Kutalmış
Çarşı iznine çıktığım gün Rezan Komutan da iznini benimle beraber ayarlamıştı. Bugün bütün gün beraber olacaktık ve dün nöbette salak salak durup dururken sırıttığım için Süleyman Komutan akşama doğru yanıma gelip beni bir güzel haşlamıştı.
Aslında durup dururken sırıtmamıştım, aklıma civcivim geldiği için sırıtmıştım ama bunu kimse bilmediği için dışarıdan deli gibi gözükmüştüm.
Saatime baktığım zaman buluşma saatimizin yaklaştığını fark etmiştim ve şu an bile bütün vücudum karıncalanmaya başlamıştı.
Her an bir yerden Süleyman biti çıkacakmış gibi hissetsem de korkunun ecele pek faydası yoktu.
Bugün sevgili olduğumuz günün ilk günüydü ve onu kıracak bir harekette bulunmak ödümü patlatıyordu.
Dışarıdan oldukça sert birisi gibi görünse de aslında hiç de öyle değildi. Yumuşacık bir kalbi vardı ve bu durum onu, yeme isteğimi tetikliyordu.
Evet daha ikimizde birbirimizi tam anlamı ile tanımıyorduk ve bu karar çok acele olmuştu.
Belki sevgili bile olmamıştık sadece birbirimizi tanımak maksadıyla evet demişti bunu bilemezdim ama ben her halükarda bunu ilk sevgililik günümüz sayardım.
Evet evet delinin önde gideniydim.
"Selamın Aleyküm reis." Rezan, gelip omzuma vurduğu zaman dediği şeye karşı ona bakış atmıştım.
Reis de neydi ulan?
Askerlik arkadaşı mıydık biz?
Kulaklarım çınladığında düşündüğüm şeyi anında sorgulamıştım.
"Reis derken?" Ona doğru dönüp sorduğum soru ile Rezan gülümseyip elini omzuma koyup sıkmıştı.
"Daha dur bismillah, hemen sevgili olunur mu gülüm? Daha birbirimizi tanımadık. Belki kafamız uyuşmayacak? İlk önce yemek yiyelim sonra kahve ya da başka bir şey içerken birbirimizi tanımaya çalışırız. Arabam hemen arkada, hadi gel." Rezan, mantıklı mantıklı konuşup beni kolumdan tutarak yönlendirdiğinde moralim ufaktan bozulmuştu.
Oldukça haklıydı, haklı olmasına bir şey demiyordum ama ben oldukça sabırsız bir insandım.
O da fazlasıyla bebek civcivdi.
Anahtara basıp kapıları açtığı zaman benden önce davranıp önüme geçmişti.
Kapımı açıp bana yer verdiğinde yaptığı hareket oldukça tatlı bir hareketti ve daha onu inceleme fırsatım bile olmamıştı.
Ah bir de arabasını bile yeni görüyordum...
Arabaya bindiğim zaman Rezan Komutan kapımı kapatıp şoför koltuğuna doğru dolanıp o da arabaya binmişti."Yemek istediğin bir şey var mı? Hamburger falan mı yiyelim? Özlemişsindir ya da başka bir şey canın çekiyorsa onu yiyelim hm? " Emniyet kemerini takarken konuştuğunda ben de onu taklit ederek kendi emniyet kemerimi takmıştım.
-Bana fark etmez, sen ne istersen onu yiyelim.
Gerginliğim sesime yansırken onun yanında olmak beni istemsizce geriyordu sonuçta adam komutanımdı ve ona karşı yanlış bir harekette bulunmak en son isteyeceğim şey bile değildi.
"Rahat olsana, insan yemiyorum." Güldüğü zaman çıkardığı hoş kahkaha ile ona bakıp yüzünü daha dikkatli incelemiştim.
Yeni tıraş olmuştu ve saçlarını yanlardan hafif kısalttırmıştı şu an bile ona bakarken nefesimin kesildiğini hissediyordum.
-Sen neden süslendin?
Kaşlarım istemsizce çatılırken, Rezan boş gözlerini üzerime dikmişti.
-Her zaman böyleyim ben?
Rezan Komutanın sesi şaşkınlıkla çıkarken ciddi olduğunu sonradan fark etmiştim.
Daha önce onu incelemediğim için fark etmemiştim ama bu halini hemen değiştirmesi gerekiyordu, ben oldukça kıskanç bir insandım.
"Bir daha böyle dolanma, herkes sana bakacak ve ben kıskanç bir insanım." Rezan Komutan, dediğim şeye 32 diş sırıttığında hoşuna gittiği her halinden belli oluyordu.-Sen kendini görmüyorsun herhalde? Jilet gibi olmuşsun.
Rezan Komutan, emniyet kemerenin izin verdiği kadar bana dönüp gülümsediği zaman istemsizce bende gülümsemiştim.
"Sizin kadar olamam komutanım." Elimi yanağına koyup okşadığım zaman kedi gibi yanağını sürtüp gözlerini bir anlığına kapatıp geri açmıştı.
Onun bu hali içimi kıpır kıpır ederken sadece iç çekmekle yetinmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piyade /bxb ✅✔️
General FictionKardeşime atacağım, - Komutanımın hakkındaki nefret dolu- mesajları bizzat komutanıma atsaydım ne olurdu?..