Kutalmış
Buluşmamızın üzerinden birkaç gün geçmişti ama ben o günden bu yana etrafta sevgi kelebeği gibi dolanıyordum çünkü ilk defa biriyle bu kadar çok eğlenmiştim.
Kısacası buluşma iyi geçmişti ve ikinci buluşma için sözleşmiştik ve günün sonunda Rezan Komutan da, benimle beraber çok eğlendiğini itiraf etmişti.
Ah bir de benden aldığı telefonu gizlice bana geri vermişti ve boş bulunduğum zaman ona yazmamı söylemişti. Onunla telefonda da konuşacaktım ve resmen adam beni deliye çevirmişti.
Şimdi de Süleyman Komutan, birliğini bahçede toplayıp tatbikat yapacağımızı söyleyerek dağa çıkacağımızı söylemişti.
Kısacası tatbikat ayağına anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirecekti.
Rezan Komutan, Süleyman itinin yanında süt dökmüş kedi gibi dururken ona sürekli bakmamak için zor duruyordum çünkü Süleyman Komutanın radarları resmen bizim üzerimizdeydi.
Gerçi daha çok Rezan Komutanın üzerindeydi desek daha doğru olurdu çünkü Rezan Komutan, onun yanından ne zaman kısa süreli ayrılsa bas bas bağırmaya başlıyordu.
"Toparlanın beş dakika sonra hepinizi arabada görmek istiyorum, sayımda sesini çıkmayanı sikerim. Rahat olun ve hızlı toparlanın hadi." Süleyman Komutan, ellerini arkada birleştirip bağırmıştı.
Keşke sesi kısılıp geberseydi...
*****
Hepimiz çil yavrusu gibi ayrı ayrı gruplar halinde bir yere dağınık halde dizildiğimizde geldiğimiz ormanlık alana kısa bir anlığına göz gezdirmiştim.
Geldiğimiz eğitim alanı hem rahatlık veriyordu hem de korku filmlerini aratmıyordu, burada ölsek kimsenin ruhu duymazdı.
"Rezan Komutanın çanağı da tam çakmalık değil mi? Kız olsa ilk ona kayarım. Hatta evden çıkarmam oğlum şu göte bak, ufff" Yanımda ses işittiğim zaman duyduğum şeyi algılamada güçlük çekerek gözlerim direkt olarak çaprazımda eğilmiş bir şekilde Postallarını bağlayan civcivime takılmıştı.
Hemen önümüzdeki Süleyman Komutan da söylenenleri duymuş olacaktı ki o da benimle aynı anda hem civcivime bakmış hem de söyleyen kişiye dönmüştük.
Evet bunların hepsi aynı anda olmuştu ve onunla aynı durumda olmak beni biraz sinirlendirmişti ve şu an konusu geçen şey o kadar iğrenç bir şeydi ki ben anlatamazdım.
Konuşan kişi Nihat itiydi ve daha birkaç hafta önce Rezan Komutana ibne diye ortalıkta geziyordu.
"Ne diyorsun lan pezevenk, aldırma şimdi ayağımın altına." Süleyman Komutan, anında ateş püskürerek Nihat'a doğru bir adım atmıştı.
O kadar hızlı davranmıştı ki bu kadar çok çabuk tepki verebilmesine hayran kalmıştım.
Ben daha olayın boyutunu kavrayamadan Süleyman Komutan, Nihat itini tuttuğu gibi ortaya doğru bildiğiniz fırlattığı zaman içimin yağları komple erimişti.
"Göstereceğim şimdi nasıl çanak çakmayı sana. Yat lan aşağı, sürüneceksin o dikenlerin üzerinde. Başla lan it herif." Nihat anında yere sürünme pozisyonuna geçtiği zaman deve dikenleri bir güzel her yerine batmıştı.
Herkes şaşkınlıkla olan biteni izlerken ben daha yeni yeni olayları tam anlamı ile kavrıyordum ve bu sapık herif bildiğiniz benimcivcivimin götüne laf söylemişti.
" Komutanım, öyle demek istemedim özür dilerim." Nihat, ağlayacak gibi konuştuğu sırada Süleyman Komutan, kalçasına ayağı ile tekme attığı zaman bakışlarımı Rezan'a doğru kaydırmıştım.
Olup biteni anlamaya çalışıyordu ve kendine gelmiş olacaktı ki Süleymanın yanına ilerleyip," Çocuğu rahat bırakır mısın?" demesi bir olmuştu.
Garibimin hiçbir şeyden haberi yoktu ve Nihat itinin üzerine atlamamak için zor duruyordum.
"Kapa çeneni Rezan, sen diğerlerini al çadır kurmaya alana git, benim bu amına koyduğumun salağı ile işim var. Bu hafta bul bu ite çakmazsam en adi şerefsizim. Aynı çadırda kalacağız değil mi aslanım? Çadırdan çıkamayacak hale getireceğim o zaman görür o. " Süleyman Komutan, Nihat'ın yanına ilerleyip saçından tutarak kafasını kaldırdığı zaman dikenler yüzünden kanayan suratına bakmıştım.
Süleyman Komutan, konu Rezan olunca oldukça acımasız bir insana dönüşüyordu ve benim rakibim bu adamsa cidden ayvayı yemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piyade /bxb ✅✔️
General FictionKardeşime atacağım, - Komutanımın hakkındaki nefret dolu- mesajları bizzat komutanıma atsaydım ne olurdu?..