29

1.4K 137 43
                                    

Lisa derste yarı uyur vaziyetteki halinden telefonuna gelen mesajı okumasıyla sıyrıldı. Mesaj Jennie'den geldiği için ne olursa olsun önem teşkil ediyordu.

"Aslında sürpriz yapmayı düşünüyordum ama sanırım konuşmamız gereken şeyler var. Haftaya beş günlüğüne evde olacağım, lütfen bir gününü bana ayır!"

Lisa'nın yüzü mesajı okumasıyla aydınlandı, az önceki yorgun halinden eser kalmamıştı hatta içi içine sığmıyordu.

"Her günümü sana ayırdım Jen...sabırsızlıkla bekliyorum."

Yüzüne yayılan geniş gülümseme Chaeyoung'ın da dikkatini çekmişti. Lisa'yı dürterek ne olduğunu sordu.

"Jennie geliyor," diye fısıldadı Lisa.

"İnanmıyorum, temelli mi?"

"Elbette hayır Chaeyoung sanırım tatil gibi bir şey."

"Olsun iki türlü de bu harika."

Lisa gülümseyerek onayladı. Chaeyoung omzunun üzerinden arkasına baktı.

"Acaba Jisoo'nun haberi var mı diyecektim ki," eliyle kızı işaret etti, Jisoo da tıpkı Lisa gibi büyük bir gülümsemeyle dersi dinliyordu.

"Belli ki var."

Lisa kıkırdadı. "Kesinlikle var."

...

Jennie, havaalanının kapısından çıkarken gözleri bir anda onu karşılayan sevdikleriyle dolup taştı. Ailesi, Jisoo, Lisa ve Chaeyoung, onu büyük bir gülümsemeyle karşılamak için oradaydı. Havaalanı koridorları, onun dönüşüyle birlikte neşe dolu anlarla dolup taştı.

Ailesi, heyecanla ona doğru koşarak kucakladı. Jisoo, gülümseyerek elini omzuna koydu ve onun dönüşünü kutladı. Lisa'nın yüzündeki mutluluk, gözlerinden okunuyordu. Chaeyoung ise gülümseyerek ona hoş geldin dedi.

Havaalanı koridorları, sevinç dolu çığlıklar ve kucaklaşmalarla yankılandı. Jennie, bu sıcak karşılamayla birlikte içindeki tüm endişeleri bir kenara bıraktı. Onun dönüşü, herkes için bir mutluluk kaynağı olmuştu.

Herkesin sevinç dolu dakikaları, havaalanını bir neşe ve coşku yuvasına dönüştürmüştü. Jennie, sevdikleriyle birlikte olmanın getirdiği bu sıcaklık ve huzurun keyfini çıkarırken, içindeki tüm belirsizliklerin bir anda dağıldığını hissetti.

Jennie, eşyalarını eve bıraktıktan sonra arkadaşlarıyla vakit geçirmek için ailesinden izin almak üzere odasından çıktı. Herkesle birlikte olmanın getirdiği mutluluk, onu bir an için dahi olsa belirsizliklerden uzaklaştırıyordu. Ancak Lisa'yla yapacağı ciddi konuşma için içinde hafif bir gerginlik hissediyordu.

Arkadaşlarıyla buluşmak üzere dışarı çıktığında, hafif bir endişeyle Lisa'ya doğru baktı. Lisa'nın yüzündeki gülümseme, onun içindeki endişeleri hafifletse de, yapacakları konuşmanın ciddiyeti hala üzerinde duruyordu.

Jennie, arkadaşlarıyla vakit geçirirken, Lisa'yla yapacağı konuşma için bir plan yapmaya başladı. Kalbinin hızla attığını hissettiği anlarda bile, arkadaşlarıyla beraber olduğu anların tadını çıkarmak istiyordu. Ancak aynı zamanda, yapacakları konuşmanın getirdiği ciddiyetin de farkındaydı.

Jennie, içindeki bu hafif gerginliği bastırmaya çalışarak, arkadaşlarıyla geçireceği zamanın tadını çıkarmaya odaklandı. Lisa'yla yapacağı konuşma için içindeki endişeleri bir kenara bırakarak, şimdiki anın keyfini çıkarmaya kararlıydı.

Lisa'yla yapacağı konuşmayı ertelemek, belki de tatilin geri kalanını daha huzurlu bir şekilde geçirebileceği düşüncesini aklına getirdi.

"Lisa'nın nasıl tepki vereceğini bilmiyorum, ilk günden her şeyi mahvetmeyeyim," diye düşündü kendi kendine ve konuşmayı son günlere ertelemeye karar verdi.

Dört arkadaş, sıcak ve dostane bir kafenin kapısından içeri adım attıklarında, hemen atmosferin içine çekildiler. İçerisi, yumuşak ışıklarla aydınlatılmış ve sıcak tonlardaki dekorasyonuyla rahatlık ve samimiyet yayan bir hava içindeydi. Duvarlarda asılı eski siyah beyaz fotoğraflar ve renkli tablolar, mekânın tarihini ve sanatsever ruhunu yansıtıyordu.

Lisa yol boyunca Jennie'nin elini bir kez bile bırakmamıştı Jennie'nin kafası hala tam olarak orada olmasa da o da sık sık Lisa'nın elini sıkıp arada ona gülümsediğinden emin oluyordu. Ne olursa olsun eve dönmekten mutluydu.

Gözlerine kestirdikleri bir masaya oturduklarında Jisoo, merakla Jennie'ye dönerek sordu.

"Ee şimdiye kadarki zamanın nasıl geçti bakalım Jendeuk?"

Jennie, gülümseyerek arkadaşlarına döndü. "Eğitim odaklı bir dönemdi," dedi. "Derslerim oldukça yoğundu, ama aynı zamanda eğlenceliydi. İngiliz edebiyatı dersleri alıyordum ve gerçekten de ilgimi çekti."

"Senin ilgini çekmeyen bir ders var mı ki?" dedi Jisoo gülerek.

Jennie de gülerek ona katıldı.

"Yok sanırım. Ama ne olursa olsun sizi çok özledim."

Lisa Jennie'nin elini okşarken Jisoo arkadaşına biraz daha sokuldu.

"Biz de seni, kaç gün boyunca ağladığımı masadakilere sorabilirsin. Ama Lisa'nın sayabildiğini sanmıyorum çünkü genelde hep uyudu."

"Lalisa! Derslerde uyumaya mı başladın," dedi Jennie şakayla karışık bir öfkeyle.

"Canım sıkılıyordu Jen, Jisoo abartıyor sadece," diye cevapladı Lisa.

"Sakın bunu sürdürmeye kalkma. Üniversiteye odaklanman gerekiyor, ne olursa olsun."

"Emredersiniz Bayan Kim," dedi Lisa şakacı şekilde. Jennie ciddiye alınmadığını hissederek sevgilisinin koluna hafifçe vurdu.

"Ciddiyim!"

Gerçekten de Lisa'nın olabileceği en iyi yerde olmasını istiyordu ve onun yüzünden okulu boşlaması ihtimali ona kendini korkunç hissettirmeye yetiyordu.

Bir şey atıştırıp kahvelerini içtikten sonra Chaeyoung Jisoo'nun kulağına eğilerek bir teklifte bulundu.

"Onları biraz yalnız bırakalım mı?"

Jisoo gülümseyerek fısıldadı.

"Kesinlikle."

Birkaç dakika sonra Jisoo ve Chaeyoung sanki arkadaşları amaçlarını anlamayacakmış gibi farklı bahaneler sunarak masadan kalktılar. Artık masada sadece Jennie ve Lisa vardı. Bir süre olağan şeylerden konuşup arada gülüştüler ama ikisinde de bir gerginlik seziliyordu.

"Bir daha ne zaman gelebilirsin Jennie?"

Jennie umutsuzca başını salladı.

"Bu tatili bile zar zor ayarladım, yani birkaç ders için izin almak zorunda kaldım. O yüzden dönem sonuna kadar gelebileceğimi sanmıyorum."

Lisa üzüldüğünü ele vermemeye çalışıyordu ama farkında olmadan başını eğmişti, Nisan'da yapılacak bahar balosuna Jennie'yle gitmeyi umuyordu. Jennie üzgün halini fark edince sevgilisinin elini tuttu ve gülümseyerek konuştu.

"Daha buradaki zamanım bitmeden bunları düşünmeyelim olur mu?"

Daha sonra saatine baktı ve daha büyük bir gülümsemeyle Lisa'ya döndü.

"Saat daha erken, Ari'ye bakmaya gidelim mi?"

Lisa bu teklifi gülümseyerek onayladı.

"Ari çok sevinecek ona senin geleceğinden-"

Jennie'nin duymadığını ummuştu çünkü duyarsa dalga geçeceğini biliyordu ancak bunun için çok geçti Jennie küçük bir kahkaha atarak sordu.

"Ari'yle benim hakkımda mı konuşuyorsun Manobal?"

"Evet, ne yapayım sen yokken onunla biraz fazla zaman geçirdim."

"Cevap veriyor mu bari?"

"Hayır, bu yüzden konuşmayı sökene kadar onunla daha fazla konuşmayacağım. Beni dinlemediğini hissediyorum."

Jennie kahkaha atarak sevgilisinin koluna girdi ve hesabı ödedikten sonra kafeden birlikte çıktılar.

The Baby Project |jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin