19~hastane

210 23 4
                                    

Soobin'in yaralarına pansuman yapıldı ama benim yaralarım? Hiç bir zaman kapanmıyacak gibi ve tek bir suçlusu var o da benim. Ben ve hatalarım.

....

Hastaneye geleli yarım saat gibi bir süre geçti. Doktor Soobin'in bir kaç saat burada istirahat etmesini söyledi. Daha sonrasında yaralarına dikkat etmesini ve enfeksiyon kapmaması için uyardı.

Yj:Ailene haber vermeyecek misin?

Sb:Ararım şimdi.

Yj:Tamam ara hemen merak ederler?

Sb:Tamam~.

Oturduğum sandalyeyi sırtını yastığa dayamış yatakta oturan Soobin'e doğru biraz daha yaklaştırdım. Olduğumuz oda da biz dışında birkaç kişi daha vardı. Açık olan bir camdan hala devam eden yağmurun sesi ve rüzgarın esintisi hafif hafif odanın içine girip serinletiyordu etrafı.

Yj:Hadi arayacağım dedin hala oturuyorsun.

Soobin iki eliyle ceplerini daha sonra yatağı yokladı. Biraz etrafa bakındıktan sonra.

Sb:Aramasına arayacağım da telefon yok ki.

Yj:Nasıl yok?

Sb:Yok işte....Ellerini yatakta gezdirmeye devam etti.

Yj:Hii

Sb:Noldu?

Yj:Telefon kaldı ya.

Sb:Nerde?

Yj:Orada, ben seni öyle görünce uçtu aklımdan telefon falan, nasıl haber vericeksin şimdi?

Sb:Hemşirelerden alıp ararım sorun değil.

Yj:Kusura bakma.

Sb:Sorun değil dedim.

Biraz aradan sonra hemşire serum takmak için geldi.

Sb:Çok pardon telfonunuzdan ailemi arayabilir miyim?

+Tabii olur.

Soobin kadının uzattığı telefonu alıp numarayı girip açılmasını bekledi. Açıldıktan sonra annesi konuşmaya başladı.

Sb:Alo anne benim, sana şey diyecektim ben şuan hastanedeyim... Hayır hayır merak etme bir şeyim yok sadece haber vereyim dedim, küçük bir tartışma zaten önemli değil.

Soobin annesi ile konuştuktan sonra telefonu kapatıp hemşireye geri verdi gülümseyerek.

Sb:Teşekkürler.

+Önemli değil bu arada serum bittiğinde taburcu olabilirsiniz, tekrardan geçmiş olsun.

Sb:Saolun.

Serin ama bir o kadarda iç ısıtan bir hava vardı dışarıda. Şuan bunların hiç biri olmasaydı bir yere saklanmış yağmurun dinmesini beklıyor olacaktık ya da aynı şemsiyenin altında yürüyecektik. Belki de yağmurun keyfini çıkarıp ıslanacaktık.

Uzun süredir onlayım ama nasıl bu hale geldiğini sormadım. Belli kimin yaptırdığı ama yinede sormam gerekiyor bence.

Yj:şey..tam olarak ne oldu?

Sb:Birşey olmadı merak etme ben hallederim.

Yj:Ne demek hallederim söylesene kim yaptı sana bunu?

Sb:Boşver.

Yj:Jiwoon yaptı dimi? Bu fazla değil mi? Sorununu benimle neden seninle uğraşıyor? Gidip onula konuşucağım.

Sb:Hayır onunla konuşmak zorunda değilsin. Senin yüzünden değil.

Yj:Peki neden o zaman?

Sb:Bence beni kıskandı.

Yj:Tabii kıskanır senin gibi mükemmel olması zor, ay.

Dediğim şey ile elimle ağzımı kapattım aniden bir tık yanlış şeyler şöylemiş olabilirim.

Sb:Doğru ben gibi olmak zor.

Sırıtarak bana baktı. Gülme öyle daha çok aşık olasım geliyor o güzel yüzüne.

...

Ne olursa olsun gidip bir konuşmam lazımdı sürekli erteledim ve onu ciddiye almadım. Böyle bir şey yapıcağını inanmadım. İstemiyorum ama Soobin'i bu halde görünce elimden başka bir şey gelmeyeceğini anladım. Ya Soobin ile arama mesafe koymalıyım ya da kesin bir çözüm bulmalıyım. Bir şey yapmalıyım sürekli geçmişime saklanıp şuanı erteleyemem.

Yj:Ben gideyim artık hem annende gelecekmiş hemde gidip telefonlarımızı alayım geç olmadan.

Sb:Sen bilirsin ama... Biraz daha kalmanı isterdim.

Yj:Daha sonra hasta ziyareti için gelirim.

Sb:Tamam bekleyeceğim... Dikkatli ol.

Yj:Olurum.

Çok geçmeden Soobin'in yanından ayrıldım annesi ile de tanışmak isterdim ama biraz utanıyorum. Hastaneden çıkıp telefonların olduğu yere doğru ilerlemeye başladım. Aralığa girdiğim de bütün bunları başlatan kişiyi gördüm. Her yerde karşıma çıkmasından bıktım.

Yj:Ne işin var burada?

Jw:Belki hala burdasınızdır diye geldim ama beni bırakıp gitmişsiniz darılırım bak.

Yj:Saçma sapan konuşma, bunların hepsini sen yaptın dimi ne istiyorsun ondan.

Jw:Pek birşey istediğim yok sadece benim olan şey başkaların elinde, onu almak istiyorum.

Çirkince sırıtarak konuştu.

Yj:Delisin, nefret ediyorum senden.

Jw:Bende, bende nefret ediyorum kendimden ama ne yapabilirim ki ben buyum işte.

Yj:Bir daha böyle birşey yapmaya kalkışırsan sessiz kalmam ona göre.

Jiwoon biraz daha yaklaştı bana doğru, geri çekilmedim karşısında sağlam durmak istiyorum.

Jw:Şaka yapıyorsun sanırım sen mi karşı çıkacaksın bana? Olmayan çevrenden adam toplayıp dövdürecek misin beni ya da kendin mi dövüceksin....Sırıtarak devam etti.... Ne de değişmişsin kendine güvenmeye mi başladın?

Yj:Değişen ben değilim sensin. Biliyor musun acaba bana ne kadar çok yara açtığını beni tüm okula rezil edip arkamdan dedikodu yaydın ne kadar zorlandım biliyor musun acaba? sonra gelip yüzsüz gibi özür diledin.

Jw:Affeden de sendin kaçıp gidebilirdin. Belki seni unutmam daha kolay olurdu.

Yj:Doğru "kaçıp gitmek kolaydır, zor olan yaşamak ve seni sevmek kolaydı o yara izlerini bırakan da sendin. Ama ne yapacaktım? Sadece, sana aşık olmaktan kendimi alamadım."

Yj:Ve bunlardan çok pişmanım.

Çok güzelsiniz of, bölüm adı bulamadım😐

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çok güzelsiniz of, bölüm adı bulamadım😐

Nasıl bölüm sizce? Bu arada zaten anlamışsınızdır ama Yeonjun'un son söyledi şeyler time moves slow şarkısından alıntı. Dinlerken hoşuma gitti.🫂

Gülle mi atıyorsun? | YeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin