Günlüğü kimsenin okumadığını umarak sıranın üzerinden aldım hemen. Nolur kimse fark etmemiş olsun ya da Jiwoon bunu kimseye okumamış olsun nolur.
Oturup defterin kapağını açtım birkaç boş sayfa dışında diğerleri koparılmıştı. Bilerek mi yapıyor? Boş günlüğü sırama koyarak ne anlatmaya çalışıyor?
Saçma bir şey yapmazsın umarım.Çok fazla düşünmedim yoksa işin içinden çıkamam buda kendi kendime öğrendiğim bir yöntem. Sürekli düşünürseniz delirebilirsiniz ne olursa olsun en ufak bir şey bile sizi mahvedebilir.
Tüm dersler bitti sonunda. Çalan tenefüs ile çantamı toplamaya başladım. O sırada çantası sırtında Soobin yanıma geldi. Şuan o kadar tatlı ki ısırabilirim. Seninle ne yapacağım ben?
Sb:Hazırsan gidelim bildiğim çok güzel bir dondurmacı var.
Hep istemiştim bu tatlı gülüşünü bana karşı kullanmasını. O kadar güzel ki.
Yj:Tamam gidelim hadi.
Çantamı tek koluma attıktan sonra beraber okuldan çıktık. Soobin'in güzel dediği yere geldik. Aslında burayı biliyordum burası onun favorisi. Tatlı kırmızı bir dondurma arabası üstünde küçük küçük çanlar kırmızı giyinimli ve kafasına değişik bir şapka takan bir adam elinde ki uzun dondurma kaşığı ile insanlara çeşitli oyunlar yaparak dondurma satıyor.
Sb:Türk dondurması yedin mi hiç?
Yj:Evet bir iki kere yemiştim.
Sb:Çok iyi o zaman bu ajusshinin dondurmaları harikadır.
Yj:Biliyorum.
Sb:Daha önce geldin mi?
Yj:Evet gelmiştim gerçekten çok lezzetli.
Biz konuşurken yavaş yavaş dondurmacıya yaklaşmıştık. Siparişleri verdikten sonra ajusshi dondurmaları hazırladı ilk ben almak için elimi uzattım ve biliyorum ki benimle uğraşıcak çünkü bunu çok seviyor. Sürekli buraya geldiğim için beni sinir etmeye bayıldığını biliyorum.
Her almak için hamle yaptığımda bir şeyler yapıp engelliyor. Ya külahı çıkarıyor ya da ters düz yapıp almamamı engelliyor. İyice sinir oldum artık ver şunu be!
Yj:Ajusshi yeter ya!
+Hadi son defa bu sefer alırsın.
Elimi tekrar uzattım almak için ama yine aynı şey skicem şimdi.
Ben uğraşırken dondurma olduğu yerde kaldı birden. Niye olduğuna bakarken Soobin'in dondurma kaşığını tuttuğunu gördüm.
Diğer eliyle dondurmayı alıp bana uzattı amanın ne romantik. Ne yaparsa yapsın kalbim hızlanıyor sadece yanımda dursa bile kalbim deliriyor ya da ben deliriyorum.Sonunda dondurmaları alıp sahile doğru yürümeye başladık. Vardığımızda altın gibi batmak olan güneşin parlattığı kumlara oturup sohbet edip bir yandan da zor da olsa aldığımız güzel dondurmaları yedik.
Sb:Anlatman gereken şeyler vardı senin.
Yj:Yoo yok öyle birşey kim demiş?
Sb:Yeonjun artık yabancı değiliz arkadaş olduk o çocuğun kim okduğunu anlatabilirsin.
Yj:Ama bugün olduk daha sana hemen güvenemem ve seni şimdi anlatacaklarım ile bunaltmayim.
Sb:Sen bilirsin ama anlatmak iyi gelebilir.
Yj:Kötü birşey olduğunu nerden biliyorsun?
Sb:Yüzünden, davranışlarından kim olsa anlar onunla kötü şeyler yaşadığın belli.
Biraz sesizce oturduktan sonra anlatmaya karar verdim.
Yj:Şey...Biz onunla ortaokulda çok yakın arkadaştık ama ben öyle hissetmiyordum arkadaştan daha fazlasıydı benim için.
Sb:Ondan hoşlanıyor muydun?
Yj:Evet hemde çok ama artık ölesiye nefret ediyorum.
Ben eskiden yaşadıklarımı anlatırken can kulağıyla dinledi beni. Bazı yerlerde tıkandım anlatamadım belki size o kadar da zor gelmeyebilir ama benim için çok zordu.
"Liseye yeni geçtiğim zaman benden özür diledi pişman olduğunu söyledi. Bende inandım aptal gibi."
Göz yaşlarım dökülmeye başladı birer birer. Şuan neden herşeyi Soobin'e anlatıyorum ki birde ağlıyorum karşısında. Ne kadar acınasıyım.
"Biz...Biz çıkmaya başladık ilk yıl çok güzeldi ama 10. sınıf olunca değişti. Bana sürekli hakaret etmeye başladı. Herşeyden herkesden kıskanmaya başladı. Ayrılmak istedim çünkü gerçekten çok yorulmuştum ve o zamanlar fark ettim ki onu gerçekten sevmiyorumuşum. Karşıma başka biri çıkmıştı o kişi sayesinde anladım ondan hoşlanmadığımı."
Sb:Sonradan karşına çıkan kişi kim?
"Boşver şuan zamanı değil yani eğer cesaretim olursa ona söylemeyi düşünüyordum ama sanırım yapamam...Neyse ondan ayrılmak istediğimi artık yapamıyacağımı söyledim bunları duyunca çok öfkelendi hatta...hatta beni dövmeye bile kalkıştı."
Sb:Onun yerinde ben olsaydım sana dokunmaya bile kıyamazdım. Sen bir yıldız kadar değerlisin benim için.
Yj:Ne!?
Onun yerinde olsaydın mı? Ne demek istiyorsun? Senin için değerli miyim? Hiçbir şey anlamadım sanırım gerçek aptal benim.
Bu evlilik teklifi değil de ne? 👰♂️
Yıldızlara takıntılıyım. Çok güzeller✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülle mi atıyorsun? | Yeonbin
FanfictionYeonjun uzun zamandır hoşlandığı çocuğun dikkatini çekmek için elinden geleni yapıyordu ama birgün bu çabalarının boş olduğunu düşünüp herşeyden vazgeçti fakat bu kararın çoğu şeyi değiştireceğini bilmiyordu. yan çift~Taegyu