14

1.8K 160 65
                                    

Lisa koluna girmesi için kolunu Jisoo'ya uzattı. Gözlerini bir an olsun onun üzerinden ayırmadığından Jennie'nin ifadesini göremiyordu.

Tam Jisoo ağzını açıp bir şey demeye çalışacakken Jennie onu durdurdu.
"İyi eğlenceler."

Arkasını dönüp gitmeye hazırlanıyordu ki Jisoo onu kolundan tuttu.
"Jen...gerçekten..."

Jennie ağlamaklı şekilde arkadaşının kulağına eğildi.
"Jisoo yalvarırım onunla git yoksa rezil olacağım."

Jisoo da neredeyse ağlayacak gibi gözüküyordu. Jennie'yi bu işe sürükleyen oymuş gibi hissediyordu ve bunun suçluluğuyla içi eziliyordu. Arkadaşı ilk defa bir baloya katılmıştı ve onu da bu şekilde hatırlayacaktı.

Jennie hızlı adımlarla ikiliden uzaklaştı.
"Aptal, ben bir aptalım..." diye söyleniyordu akmaması için uğraştığı gözyaşları eşliğinde.

Kar gittikçe şiddetini artırmıştı. Arkasına baksa hiçbir şey göremezdi. Saçlarına dolan kar ve rüzgarla beraber durmaksızın yürüdü, nereye gittiğini bile bilmiyordu.

Kar hızlandıkça adımları da hızlandı. Bunun farkında değildi. Sanki bir şeyden kaçıyormuş gibi hızla yürüyordu. Lisa'dan mı yoksa Jisoo'dan mı kaçıyordu bilmiyordu. Yoksa birinden değil de olabilecek şeylerden mi kaçıyordu? Yoksa büsbütün kendinden mi? Bilmiyordu.

Hızlanan adımları yüzünden kaydığında bedeni sertçe zemine çarptı. Bir süre sanki şoka girmiş gibi yerde yattı ve yüzüne çarpan kar tanelerinin soğukluğuyla beraber öylece bekledi. Ne hissediyordu anlayamıyordu. Sonunda doğruldu ve yere oturdu. Sırtı çok acımıştı. Elleriyle saçlarını yolacakmış gibi sıkıca tutarak ağlamaya başladı. Ama sebebinin sırtının acıması olmadığını biliyordu.

Jennie ertesi hafta okula gitmemişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

....
Jennie ertesi hafta okula gitmemişti. Mükemmel bir devamsızlık skoruna sahip biri için bu oldukça tuhaftı. Sebebini ise Jisoo ve kendisi dışında kimse bilmiyordu.

Balodan sonra Jisoo'nun telefonlarını açmadı. Ona kızgın değildi buna hakkı da yoktu zaten ama onunla konuşabilecek kadar güçlü hissetmiyordu kendini. Jisoo ne zaman onu ziyarete gelmeye çalışsa da bir bahaneyle aşağı inmiyordu.

Ne beklemişti? Kendine sıkça sorduğu soru buydu. Birkaç gün önce telefonda kendisinden "dünyanın en korkunç insanı" diye bahseden biri onu baloya mı davet edecekti? Yıllardır Jisoo'yu sevdiğini bilmiyor muydu sanki?

Birkaç günlüğüne bir bebeğe baktılar diye onu baloya mı davet edecekti? Ona bir çörek ikram ettiği için mi ya da?

Lisa'nın veya herhangi birinin onu sevmesi için bir sebep olmadığına karar verdi. Sevilmek için ne yapmıştı? Sadece kendi dünyasında yaşamış ve başarılı olmak için herkesi hiçe saymıştı. Çevresini sadece ona engel olmayacak insanlardan oluşturmuştu. Her zaman ödül odaklı olmuştu Jennie. Sevilmek ise kazanamadığı tek ödüldü.

Toparlanması gerekiyordu. Üzülüp kapanmaya alışkın değildi ki bu zaten daha önceden hiç başına gelmemişti. Üzülerek bir şeyi değiştiremediği gibi elindekileri de kaybediyordu. Kaçırdığı dersleri düşündükçe aklını kaçıracak gibi oluyordu.

Önünde sonunda okula dönecekti. Lisa'yla konuşmamak kolaydı çünkü Lisa'nın onu umursamadığını artık biliyordu. "Vay canına sen de gelmişsin Jennie," dediği zamanki duyarsız ses tonunu ve gözlerinin asla ona bakmadığını çok net hatırlıyordu. Ama Jisoo?

O sabah botunun bağcıklarını bağlarken ilk defa ne yapacağına dair bir fikri yoktu. Okula girdiğinde eğer Jisoo ve Lisa'yı beraber görürse paramparça oluşunu nasıl saklayacağına dair de bir fikri yoktu.

The Baby Project |jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin