Rezan
En haylaz, nefret edilen koğuşa girdiğim zaman anında fısıltılar kesilmiş ve herkes tek sıra olacak şekilde ayağa kalkıp dizilmişlerdi.
Nefret ediyordum bu koğuştan çünkü kulağıma gelen dedikodular bu bölümden çıkıyordu ve onlara bir şey diyemiyordum çünkü ben her ne kadar yalanlasamda onlar bunu daha çok malzeme haline getirip daha üzerime oynayacaklardı.
Eşcinsel olduğum doğruydu ve ben, bunun ne kadar üstünü kapatmak istersem isteyeyim sürekli bir şekilde açılmıştı ve ben de bir yerden sonra salmıştım ama tekrar olaylar gün yüzüne çıkmaya başlamıştı.
Gerçi asıl olaylar çıkarsa benim resmen ipim çekilirdi ve cidden artık dayanamayacak bir noktaya gelebilirdim.
Diğer bir değinecek konuysa, o velette numaramın olması tamemen saçmalıktan başka bir şey olsada yapabileceğim bir şey yoktu.
Yanlış hatırlamıyorsam iki hafta önce onu ağlarken yakalamıştım, ne olduğunu sorsam da ilk önce söylemek istememiş olsada biraz ısrar edince telefonunu kaybettiğini söylemişti.
O an benim de moralimin bozuk olduğu zamanlardı ve ona ceza alabileceğimi bile bile kendi telefonumu vermiştim, numarasını kaydederek kendisini aramıştı, telefonunun sesi geliyordu ama nereden geldiğini anlamamıştık ve koca yatakhanede yarım saat boyunca beraber telefon aramıştık.
Eh sonunda telefon bulunmuştu ve ona çok üzüldüğüm için telefonunu o ara almasamda bunun büyük bir hata olduğunu anlamıştım.
Onu biraz daha zorbaladığım zaman yatakhanedeki neredeyse herkeste telefon olduğunu itiraf etmişti ve şimdi onların toplatılmasını sağlayacaktım çünkü benimle, benim eşcinsel olmamla dalga geçilmesinin bizzat ana kaynağı bu koğuştu ve akılları başlarına gelene kadar onları sürüm sürüm süründürecektim.
Ben o ite iyilik yapmıştım ve karşılığında resmen kötülük görmüştüm, kimseye güvenmeyeceğimi bir kez daha anlamıştım ama bu canımı önceki gibi yakmamıştı.
"Herkes dikkatlice beni dinlesin, az sonra listeden isimleriniz okunacak ve sayım yapılacak ama isimleriniz okunurken o küçük beyninizle sakladığınız telefonlarınızı çıkartın, Ceyhun isimlerinizi okurken siz de Mehmet'in kucağındaki kutaya telefonlarınızı bırakın. Askerliğiniz sona erdiği an telefonlarınızı alabileceksiniz. Eğer vermezseniz o zaman size asla unutamayacağınız bir askerlik seve seve yaşatırım anladınız mı beni? Merak etmeyin karışmaması için herkesin ismi yazılacak telefonun üzerine iz kalmayacak şekilde yapıştırılacak. Hadi şimdi rahat olun ve telefonları çıkartın." Bakışlarımı hepsinin üzerinde gezdirdiğim zaman daha çok sinirlendiğimi hissediyordum çünkü her gece mahalle teyzeleri gibi beni ağızlarına nasıl sakız ettiklerini tahmin edebiliyordum.
Koğuşta telefonlarını bırakırlarken mırıldanmalar işitsemde bir şey demeyecektim, sonuna kadar hak etmişlerdi ve kiminle muhatap olduklarını sike sike öğretecektim.
Kutalmış da bıraktığı zaman ellerindeki morluklar gözümden kaçmamıştı ve aç olduğunu biliyordum, buraya gelirken yemekhane çoktan kapanmıştı ve ben de kendi yemeğimi yemeyip paketlettirmiştim ve bu it çocuğa getirmiştim.
Kutalmış da telefonunu koyup yerine geçtiği zaman pencereye doğru ilerleyip kalçamı peteğe doğru yaslamıştım.
Kollarımı birbirine bağlayıp, sayımın bitmesini beklerken kafamda yapacaklarımı toparlamak için derin bir nefes almıştım.
Cidden uğraştığım şeyler aptallıktan başka bir şey değildi ama o kadar hakarete maruz kalmıştım ki intiharı bile düşünmüştüm...
Son kişinin de ismini Ceyhun okuyup Mehmet de telefonu alıp etiketi yapıştırarak kutuya koyduğu zaman sinir bozucu bir şekilde gülümsemiştim.
Bu serserilere yaptığım azdı.
Hepsinin bu iyi günüydü ve o kutalmış denen itten daha çok hıncımı çıkaracaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piyade /bxb ✅✔️
General FictionKardeşime atacağım, - Komutanımın hakkındaki nefret dolu- mesajları bizzat komutanıma atsaydım ne olurdu?..