki bir adım atarsın diye bekledim ama hiçbir şey yapmıyorsun."

"Tenin çok sıcak." Ay perisinin mırıltısını işitti Felix. Sanki Changbin az önce söylediği hiçbir şeyi dinlememişti. "Her ten bu kadar sıcak olur mu?"

"Fark eder mi? Diğerlerinin nasıl olduğunu düşünme, sadece beni düşün."

"Ben seni bile rahatça düşünemiyorum, değil ki başkasını düşüneyim." Dudaklarını yaladı büyük olan. Biraz daha rahatlayıp eşini güzel cümlelerle mutlu etmek istiyordu. Elini sarışının karnından çekip küçük eli kavradı ve okuduğu kitabından kopya çekerek de olsa devam etti. "Hiçbiri senin kadar güzel olamaz, hem yüzün hem de kalbin."

"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?"

"Evet." dedi Changbin. Felix yattığı yerde tersine dönüp yüzüne bakmaya başlarken elini onun yanaklarına yerleştirdi ve yüzündeki küçük çillere dokundu. Aslında içten içe ona dokunmanın kendisine verdiği his bariz bir şekilde hoştu. "Sen kendinin farkındasın aslında, pek de mütevazı sayılmazsın."

"Yine de senden duymak güzel hissettiriyormuş."

Gülümsedi Felix. Dudaklarındaki gülümsemeye engel olamadı. Aklında şu an için başka şeyler olmasa hiç düşünmeden kalkıp dans etmeye başlardı.

Lunalis | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin