46.

3K 161 18
                                    

Kutalmış

"Mete bırak kardeşinin saçını." İki çocuğumu ayırmaya çalışırken resmen aralarında can cekişerek fıtık olmuştum ve
ikisi pek ayrılacak gibi durmuyordu.

Kavga ettikleri şey ise iki tane kıçı kırık uyduruk kuru boya kalemiydi...

"Lan?!" En sonunda dayanamayıp bağırdığım zaman ikisi de elindekileri yere fırlatıp asker selamı vermeye geçmişlerdi.

Tabii ki de bağırmayı kesip pür dikkat bana bakmaya başladıkları an gülmemek için dudağımı ısırıp hafifçe öksürmüştüm.

Dolunay altı, Mete ise sekiz yaşındaydı ama Rezan sağ olsun ikisini de küçük büyük demeden bir güzel kendi çapında disiplin vermişti.

Verdiği disiplin de çocukları birer asker gibi yetiştiriyordu...

Çocuklarla genellikle o ilgilenirdi o yüzden bizim veletler beni değil de çoğunlukla kocamın sözünü tutarlardı...

Eh böyle söyleyince de başkasının çocuğundan bahsediyormuşum gibi gelmişti...

"Neyi paylaşamıyorsunuz? İkinize de aynı eşyaları almıyor muyuz?" veletleri yan yana getirip yanlarına çömeldiğim zaman kızımın bakışlarını saniyesinde değişip anında kedi bakışlarına bürünmüştü. "Babacıyım" kollarını bana uzatarak boynuma sarılmıştı.

Ne zaman suç işlese böyle yapardı.

Eh bir de hâlâ dili dönmediği için kelimleri yanlış söylemesi insanı daha çok tatlı komasına sokuyordu...

"Bebeğim." Dolunay'ın saçlarını öperek sevdiğim zaman Mete anında kaşlarını çatarak kollarını birbirine bağlamıştı.

"Bu haksızlık, o sevimli olma tarafını kullanıyor. Ben mağara adamı gibiyim" Mete, ayağını vurarak konuştuğunda bir yandan da kardeşini kucağımdan çekmeye çalışıyordu.

Evde birbirlerini kedi köpek gibi yerlerdi ama dışarıya çıktığımız anda da ikisi birden bire  can ciğer kuzu sarması olurlardı...

Aynı Rezan ile benim gibiydi.

Ah be kocamı çok özlemiştim.

"Sus eşek sıpası,  o daha küçük." Diğer kolumla da Meteyi kendime çekip sarıldığımda ikisini de öpüp kokularını içime çekmiştim.

Rezan ile bu hallere geleceğim hiç aklıma gelmezdi. Hadi Rezanı da bırakın bir erkek ile birlikte olup ailemi karşıma almıştım ve üstüne üstlük iki tane de veletimiz olmuştu.

Bundan pişman mıydım?

Hayır asla değildim.

Yine olsa yine aynısını yapardım.

Dolunay ve Mete kuzuma daha sıkı sarılıp kendimden ayırdığım zaman ikisininde saçını okşayıp gülümsemiştim.

İkisini de çok seviyordum ve her zaman onlar sayesinde ayakta duruyordum.

Eh Rezan sayesinde de okuyup mesleğimi elime almıştım ve annesi bana çok güzel annelik yapıyordu.

"Eğer bir daha böyle saçma sapan sebeplerden dolayı kavga ederseniz Rezan babanıza söylerim." Hafiften korkuyu üzerlerine saldığım zaman ikisi de birbirlerine bakıp savunmaya geçmişlerdi.

Dediğim gibi Rezan, onların üstüne titrediği kadar da en çok korktukları kişiydi...

" Siz ikiniz kardeşsiniz ve her şeyinizi bir alıyoruz birazcık paylaşmayı öğrenin." Ayağa kalkıp ikisine bakış attığım zaman Dolunay iç çekip abisine sarılmıştı.

"Mete." uyarır tonda konuştuğum zaman Mete de oflayıp Dolunay'ın sarılışına karşılık vermişti.

Eh hepimiz biliyorduk ki yarım saat sonra başka bir sebepten dolayı kavga edeceklerdi...

*****

Rezan

Çocukları yatırıp odaya geçtiğim zaman yatakta götü bana dönük olarak yatan Kutalmışa gözüm takılmıştı.

Anlaşılan bugün çocuklar onu epey bir zorlamıştı.

Eh kolay değildi iki çocukla ilgilenmek...

"Benim küçük prensim yorulmuş mu?" Yumuşak bir ses tonuyla konuşup yatağa yavaşça yanaşmaya başladığımda Kutalmış bana doğru dönmüştü.

"Uzun zamandır ikisiyle vakit geçirmiyordum malum işe girdiğimden dolayı yeni olduğum için epey bir zorluyorlardı ama işten daha çok çocukların bu kadar zorladığını unutmuşum." Baygın bakışlar atarak konuştuğunda onun bu haline gülümsemiştim.

Ya ben ne yapsaydım?

Askeriyenin derdi bitmezken bir de eve gelip çocukların ihtiyaçları ile ilgileniyordum, uykuya dalacağım sırada da Kutalmış malum tavşan gibi rahat durmuyordu...

Askeriye, kutalmış ve çocuklar bildiğiniz benim saçlarımı beyazlatmıştı...

Hayır bundan pek şikayetim yoktu ve sevdiğim işleri yapmak, sevdiğim kişilere zaman ayırmak hoşuma gitse de arada bir de benim saçımın okşanmasını istemek en büyük hakkımdı.

Kutalmış, derslerine ağırlık verirken, üniversiteye giderken, çocuklarla hep ben ilgilenmiştim ve bundan dolayı bana daha çok yatkınlardı...

Gerçi... Bir yerden sonra insan her şeye alışıyordu.

"Her şey için teşekkür ederim sevgilim." Kutalmış gülümseyerek konuşup bana baktığında ben de ona gülümseyip yatağa yatar pozisyona geçer gibi oturmuştum.

Bütün her yerim ağrıyordu...

"Her yerim ağrıyor be gülüm." Yorgun çıkan sesimle bakışları anında yumuşayıp üzerime doğru eğilerek dudaklarımı öpmüştü.

"Sen sıcak bir duş al, sonra ben de sana bir güzel masaj yapayım." Dudaklarını boynuma değdirip minik minik öpmeye başladığında işin nereye doğru gittiği apaçık ortadaydı ama kolumu kaldıracak halim yoktu.

Ben bu adama boşuna tavşan gibi demiyordum...

"Hayatım" Sesim iyice boğuk çıktığı zaman Kutalmış gülüp öptüğü yeri emmeye başlamıştı.

İçim hoş olurken belim anında yay gibi gerilmişti.

"Kutalmış, yorgunum cidden." Yataktan kaçacağım sırada Kutalmış bileğimden oldukça sert bir şekilde tutarak beni yatağa  iyice yatırmıştı. Tabiri caizse kısacası altına almıştı.

Bakışları oldukça kararlı bakarken göz bebekleri büyümüştü.

"Seni cidden özledim." Sıcak nefesi yüzüme vururken tahrik edici ses tonuna gülmüştüm.
Ulan daha dün beraber olmuştuk ne ara özlemişti bu adam?

Erkekliğini bana bastırırken sesli bir şekilde yutkunmuştum.

Bahsettiğim saçımın okşanması kesinlikle bu değildi...

" Saçlarım iyice beyazladı, boyasak mı? Kendimi senin yanında yaşlı hissediyorum." Bir yandan konuyu değiştirmeye çalışırken diğer yandan da ayağa kalkmaya çalışıyordum ama Kutalmış öyle bir yapışmıştı ki bana kımıldayamıyordum.

"Ya amına koyarım şimdi senin, iki tane evladın var senin ve hâlâ milletten görücü adayları çıkıyor senin için. Geçen haftaki o şerefsiz Albayın sana kız bulduğu meseleyi daha unutmadım Rezan, kaşınma istersen." Bileklerimi kafamın üstüne getirip kasıklarıma oturduğunda ne tepki vereceğimi kestirememiştim.

Geçen hafta o olay yüzünden Kutalmış kıskançlıktan evde kıyameti koparmıştı...

" Bu gece benimsin ve beraber duş alacağız. " Kasıklarıma ağırlığını daha çok vererek ileri geri hareket etmeye başladığında nefesimi tutmuştum.

Birazdan kesinlikle namusum elden gidecekti...

Piyade /bxb ✅✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin