Kutalmış
"Neden onun elini tuttunuz?" Ağlamamak için kendimi zor tutarak sorduğum soru ile boğazım daha çok düğüm düğüm olmuştu. Birden bire nefes alamıyormuşun gibi hissediyordum...
Omuzlarım istemsizce kendiliğinden düşerken Rezan Komutan, kahve fincanını kenara bırakıp bana bakmıştı ama o kadar kötü bir haldeydim ki ona doğru dönüp bakamamıştım.
Eh bir de kapıda nöbet tuttuğum için dikkatimi başka bir şeye veremiyordumo da hemen dibimde olan bankta naneli kahvesini içiyordu.
Sorduğum olayın üstünden tam tamına iki gün geçmişti ve ben iki gündür o kadar keyifsizdim ki...
Onların ilişkisi evet beni hiç alakadar etmezdi ama içimde oluşan boşluğu ne yaparsam yapayım bir türlü dolduramıyordum, canım çok yanıyordu.
Ulan bir de ben, bu adamı ne ara bu kadar benimsemiştim?
Hep o öpücükten sonra bu hale gelmiştim, o olaydan sonra ister istemez sürekli kendimi sorgular halde bulmuştum ve bu olay o kadar can sıkıcı bir hâl almaya başlamıştı ki anlatamazdım.
"Elini falan tutmadım, dikkatini çekmeye çalışıyordum ve ben eğer onun dikkatini çekmeseydim sen şu an yaşamıyor olurdun. Sen öyle atar yapıp çıkıp gidince arkandan biraz bekleyip ben de çıktım merak etme. Hatta unuttun mu birbirimizi koruyacağımıza dair söz verdik? Orada ben seni korumaya çalışıyordum, öyle yapamasaydım şu an sen yoktun. " Rezan Komutan, bacak bacak üstüne attığını gözümün yan tarafıyla görsem de bakmamak için kendimi tutmuştum.
Bir nevi haklıydı ve belki dediği gibi beni korumak istemişti ama onun elini tutması gerekmezdi.
" Adamın dikkatini elini tutarak mı çekmeniz gerekiyordu? Adam sizi arzuluyor ulan." Sesim sinirden sert ve hafif yüksek çıktığı zaman Rezan Komutan ayağa kalkıp gözümün tam önünde durmuştu.
"Bana hesap mı soruyorsun Kutalmış? İstersem başka yerini tutarım sana ne oluyor?" Kaşlarını çatarak bana baktığı zaman yüzünü çok dikkatli bir biçimde incelemiştim.
Gider ayak delirtecekti bu adam beni...
Ağzımı açıp bir şey söyleyeceğim sırada dediklerinde haklıydı, bana ne oluyordu ki? Onun kendi hayatıydı ve ben karışamazdım.
" Adam evli ve sizin öyle tutmamanız gerekiyordu." Üste çıkmaya çalışırken Rezan Komutan, histerik bir kahkaha atıp parmağı ile göğsüme vurduğu zaman omuzlarımı dikleştirmiştim.
-Sen homofobiksin ama öpüşüme karşılık verdin o nasıl olacak?
Rezan Komutan tahrik edici ses tonu ile konuşunca içim anında kıpır kıpır olmuştu.
"Senin de böyle elini tutsam ne yapabilirsin ki?" Sessiz bir şekilde konuşunca bir adım atarak dibime girip kulağıma doğru eğilmişti.
Bana çok az daha sokularak elimi ellerinin arasına alıp sıkıca tuttuğu sırada nefesimi tutmuştum, nefesimi bırakırsam benden uzaklaşır düşüncesi bütün bedenimi kaplamıştı.
İki gündür onu göremiyordum ve bu iki gündür de daha öncede dediğim gibi o kadar keyifsizdim ki...
Ah bir de Süleyman manyağı başımıza geldiği gibi terör estiriyordu.
Rezan Komutandan nefret eden kişiler bile şu an onu mum ile arıyordu ve bir zamanlar bende o gruba dahildim.
"Bu arada çok hoş kokuyorsun, parfümün adını sonra söyler misin?" Rezan Komutan, ellerimi daha çok hafif bir şekilde sıktığı zaman naneli kahve kokusunu daha net almaya başlamıştım çünkü nefesimi dışarıya verip almam gerekmişti.
Aklıma o gün geldiği zaman istemsizce gülümsediğim an Rezan Komutan da anlamış gibi gülümseyip göz kırparak benden uzaklaşmıştı.
O uzaklaşınca ellerimi de bırakmıştı, ellerimi yumruk yapıp kendime gelmek için iç çekmiştim.
Ciddi ciddi ne ara bu hale geldiğimi bilmek istemesem de ona karşı o öpüşmeden sonra bu hale geldiğimi iyi biliyordum.
"Sen benden mi hoşlanıyorsun?" Rezan Komutan, eğlenerek sorduğu soru ile istemsizce dudaklarımı ısırıp kafamı usulca sallamıştım.
-Şaka mı yapıyorsun?
Rezan Komutan, anında ciddileştiği zaman yanlış bir şey yapıp yapmadığımı bir an sorguladığım için yüzüm garip bir hâl almıştı.
" Şey yanlış bir şey mi dedim?" Sesim üzgün bir tonda çıktığı zaman Rezan Komutan, kafasını sallayıp garip bir şekilde gülümsemişti. Sanırım o da benim gibi gerilmişti ve yalan söylediğimi düşünüyor olabilirdi.
Bu konuda oldukça ciddiydim çünkü bütün oklar ondan hoşlandığımı gösteriyordu.
-Sen ciddi ciddi benden mi hoşlanıyorsun?
Emin olmak için üstüne basa basa tekrar sorduğunda onun bu haline gülmüştüm.
"Evet sizden hoşlanıyorum ve iki gündür de sizin o komutan bozuntusunun elini tuttuğunuz an aklıma geldiği için moralim yerleri süpürüyor şu an neden böyle olduğumu daha iyi anlıyorum ve o çektiğiniz video tamamen çöp komutanım. Evet başlarda size saçma sapan ithamlarda bulunsamda o kendimi, sizi daha önce keşfetmediğim içindi. Sanırım homofobikler gizli eşcinsellerdi ve eğer bana bir şans verirseniz sizi asla hayal kırıklığına uğratmayacağım. " Tane tane içime sinerek konuşmamı yaptığım zaman Rezan Komutanın gözleri hafiften dolmuştu.
Süleyman Komutan, sinsi sinsi yanımıza yaklaşıp" Ne yapıyorsunuz burada? " diye bağırarak omzuma vurduğu zaman Rezan Komutan, gözlerini devirip bankta duran fincanını eline almıştı.
" Ben gidiyorum malum yeni odama tam yerleşemedim de. " Rezan Komutan, iğneleyici bir tonda laf soktuğu zaman salak gibi gülümsemişti.
-Gülme lan eşek herif.
Süleyman Komutan, sert bir biçimde kafama yapıştırdında Rezan Komutan, kaşlarını çatarak ayağı ile Süleyman pisliğine tekme atmıştı.
" Piçlik yapma Süleyman." Kaşlarını çatarak beni koruduğu zaman içimin yağları bildiğiniz erimişti.
"Bu arada sana da evet diyorum." Rezan Komutan, bana doğru dönüp konuştuğu sırada sırıtmamak için kendimi zor tutmaya başlamıştım.
Resmen komutanım ile sevgililik adına adım atmıştım ulan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piyade /bxb ✅✔️
General FictionKardeşime atacağım, - Komutanımın hakkındaki nefret dolu- mesajları bizzat komutanıma atsaydım ne olurdu?..