Rezan
Kutalmışın çarşı izni ile kendi izin günümü bir ayarladığım zaman dün akşam nöbette sözleştiğimiz gibi bugün onunla tenha, göze batmatacak bir yerde buluşmuştuk ve bende gereksiz bir heyecan vardı.
İçimde sanki ilk defa buluşuyoruz gibi bir his vardı...
Yani anlayacağınız şu an anlamsız bir şekilde yerimde duramayacak seviyeye gelmiştim ama bütün bunların pek bir önemi yoktu.
Birkaç gün önce onunla nöbete kaldığım zaman dediğim şeyi yapacaktım yani Kutalmış salağını, annem ile tanıştıracaktım ama ikimizinde heyecanına bakarsak bu biraz zor olacak gibiydi.
Kutalmış, benden daha fazla heyecanlıydı ve dışarıdan bakıldığı zaman net bir şekilde fazlasıyla gözle görülüyordu.
Eh tabii onun gibi ben de heyecan doluydum ama o benden kat be kat üstündü.
Dün akşam eve gittiğim zaman annem ile oturup her şeyi konuşmuştum ve Kutalmış'ın, benim için ailesine yaptığı davranıştan da bahsetmiştim.
O dakika annemin içinden adeta şakasız başka birisi çıkmıştı.
Kutalmış'ın bizde kalması gerektiğini söylemiş artı olarak da bizim evlenmemize onay vermişti?
Evet evet kulağa ne kadar saçma geldiğinin ben de oldukça farkındaydım ama annem bütün bunları söylerken kendisini fazlasıyla kaptırmıştı ve epey bir şekilde de ciddiydi.
Evlenmek için erken olduğunu ve bunun aptalca bir fikir olduğunu söylediğim an ise içinden resmen canavar çıkmıştı. Kafama yediğim şaplak ile beraber diğer söyleyeceklerim de ağzımda tıkılı kalmıştı.
Kutalmış ile daha yeni sevgili olmuştuk ve evlilik için cidden çok fazla erkendi.
Hatta beraber yaşamak için bile erkendi ama onun ortada kaldığı durum malumdu. Gidecek bir yeri yoktu ve onun yanında olmaya ne olursa olsun söz vermiştim.
"Ben, dün gece bir karar aldım." Kutalmış, kendini gererek konuştuğu zaman bütün dikkatimi ona vererek elimi omzuma atmıştım, yavaş bir şekilde onu, kendime doğru çekerek kulağına eğilmiştim.
-Söyle bakalım sevgilim, ne kararı aldın?
Ona dokunmam ile az önce kaldırdığı omuzlarını indirmişti, yanakları anında kızarırken bu haline gülümsemiştim.
Üzerinde etkim çok fazla büyüktü ve ona temas ettiğim için mi yoksa söylediğim sözcükten mi etkilenmişti bilmiyordum ama bu durum inanılmaz bir şekilde hoşuma gitmişti.
Eh Kutalmış ile bu kadar rahat olmamamın sebebi, Süleyman itinin burada olmamasıydı. Acil bir operasyona gitmesi gerekmişti ve geldiği zaman ise başka birliğe devam edecekti yani Kutalmış için artık endişe etmem gerekmiyordu.
"İyi ki o mesajları atıp dikkatimi çekmişsin Kutalmış. Eh oldukça kırıcı olduğunu kabul etmem gerekiyor." Saçlarını öpüp onu kendimden uzaklaştırdığım zaman etrafa bakış atmıştım, tepki çekip onun daha fazla zarar görmesine izin veremezdim.
Hadi ben fazlasıyla alışıktım ama o değildi, yapamazdı, daha çok kırılırdı.
" Özür dilerim ama iyi yanında bakalım bana bir güzel gaydınn." Soğuk espri yaptığını anladığım an kollarımı birbirine sarıp üşüyor gibi yapmıştım. "İğrençsin, Kutalmış. Yaşın kaç sevgilim beş mi?"
Yüzünde tekrar o ifade oluştuğu an tipine gülmüştüm.
Sevgilim kelimesine de dikelen bir kişiyi ilk defa görüyordum.
"Rahatsızsan demem." Şaka amaçlı alınmış bir ifadeye büründüğüm an Kutalmış, paniğe kapılmış gibi bana doğru gelmişti.
-Hayır hayır hep söyle. Çok hoşuma gitti.
Onun bu tepkisi beni gülümsetirken kollarımı açıp onu kolumun altına arkadaşına sarılırmış gibi almıştım.
Bu sarılmayı kimse bilmeyecekti, dışarıdan bakıldığı zaman normal 'dost' sarılması olarak gözükse bile içeriden öyle değildi.
Birkaç dakika öyle kaldıktan sonra ayrıldığımız zaman ona binmesi için arabanın kapısını açmıştım. Kutalmış binip emniyet kemerini taktığı zaman yavaş bir şekilde arabanın kapısını kapatıp şoför tarafına dolanıp ben de yerime yerleşmiştim.
Başıma ne gelecekti bilmiyordum ama işin içinde annem varsa her şeyden korkmam gerekirdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piyade /bxb ✅✔️
General FictionKardeşime atacağım, - Komutanımın hakkındaki nefret dolu- mesajları bizzat komutanıma atsaydım ne olurdu?..