13.

9.9K 631 124
                                    

Rezan

Kutalmış, resmen beni Süleymandan korumuştu ve biz şu an hâlâ wcnin önünde el ele beklerken gerçekler daha yeni yeni aklıma geliyordu.

Birkaç sefer, elimi ciddi anlamda Kutalmış veletinden kurtarmaya çalışsam da başaramamıştım çünkü öyle sıkı bir biçimde tutuyordu ki kemiklerim birbirine geçmiş gibi hissediyordum.

Mübarek hayvan gibi gücü vardı ve şu an onun bir şeyler düşündüğü de yüzünden bariz belliydi.

"İçeride koğuştan bizim bölük var, sizi böyle görmesinler, arka çıkışı var mı acaba?" Elimi bırakmadan bana döndüğü zaman bakışlarımı yüzüne odaklamıştım.

"Arka çıkışı yok ama sen arkadaşlarının yanına dönebilirsin. Ben gerisini hallede-" Konuşmamı yarıda kesen şey boşta kalan kolumun arkaya çekilmesi ile nefesim kesilmiş gibi hissetmiştim.

Kimin geldiğini anlamama gerek yoktu ve resmen iki adamın ortasında kalmıştım.

Diğer bir yandan da, ufaktan ufaktan götüm sıkışmaya başlamıştı çünkü içeride askeriyedekilerden kişiler vardı ve bizi burada böyle görürlerse bu sefer mesleğim tamamen biterdi.

Buraya arkadaşımın çağırması ile gelmiştim ama o kişinin burada olduğunu bilsem hayatta gelmezdim ama olan olmuştu bir kere.

"Konuşacağız Rezan." Süleyman burnunun acısından inleyerek konuştuğunda ses tonundan dolayı sinirle gülmüştüm.

Haklıymış gibi hâlâ konulabilmesi beni ayar etmeye yetiyordu bile.

"Konuşacak hiçbir şey yok siktir git yanımdan." Kolumu Süleymanın tutuşundan kurtarıp daha çok Kutalmışın elini tuttuğum zaman Kutalmış sanki bundan güç almış gibi beni kendisine çekip kollarının arasına almıştı.

Vücut sıcaklığı anında bana geçerken omuzlarımı düşürüp bana sarılmasına izin vermiştim.

"iki gün önce gelmemenin sebebi bu lavuk mu?" Süleyman pisliğinin kırılmış ses tonunu sezdiğim zaman resmen içimin yağları erimişti.

"Gidelim." Kutalmışın sarılmasına son verip tekrar ellerimizi birleştirdiğim zaman Süleyman hâlâ konuşmaya devam ediyordu.

Kendisi hem suçlu hem de güçlü gibi davranıyordu ve artık ben bu denklemden ciddi anlamda sıkılmıştım.

Süleymanı duymamış gibi yaparak Kutalmışı tuttuğum gibi personel odasına soktuğum zaman kapıyı arkamdan kilitlenmiştim.

Süleyman, kapıda biraz daha kudurup kudurup giderdi ve benim de biraz önce sakinleşmem gerekiyordu.

"Komutanım iyi misiniz?" Kutalmış, titreyen ellerini koluma sarıp bana küçük kedi gibi bakarken derin bir nefes alıp yüzünü istemsizce ellerimin arasına alıp yanaklarını okşamıştım.

İçinde bulunduğumuz durum aşırı derecede absürt olsa bile Sülaymanın elinden beni o almıştı.

Bu işin sonrasında beni bütün herkese ispiyonlama gibi bir durumu olsada şu an o ihtimali düşünmek bile istemiyordum.

"İyiyim ve teşekkür ederim, sen iyi misin?" Gözlerinin içine bakıp hâlâ yanığını okşarken sorduğum soruyla Kutalmış seli bir şekilde yutkunup geri çekilmişti.

Ellerim havada kalırken hata yaptığımı fark etmiştim ve geriye dönemezdim.

"İyiyim komutanım, ben gideyim bizimkilerin yanına, siz de hemen çıkarsınız." Kutalmış, kapı kilidini açacağı sırada bileğini tutup onu durdurup kulağına doğru eğilmiştim.

"Eğer bu olanları birine anlatırsan seni ters yatırır düz sikerim Kutalmış, anladın mı beni?" Nefesimi geri verirken Kutalmış silkelenip mırıldanmıştı.

Ne dediğini anlamasam da bunu evet olarak kabul etmekten başka şansım yoktu.

Piyade /bxb ✅✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin