15

1.8K 167 100
                                    

Sınıfa girdiğinde herkes zombi görmüş gibi bakıyordu yüzüne. Hakları vardı. Jennie zombi olsa bu şekilde gözükürdü herhalde. Gömleği ütüsüz, saçları dağınık ve çorapları çamurluydu. Normalde bu çoraplarla bir adım bile atmazdı ama bu sefer okuldaydı. Kendini o da tanıyamazken başkalarının tanımaması çok normaldi.

Jisoo'yu ve yanındaki boş yerini gördü. Jisoo ona utanç dolu bir ifadeyle bakarken o arkadaşının bakışlarına karşılık bile veremiyordu.

Yabancı biri gibi yerine oturduğunda Jisoo'nun bakışlarının bir an bile yüzünden ayrılmadığının farkındaydı.
"Jennie..." diye mırıldandı Jisoo korkakça.

Jennie ne diyeceğini bilemiyordu sadece ağlamaklı bir şekilde Jisoo'ya baktı.
"Özür dilerim."

Jisoo bunun "özür dilerim ama konuşabilecek gibi hissetmiyorum" demek olduğunu biliyordu. Sessiz kalmaya karar verdi. Sadece Jennie'nin sırtını hafifçe okşadı ve ona "buradayım" demiş oldu.

Tam o sıralarda Lisa sınıfa girmişti. Jennie'yi yerinde görünce şaşkınlıkla o tarafa baktı. Sonra nereden geldiğini bilmediği bir cesaretle ona doğru yürüyüp selam verdi.

"Jennie? Nerelerdeydin hasta falan mı oldun? Seni bir hafta boyunca görememek çok garipti."

Jennie kafasını bile çevirmeden Lisa'ya cevap verdi.
"Benden uzak dur."

"Hastaysan bile iyileşmişsin," dedi Lisa memnuniyetsizce bağladığı kollarıyla beraber.

Jennie'nin bu cümlesini umursamadan göz devirmesini beklerken Jennie bir anda ayağa kalktı.
"Sana bir daha benimle konuşma, günaydın bile deme dedim değil mi? Bunun nesini anlamadın?"

Jisoo Jennie'yi kolundan çekiştirerek yerine oturtmaya çalışıyordu.

Lisa şaşkınlıkla Jennie'ye bakıyordu. İğneleyici laflarına alışmıştı ama ayağa kalkıp herkesin içinde ona bağırması yeni bir şeydi. Üstelik ortalıkta elle tutulur bir sebep bile yoktu.

"Ne dedim şimdi? Sadece bir hafta okulda yoktun ve.."

"Ve bu seni ilgilendiren son şey olmalı!"

"Jennie sadece kibar davranmaya çalışıyordum ne yaptığımı anlamıyorum."

"Kibar davranmaya çalışma, benimle etkileşime girme ve benden uzak dur."

Dolan gözlerini kimsenin görmemesi için hızla ayağa kalktı. Doğruca sınıf kapısına ilerlediğinde herkes şaşkınca onu izliyordu. Jisoo arkasından gitmeye çalıştı ama biri ondan önce davranmıştı. Lisa hızlı adımlarla Jennie'yi takip ediyordu.

"Lisa gitme!" diye seslendi Jisoo ama Lisa onu duymazdan geldi. Jennie'yle yüzleşmeye kararlıydı.

Birkaç dakika sonra ikisi de bahçedeydi.
"Niye geldin!"

"Çünkü artık benimle derdin neyse çözmek istiyorum, zorbalıklarından bıktım Jennie!"

"Seninle ne gibi bir derdim olabilir?"

"Onu sen söyleyeceksin."

Jennie histerik bir şekilde gülmeye başladı.
"Kendini fazla önemli sanıyorsun."

"Ukalalığı bir kez olsun bırak ve gerçekleri söyle Jennie. Ben sana ne yaptım ki benden bu kadar nefret ediyorsun? Sebebi ne söyle artık! Senin tarafından bir çocuk gibi azarlanmak istemiyorum artık."

Jennie sessiz kalınca Lisa ona yaklaşıp kolunu yakaladı amacı ona zarar vermek değil kaçmasını önlemekti.

"Konuş Jennie, az önce konuşmaktan çekinmiyordun şimdi de aynısını yap."

"Bırak kolumu!"

"Hayır, konuşana kadar bırakmayacağım."

"Müdür görecek."

"Umrumda değil."

Jennie bir kez daha sustu. Sadece bir anda yerin delinmesini ve oluşan çukurun içine düşmeyi diliyordu. Başka türlü buradan kurtulamazmış gibi geliyordu çünkü. Sınıfın camlarına çıkmış onları izleyen öğrenciler de cehennem azabını ikiye katlıyordu.

Az sonra öğrencilerden birinin şikayetiyle müdür başlarına dikilecek ve her şey daha kötü olacaktı bunu biliyordu.

Çaresiz şekilde Lisa'ya baktı. Kolunu bırakması için her şeyi yapabilirdi.

"Bir şey yok tamam mı? Sadece senden hoşlanmıyorum. Sen de benden hoşlanmadığına göre bunu neden bu kadar sorun ediyorsun? Herkes seninle arkadaş olmak istemiyor Manobal, bunu benden duyduğuna üzgünüm ama dünyada senden hoşlanmayan insanlar da olabilir."
Sesinin güçlü çıkmasına özen gösteriyordu ama en küçük şeyde yıkılabilirdi.

"Bu bana zorbalık yapman için geçerli bir sebep değil."

"Sana zorbalık falan yapmıyorum."

"Mutlu olmamı engellemek için elinden geleni yapıyorsun. Kış balosuna kadar Jisoo'yla aramızda bir sorun yoktu. Balodan sonra daha fazlası olabileceğimizi düşünürken sıfır noktasına döndük. Artık yüzüme bile bakmıyor ve bunu senin sabote ettiğini çok iyi biliyorum. Telefon konuşmasını duyduğundan beri mutlu olmamam için ekstra mesai harcadın değil mi?"

Jennie'nin gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Gerçekten kış balosunun onun suçu olduğunu mu düşünüyordu? Hala ne yaptığının farkında değil miydi? Bir şey diyemeyecek kadar şoka girmişti.

"Okul başladığından beri oturduğum sıradan onu izledim ve bunca zaman sadece onunla bir şansım olmasını istedim ama Jennie Kim bir şeyden dolayı beni sevgili arkadaşının yanına yakıştıramadı ve her şeyi mahvetmeye çalıştı. Belki de sorun ben değildim, belki de en yakınındaki kişi mutluyken kendinin acınası bir durumda olmasını kaldıramayacağın için bunları yaptın. Ah, evet kesinlikle bu yüzden yaptın. Çünkü sen kendin dışında kimsenin mutluluğunu istemiyorsun."

Jennie gözleri dolarken titrek bir sesle cevap verdi. Ağlamamak için dişlerini sıkıyordu ve asla Lisa'ya bakmamaya özen gösteriyordu.
"İleri gidiyorsun."

Lisa ise üstüne gitmeye kararlıydı. Bu konuşmadan eli boş dönmeyecekti.
"İleri mi gidiyorum? O zaman gerçekleri söyle ben de susayım. Neden yaptın Jennie?"

"Çünkü..." dedi Jennie artık tutamadığı gözyaşları arasında.
"Çünkü sen onu izlerken ben seni izliyordum aptal!"

Lisa şaşkınlıkla tuttuğu kolunu gevşetince Jennie koşarak bahçeden çıktı, olanların üstüne okula bir daha dönebileceğini sanmıyordu.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
The Baby Project |jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin