Lunalis | Changlix ✓

22. Yeni peri

Yorum yaparak okursanız çok mutlu olurum, iyi okumalar dilerim <3
______________________

Ertesi gün, akşam olana kadar birlikte vakit geçirdi ikili. Hayvanları alıp birlikte dışarı çıktılar ve şelale kenarına gidip oturdular. Felix bu şelalede takılma fikrini o kadar sevmişti ki eşi izin verse çıkıp şelalenin ortasındaki taşlara atlayacak, oradan da kendini suya bırakacaktı. Ancak yosun tutmuş taşlarda zıplamanın özellikle hamile bir peri için güvenli olmadığı açıktı. Felix her ne kadar bebeğini kabullenmiş olsa da henüz onu düşünerek hareket etme içgüdüsüne sahip değildi. Konu eğlenmeye geldi mi gözü başka bir şeyi görmüyor, her şeyi unutuyordu.

Şelalenin yanında yarım saat kadar oturup suda taş sektirmeye çalıştırmalarından sonra kısa süre sonra buraya tekrar geleceklerinin sözü aldı Felix çünkü yüzmeyi çok istiyordu. Tertemiz görünen sudaki rengarenk balıklara eşlik etmeliydi ama bu da ne yazık ki bir sonraki sefere kaldı.

Çift, şatoya geri döndüğünde yemek saati neredeyse yaklaşmış olduğu için üzerini değiştirdi. Felix eski neşesine yavaştan döndüğünü belli etmek ister gibi Changbin'in birkaç takısını saklayıp onunla uğraşmaya çalıştığında Changbin eskisi gibi kızmadı. Sarışın kendi kendine kurduğu bu oyuna sinsi sinsi gülerken onu yatağa sıkıştırıp eşini bir nevi kapana kıstırdı. Dudaklarını kısaca öpüp inadına yüzüne öpücükler bırakmaya başladığında Felix makyajının ve saçının bozulacağını söyleyerek bağırmaya başladı ama lacivert saçlı peri uslu durmuyordu. İtme çabaları zaten boşunaydı. Ona gücü yetmezdi.

"Changbin dursana! İki şaka yapayım dedim alt tarafı ne yapıyorsun? Makyajımı bozacaksın!"

"Hiç konuşma, onu benimle uğraşmadan önce düşünecektin."

"Gücüm sana yetmiyor diye beni böyle sıkıştıracaksın öyle mi? Benden güçlüsün diye-"

İşaret parmağını eşinin dudaklarına bastırdı Changbin. Hangi ara bu kadar temas isteğiyle dolduğunu bilmiyordu, kalbinin ne zamandan beri böyle hızlı attığından, Felix'le uğraşmanın bu denli hoşuna gittiğinden bihaberdi. Eşi gecesini gündüzünü ele geçirmişti. Sanki artık güneşi en çok Felix güldüğünde doğuyordu. Güya geçen gün iksir içtiği için ona kızacaktı ama üzüleceğini düşünüp kıyamamıştı.

"Sen benden güçlüsün."

"Nasıl?" dedi Felix. Eşinin gözlerine şaşkın şaşkın bakarken ellerini onun kollarında gezdirdi. Kasları o kadar çoktu ki... Bir şekilde onu alt edebileceğini düşünmüyordu. Büyelerle kapışsalar bu belki mümkün olabilirdi ama Felix bunu yapmayı aklının ucundan dahi geçirmedi.

"Büyülenmiş gibi hissediyorum." diye mırıldandı Changbin. "Doğru söyle... Bana büyü mü falan mı yaptın? Sana karşı duyduğum hisler o kadar hızlı büyüyor ki aklım şaşıyor. Sanki senden önce yaşamıyormuş gibiyim. Bu yüzden sen sadece bana bakıp gülümsesen ben sana yenilirim."

"Aptal." Keyifle kıkırdaması yetmez gibi cilveli bir şekilde Changbin'in omzuna vurdu Felix. Changbin gibi oldukça donuk duran bu adamın böyle sözler sarf etmesi şimdilerde o kadar garip gelmese de evlenirken onunla bu halde olacaklarını bir kez olsun düşünmemişti. Elbette şikayetçi değildi hatta deli gibi hoşuna gidiyordu. Beklediği ilgi de sevgi de buydu. Güzel olduğunu duymak için yalvarmasına gerek yoktu. Eşinin bakışları ona güzel olduğunu hissettiriyordu hatta onun ara ara kendini tutamayıp güzelliğine iç çektiğini bile fark ediyordu. "Şu an seninle burada kalıp vakit birlikte geçirmeyi çok isterdim ama daha fazla oyalanmasak iyi olacak değil mi? Bizi bekliyorlar, geç kalacağız."

"Kaldık bile..." dedi Changbin. Fark ettiği şeyle hızlıca Felix'in üzerinden kalkıp az önce aldığı takısını taktı. Normalde böyle buluşmalara asla geç kalan biri değildi ama Felix sayesinde bunun da bir ilki olmuştu. Güneş perisi tıpkı eşi gibi yataktan kalkıp üstünü başını düzeltti ve kürkünü giyip eşiyle birlikte odadan çıktı. İkili kısa süre sonra büyük salona geldiğinde herkesin çoktan masaya yerleştiğini fark etti. Yaptıkları büyük saygısızlıktı. Bu yüzden Changbin işlediği kusurun utancı içinde masaya oturmadan özür diledi. Felix ise doğru düzgün bir pişmanlık ve utanç hissetmese de eşini taklit etti. Onun çok da umurunda olduğu söylenemezdi.