19

1.7K 168 92
                                    

"Jisoo bunu kabul edemem, kim bilir ne kadar para vermişsin?"

Jennie elindeki parlak kumaşlı güzel elbiseyi incelemeye devam ediyordu. Oldukça şık ve tam onun zevkine uygun bir elbiseydi ama para konusunda haklıydı, Jisoo araba almak için biriktirdiği paranın bir kısmını bu elbiseyi almak için harcamıştı.

"Doğum günü hediyesini kabul etmemek büyük kabalıktır Jen. Üstelik senin için değer, böyle saçma şeyleri sorgulama artık."

"Gerek yoktu," dedi Jennie mahcup bir şekilde.

"Gayet gerek vardı, çünkü şimdi beni mutlu etmek için dışarı çıkarken bu elbiseyi giymek zorundasın."

Jennie işaret parmağını Jisoo'nun yüzüne yaklaştırarak şakacı şekilde söylendi.
"Sen tehlikeli birisin Kim Jisoo!"

Jisoo kıkırdadı.
"Hadi giyin de çıkalım, geç kalıyoruz."

"Neye geç kalıyoruz?"

Jisoo'nun pot kırmamak için cevabını iyi seçmesi gerekmişti.
"Film maratonu demiştin ya, sinemaya bilet aldım ben de."

"Bu elbise sinema için fazla şık ama!"

"Sinirlenmeye başlıyorum Jen. Beş dakika içinde giyiniyorsun ve çıkıyoruz tamam mı?"

Jennie oflayarak üzerini değiştirmeye gitti.

Doğum günü olduğu için babası arabayı almasına izin vermişti. Ama polislere yakalanmamaları, dikkatli olmaları ve yakın bir yere gitmeleri şartıyla, çünkü Jennie'nin de Jisoo'nun da henüz ehliyeti yoktu.

Jennie için araba kullanacak olmak doğum gününden daha heyecan verici bir olaydı. Doğum gününün anlamı da ehliyet alacak yaşa gelmiş olmasıydı zaten.

Evin önünde park edilmiş arabanın şoför koltuğuna oturduğunda kendini ilk kez çocuk gibi hissetmiyordu. Her ne kadar babası yanlarında ehliyeti olan kuzenini de götürmelerini söylemiş olsa da.

"Namjoon sürmeme izin vereceksin değil mi?"

"Evet ama yan koltukta ben oturmalıyım, kusura bakmazsın değil mi Jisoo?"

"Ah, hayır elbette."

"Seninle pratik yaptığımız gibi Jen. Sadece rahat ol ve direksiyonu ne olursa olsun bırakma."

Jennie başını sallayıp arabayı çalıştırdı.

...

"Tanrı aşkına Jisoo nerede bu sinema?"

Jisoo Jennie'nin olan biteni anlamaması için onu partiyi düzenlediği restorandan oldukça uzakta indirmişti. Uzun süre yüksek tabanlı ayakkabılarla yürümek ise Jennie'nin hiç hoşuna gitmemişti.

"Kaç kişi olacak?" diye fısıldadı Namjoon Jennie geride kaldığında.

Jisoo kafasında hesaplar gibi yaptıktan sonra cevap verdi.
"Yaklaşık 30 kişi."

"Vay canına, Jen seni öldürmezse şanslısın."

Jisoo Namjoon'un omzuna vurdu.
"Saçmalama Jennie buna bayılacak, onu senden iyi tanıdığıma bahse girerim."

Namjoon umursamaz şekilde başını salladı.

"Hala gelmedik mi?"

"Az kaldı Jendeuk."

Sonunda hoş ışıklarla süslenmiş restoranın kapısına geldiler.

"Burası hiç sinemaya benzemiyor Jisoo."

Jisoo Jennie'nin kolundan tutup çekiştirmeye başladı.

"İçeri gel Jennie."

İçerisi başta zifiri karanlıktı. Jennie etrafındakilere çarpmamak için Jisoo'ya sıkıca tutundu.
"Burası neresi Jisoo, ne karıştırıyorsun?"

The Baby Project |jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin