25. İtiraf

675 119 169
                                    

Sınav zamanınız biliyorum o yüzden yorum isteyemiyorum bu sefer ama yapabilen yaparsa çok sevinirim çünkü bu bölümde fikirlerinizi çok merak ediyorum iyi okumalar 🫶🏻
_________________

Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan bir hafta su gibi akıp geçmişti. Felix bu süre içinde Changbin'le birlikte gidip arkadaşlarını ve ailesini görmüş, orada iki gün geçirdikten sonra da eşiyle birlikte geri dönmüştü. İlk başta kafasında oluşan tek başına gitme fikri, Hyunjin'i hatırlayınca birlikte gitmeye dönmüştü. Ondan korktuğu, çekindiği yoktu ancak her ne olursa olsun eşini tek başına bırakmak istememişti. Garip bir şekilde Hyunjin'in bakışlarında hep farklı bir şey görüyordu. Onlar sıradan bakışlar olamayacak kadar dikkatli ve arayış içindeydi.

Sarışın aynanın karşısında küçük parmaklarıyla hafif çıkıntının oluşmaya başladığı karnını sıktı ve şişliği içine çekmeye çalıştı. Sinirleri bir yandan bu şişlik yüzünden bozuluyor bir yandan bunun daha başlangıç olduğunu hatırlayıp ağlamak istiyordu.

"Karnıma bak Belly! Balon gibi şişiyorum resmen!"

Felix'in etrafında dolandı Belly. Onun bir çocuk taşıdığının farkındaydı. Kuyruğunu uzatıp yavaş bir şekilde sarışının karnına dokundurdu ve gıdıkladı. Felix bu hareket yüzünden istemsizce gülümseyerek kollarını açıp Belly'ye sarıldı. Her ne kadar bazen onunla inatlaşsa da kendilerine dost olan bu hayvanı seviyordu.

"Her şey bebeğimiz için değil mi Belly? Mucize gibi aslında."

Başını salladı Belly. Başını okşayan periye izin verdi ve gözlerini kapattı. Felix'i sevdiği o kadar belli oluyordu ki onu gören herhangi birinin bunu anlamamasına imkan yoktu. Sarışın onu sevmeye devam ederken odaya Changbin girdi. Güneş perisinin bakışları ve ilgisi anında eşine kaydı. Sabah o dışarı çıkarken onunla gitmek istemiş ancak yorgun hissettiği için yataktan çıkamamıştı. Şimdiyse neredeyse akşam olmuş, lacivert saçlı bu saatte anca geri dönmüştü.

"Hoş geldin." dedi kocaman bir gülümsemeyle. "Gelmeseydin tam senin dedikodunu yapmak üzereydik."

"Ne dedikodusuymuş bu?"

Birkaç saniye düşünür gibi yaptı Felix. Hemen ardından da devam etti. "Senin nasıl bir baba olacağının dedikodusu."

"Felix aslında ben bugün bir şey aldım." dedi Changbin. Eşinin konuşmasını bölmek istemezdi ama dayanabileceğini sanmıyordu. Bir an önce aldığı şeyi göstermek istiyordu. Bunun için bir hayli heyecanlıydı. Muhafızı Jeongin dışarıda onu getirmek için beklerken o önceden içeri girip eşinin müsait olup olmadığını görmek istemişti.

"Ne aldın?"

"Getirsinler de gör." deyip dışarıya seslendi Changbin. Eşinin merakını görebiliyordu. Jeongin, ay perisinin aldığı hediyeyi içeri götürmeleri için emir verdiğinde iki peri açılan kapıdan içeri girdi. Taşıdıkları şey büyükçe bir şeydi ancak üstü örtülü olduğu için sarışın ne olduğundan tam olarak emin olamadı. Sessizce yerinde beklerken hizmetli periler hediyeyi prensin gösterdiği yere bırakıp Jeongin'le birlikte odadan çıktılar.

"Ne bu?" dedi Felix. Eşinin durduğu yere doğru ilerledi. Bu sırada Belly de en az onun kadar merak içindeydi. İlgiyle ikilinin yanına yaklaştı. Ne olup bittiğini anlamak istiyordu.

Lacivert saçlı peri, eşine doğru ilerleyip kollarını arkasından ona sardı ve çenesini omzuna yasladı. Dokunma isteğini bastıramıyordu.

"Örtüyü çek."

Başıyla onay verdi Felix. Parlak, kadife örtünün ucunu kavrayıp kumaşı çekti ve ortaya çıkan beşikle içini ani bir duygu seli kapladı. Etrafındaki cam yüzünden yarım bir fanusa benzeyen beşiğin rengi odadaki çoğu şeyde olduğu gibi gece mavisiydi. Cam kısımlardaysa gökyüzü sanki resmedilmişti.

Lunalis | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin