Lunalis | Changlix ✓

26. İhanet

Müsait olanlar yorum yaparak okursa sevinirim çünkü yine merak içindeyim. O kadar hevesliydim ki hemen yazdım bunu hdmdbxmxn İyi okumalar.💞
___________________

Yaşanan tatsız olaya rağmen Changbin'e hiçbir şey belli etmek istememişti Felix. Onun durduk yere endişelenmesini, Chris'e karşı gereksiz bir kaos çıkarmasını istemiyordu. Elbet böyle bir şey yapması gayet yerinde ve mantıklı olurdu ama yine de olayın büyümesini göze alamadı. Bu olay duyulursa her ne kadar kendisinin suçu olmasa da aksini düşünenler olabilirdi. Bu hem kendi itibarına hem de eşinin itibarına zarar verirdi. Önü ardı kesilmez bir dedikodu çıkarmak fazla lüzumsuzdu.

Odaya geldiğinde Changbin her zamanki gibi davranmaya çalışsa da güneş perisi, eşinde bir gariplik sezmiş ancak ne olduğunu anlayamamıştı. Ay perisini öptüğünde genç perinin verdiği karşılık sarışına o kadar da içten gelmemişti. Belini kavrayışı sanki isteksizdi. Sarışın, alt tarafı yirmi dakika kadar odadan ayrılmış olmasının neyi değiştirdiğini sorgulamış, eşine bir sorun olup olmadığını sorduğunda sadece yorgun olduğu cevabını almıştı. Changbin, Felix'in sorduğu sorulara kısa cevaplar vermek harici pek konuşmamış, duşa girdikten sonra da yatıp uyumuştu. Felix'e sarılmamıştı. Üstelik sırtını da dönmüştü.

Sorgulayan bakışlar attı Felix. Changbin'in geniş sırtıyla dip dibeydi. Eşinin arkasından sarılıp başını sırtına yasladı. Belli ki lacivert saçlı gerçekten çok yorulmuştu.

_______________________

Saatin kaç olduğunu bilmediği bir vakit gözlerini açtığında yatakta Changbin'i göremedi Felix. Tuvaletin olduğu yere doğru baktı ama herhangi bir kıpırtı göremedi. Yattığı yerden odaya eşinin ismini seslendi. Bir cevap bekledi fakat beklediği cevap gelmedi. Bir anlığına su içmek istediğini düşünse de bu düşüncesi mantıklı gelmedi. Sürahi yataklarının başındaydı, bunun için yataktan kalkmasına dahi gerek yoktu.

Vücudunu hafifçe gerdirip gözlerini ovdu ve başını yastıktan kaldırmadan yanından geçen karaltıya dikkat kesildi. Fena halde uykusu vardı. Enerjisi varmış gibi hissetmiyordu. Son zamanlarda hamileliğin ona verdiği bariz bir yorgunluk vardı. Tüm gün oradan oraya koşturup beş dakika bile durmayan Felix, bu halini görse fena halde gülerdi. Yaşadığı farkındalık yüzünden birkaç saniye içinde bulunduğu durumu sorguladı, hemen ardından da yerinde yavaşça doldurup yatağın dibinde yatan Belly'ye baktı.

"Belly, Changbin nerede biliyor musun?"

Hemen ayağa kalktı Belly. Efendisi gözlerinin içine bakarken başını bir kez yukarı aşağı hareket ettirdi. Biliyordu hatta o da en başında Changbin'le gitmişti ki şu an burada olduğu için ay perisine bir hayli kızgındı. Efendisinin yanına gittiği o kanatlı periye hiç ılımlı yaklaşmamıştı. Hyunjin'in, efendisine sarılması ona yanlış bir şey gibi görünmüş, Felix'in üzüleceğini düşünmüştü. Changbin'in uyarıcı ve sert bakışlarını görmese onun üstüne atlayacaktı ama yapmak üzere olduğu şeyi fark eden Changbin, cüsseli hayvanı odadan kolaylıkla göndermişti.

"Niye yalnız bıraktın onu? Ya bir şey olursa?"

Bir tepki vermedi Belly. Ne yapabilirdi ki? Kovulmuştu. Sarışının ayaklarını yataktan aşağı atıp ayaklanmasını izledi. Genç peri çekmecenin üzerinde duran ince sabahlığı üzerine geçirip Belly'nin yanağını okşadı.

"Beni Changbin'e götürür müsün? Kütüphanesine mi indi?"

Tepki vermedi Belly. Bunun yerine kuyruğuyla ona gelmesini işaret edip yürüdü. Felix'in sakinliğini görebiliyordu. Genç peri odadan çıkmaları yüzünden yüzüne çarpan soğuk havayla hafifçe irkildi. Şatonun geri kalanı hâlâ odaları gibi sıcak değildi. Kürkünü almadığı için kollarını göğsünde birleştirip sabahlığına iyice sarıldı.