"Gitmemi istemiyor musun?" diye tekrarladı Jennie gözleri büyürken.
"İstemiyorum."
"Neden?"
Daha sonra bir aydınlanma yaşamış gibi başını hızla salladı.
"Ah doğru, derslere pek girmediğim için arkadaşlarınla beraber benimle dalga geçemediniz."
"Dalga geçmek için falan değil Jennie."
"Ne kadar korkunç biri olduğum hakkında daha fazla konuşmak için mi?"
Lisa ofladı.
"Daha kaç kere özür dilemem gerekiyor? Söylediklerimden daha o gün pişman oldum ama şimdi daha da pişmanım çünkü yanıldığımı görüyorum. Sen korkunç biri değilsin Jennie sadece çevrene ördüğün buzdan duvar yüzünden kimsenin duyguları olan biri olduğunu görmesine izin vermiyorsun."
Jennie elleriyle yüzünü kapadı.
"Yalvarırım duygularımdan bahsetme!"
"Tamam...her şeyi unutmaya ne dersin?"
Lisa elini Jennie'ye uzattı.
"Sen konuşmak istemediğin sürece bu konuyu hiç açmayacağım hatta unutacağım, sen de okul değiştirme saçmalığından vazgeçeceksin. Anlaştık mı?"
Jennie isteksizce elini uzattı. Bunu yaparken gözlerini devirmeyi ihmal etmemişti. Ama Lisa'nın elini tutunca içinde oluşan elektriklenmeyi saklayabildiğini umuyordu.
"Anlaştık."
"Ayrıca," diye ekledi Lisa.
"Ari'yi görme çizelgesini de unutsan iyi olur çünkü o programı çoktan kaybettim ve Ari'yi her gün ziyarete gitmeyi düşünüyorum. Yani benimle karşılaşmak ve bu duruma alışmak zorundasın."
"Off. Pekala."
"Hadi içeri gidelim, müdürü anlaşabildiğimize ikna etmemiz gerekiyor."
İçeri girerken Lisa elini Jennie'nin omzuna attı. Jennie için işleri zorlaştıran bu hareketi ise "inandırıcı olsun diye!" şeklinde açıklamıştı.
"Kızlar siz...iyi gözüküyorsunuz?"
Müdür 4 sene boyunca çeşitli mazeretlerle kaç kere odasına geldiklerini bilmediği bu iki kıza şaşkınlıkla bakıyordu.
"Evet sorunlarımızı çözdük," dedi Lisa sırıtarak.
"2 dakikada mı?"
"İnanın biz de sizin kadar şaşkınız," Jennie'nin saçlarını karıştırırken ekledi "değil mi Jenjen?"
Jennie yapmacık bir şekilde gülümseyerek başını salladı.
"Evet kesinlikle!"
Daha sonra Lisa'nın kulağına yaklaşarak fısıldadı.
"Bana bir daha öyle dersen seni öldürürüm."
"Sorunlarınızı çözebilmenize çok sevindim, o halde Jennie?"
"Okulu değiştirmekten vazgeçtim," dedi yutkunarak, Lisa'nın galeyanına gelmeyip doğru kararı verdiğini umuyordu.
Müdür Jennie'nin imzalamasını beklediği belgeyi neşeyle yırttı.
"Eh, bu bugün aldığım ikinci harika haber oldu!"
...
Jennie ve Lisa sınıfa girerlerken Lisa kolunu bir kez daha Jennie'nin omzuna attı.
Jennie yanında kısa kaldığı kıza dönüp dişlerini sıkarak sordu.
"Ne yapıyorsun?"
"Çevredekilere de inandırmamız gerekiyor Jenjen."
Jennie dirseğini Lisa'nın karnına geçirince Lisa hafifçe bağırdı.
"Ah! Midemi mi delmeye çalışıyorsun?"
"Tüm bunları beni sinir etmek için yapıyorsun."
Lisa kıkırdayarak elini Jennie'nin omzundan çekti. Ama sırasına oturmadan önce müdürün odasının kapısında yaptığı gibi ona elini uzattı.
"Biliyorsun olanları unutacağımı söylemiştim."
Jennie sabırsız şekilde başını salladı.
"Eğer tamamen unutmamı istiyorsan artık arkadaş olduğumuzu kabul etmen gerekiyor."
Jennie bunun "seninle asla romantik bir şey düşünmeyeceğim" anlamına mı yoksa "aramızda daha fazla düşmanlık olmasın" anlamına mı geldiğini bilmiyordu. Ama iki durum da çıkarlarıyla çatışmayacağı için Lisa'nın elini bir kez daha sıktı.
"Tamam, arkadaşız."
"Harika..." sırıtarak ekledi "Jenjen."
Jennie oflayarak sırasına oturduğunda Jisoo gülmemek için kendini zor tutuyor gibiydi.
"Selam Jenjen."
Jennie Jisoo'yu omzundan hafifçe itti.
"Sen de başlama Jisoo yalvarırım."
Jisoo Jennie'nin müdürün odasına okul değiştirmek için dilekçe vermeye gittiğini bilmiyordu. Sadece tüm olanlardan sonra Jennie'yi Lisa'yla beraber sınıfa girerken hatta el sıkışıp arkadaşlıklarını ilan ederken görünce mutlu olmuştu. Bu Jennie'nin kendini daha iyi hissetmeye başladığı anlamına geliyordu.
Artık dersleri kırmayı da bırakacağını düşünüyordu. Çünkü sınavlar yaklaşmıştı ve Jennie biraz daha ders kaçırırsa düşük not alma riski oluşacaktı ve bu tanıdığı Jennie'nin asla kabul etmeyeceği bir riskti. Birkaç gün sonra ilk defa tanıdığı Jennie'yi karşısında gördüğü için bunun düzeleceğini umdu.
....
"Jennie kimya kitabını neredeyse ezberledin dur artık."
"Mümkün değil Jisoo, o kadar konu kaçırmışım ki kendimi camdan atasım geliyor."
Jisoo kafedeki masanın üzerinde duran kalın kitabı Jennie'nin önünden çekti.
"Biraz dinlen tamam mı?"
Jennie sıkıntıyla iç çekerek önünde duran meyve suyunu yudumladı.
"Tamam ama sadece beş dakika."
"İnsanlar beş dakikayı biraz daha uyumak için ister Jennie."
Daha sonra bu çabasının boş olduğunu fark ederek konuyu kapatmaya karar verdi Jennie için başarı, uykudan bile önce geliyordu bu yüzden ona bunları hatırlatmanın bir anlamı yoktu. Arkadaşını karşısında eskisi gibi önem verdiği şeyleri yaparken görmek onu rahatlıyordu ama bunun duygularını bastırmak için kullandığı bir yöntem olabileceğini düşününce onunla konuşması gerektiğini hissediyordu.
"Bana Lisa'ya karşı olan hislerinden hiç bahsetmemiştin."
Lisa'nın adını duymasıyla Jennie'nin yüzü utançtan kıpkırmızı kesildi.
"Jennie konuşmazsan tekrar patlayacaksın. Bu sefer neyi itiraf edersin bilmiyorum artık!"
Jennie teslim oldu. Gerçekten Jisoo onu tanıyordu ve duygularını fazla içine attığında patlayıp asla yapmayacağı şeyleri yaptığını biliyordu. Hislerini Jisoo'ya anlatamayacaksa kime anlatacaktı? Zaten pek fazla seçeneği yoktu.
"Lisa'ya karşı olan hislerimden kendime bile bahsetmemiştim Jisoo. O gün söylerken bunu asla planlamamıştım. Hislerimin farkındaydım ama dile getirmezsem belki...geçer diye düşündüm."
Jisoo arkadaşının elini sevecenlikle sıktı. Ona içini açtığı için mutlu hissediyordu.
"Ama gördüğüm kadarıyla geçmemiş."
Jennie olumsuz anlamda başını salladı.
"Peki şimdi ne yapacaksın?"
Jennie içeceğin pipetini bardakta birkaç kez döndürdükten sonra cevapladı.
"Tabi ki onu unutacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Baby Project |jenlisa
FanfictionJennie ve Lisa onlara verilen bir proje ödevini fazla ciddiye almak zorunda kalır.