"Jennie?" dedi Lisa gözlerine inanamayarak.
Jennie hiçbir şey demeden kollarını Lisa'nın boynuna doladı ve yavaşça dans etmeye başladı.
"Şşşş," dedi.
"Sadece şarkıyı dinle."
Lisa başını kızın omzuna yaslayarak gözlerini kapadı. Gözlerini kapamasıyla yanağından bir damla süzülmüştü. Bu anın gerçekliğini sorgularken kulağını çalan şarkıya verdi. Duruma ne kadar uygun olduğu bu anın hayal olduğu düşüncesini güçlendiriyordu.
"Because I'm still in love with you
I want to see you dance again
Because I'm still in love with you"Lisa ve Jennie, birlikte dans ederken salonun romantik atmosferi içinde kaybolmuşlardı. Işığın yumuşakça süzülmesiyle birlikte, salonun her köşesine yayılan müziğin ritmi, adeta onların kalplerinin ritmiyle özdeşleşmiş gibiydi.
Jennie'nin sıcak nefesi, Lisa'nın yanaklarına dokunuyordu ve o an içindeki tüm endişeleri ve karmaşık duyguları unutmuş gibi hissediyordu. Jennie'nin nazik dokunuşları, Lisa'ya huzur ve güven veriyordu. Birlikte dans ederken, zaman durmuş gibi hissediyorlardı ve bu anın tadını sonuna kadar çıkarmaya kararlıydılar.
Salondaki diğer gençlerin neşeli kahkahaları ve hafifçe eğlenen sohbetleri, Lisa ve Jennie'nin birbirlerine olan odaklanmışlığını bozmuyordu. Onların gözlerinde yansıyan duygular, içlerindeki sevginin derinliğini yansıtıyordu. Dans ettikleri süre boyunca, Lisa ve Jennie'nin gözlerinde parlayan mutluluk, tüm salonu sarmış gibi hissettiriyordu.
Dans ederken, Lisa ve Jennie arasında var olan anlaşma, anın büyüsünü daha da arttırıyordu. Birbirlerine baktıklarında, içlerindeki derin sevgiyi ve bağı hissediyorlardı. Bu an, Lisa'nın kendini tekrar keşfetmesine sebep olmuştu ve tam da aynı anda anladı, Jennie artık benliğinin bir parçası olmuştu ve o artık yanında olmadan tam anlamıyla Lisa olamayacaktı.
"Gerçek misin," diye sordu başını kızın omzundan kaldırırken. Bu kulağa saçma gelen sorusunu başka kimin duyduğunu umursamıyordu. Şu an koskocaman salonda sanki sadece ikisi varmış gibiydi.
Jennie kıkırdadı.
"Ben gerçeğim, peki ya sen?"
"Ben de gerçeğim ama... nasıl?"
"Geldim işte Lisa, yoksa sevinmedin mi?"
"Ne zaman geri döneceksin?"
Bu sefer Jennie başını Lisa'nın omzuna yaslayıp ellerini tutarken gülümsedi.
"Hiçbir zaman."
"Şakaysa komik değil Jennie, beş gün sonra mı yoksa on gün mü?"
"Hiçbir zaman," diye tekrar etti Jennie.
"Amerika'ya dönmeyeceğim."
"Ne, neden?"
Jennie elini Lisa'nın kalbinin olduğu yere koydu.
"Çünkü evim burada."
Lisa Jennie'nin söylediği şeyler bir anlığına gülümsese de Jennie'nin neden geldiğini sorgulamaktan vazgeçmeyecekti. Her şeyden onun için vazgeçmesi en az burada olmaması kadar kötü olurdu.
"Jennie, gerçekten neden?"
"Gerçekten neden olduğunu söyledim."
Lisa, kafasında hala soru işaretleriyle birlikte Jennie'yle yaşadığı bu büyüleyici anın tadını çıkarmaya çalışıyordu. O an, Jennie'nin buraya gelmesinin altında kötü bir sebep olabileceği ihtimali aklına gelmiş olsa da, bu olumsuz düşünceleri bir kenara iterek o anın keyfini çıkarmaya kararlıydı.
İkisi de dansa dalmışken Chaeyoung şaşkın bir ifadeyle yanlarına geldi.
"Jennie?"
Lisa kıkırdadı.
"Şu an gerçek olduğundan emin oldum."
Jennie de gülümseyerek Chaeyoung'a baktı.
"Merhaba Chae."
"Bir dakika hey_hi_hey... her neyse işte o sen miydin yani?"
Jennie başını salladı. Lisa o anda kendinden utanmaktan kendini alıkoyamadı bir anda buraya aslında başka birini görmek için geldiği aklına gelmişti. Sonuç olarak karşısında Jennie'yi bulmuş olsa da kendini suçlu hissediyordu.
"Beni Chaeyoung zorladı!" diye kendini savundu.
"Ne?" dedi Jennie gülerek.
"Yani buraya o sahte hesaptaki kız kimse onu görmeye gelmiştim ama Chaeyoung zorladı hatta ben o kızın tuhaf bir tip olduğunu ve istemediğimi söyledim, söylesene Chayeoung!"
Jennie elini Lisa'nın yüzüne koydu ve onu sakinleştirmeye çalıştı.
"Sana kızmadım Lisa. Sonsuza dek beni beklemeni isteyemezdim senden. Hayatında başka birileri olacağını biliyordum."
"Ben bekliyordum ama..."
"Evet Jennie gerçekten korkunç birine dönüşmüştü ve onu buraya gelmesi için ben zorladım, özür dilerim."
"Önemli değil Chaeyoung. Arkadaşının hayatına devam etmesini istemende tuhaf olan bir şey yok."
Jennie oldukça sakin ve kararlı gözüküyordu ve Lisa'ya kızmadığı konusunda samimiydi. Birkaç dakika sonra etraftakiler onu tanıyıp soru yağmuruna tutana kadar Lisa'yla dans etmeye devam etti.
Lisa, Jennie'nin içtenliğini hissederek kendini daha da rahat hissetti. Onun sakin tavrı ve kararlı duruşu, Lisa'nın içindeki tüm karmaşık duyguları bir kenara itmişti. Bu an, aralarındaki bağın yeniden canlanmasına ve birbirlerini anlamalarına olanak sağlıyordu. Jennie'nin Lisa'nın duygularını anladığını görmek, Lisa'nın içinde uzun zamandır sakladığı bir umudu yeniden yeşertmişti.
Jennie aylar sonra evindeydi. Tuğlalarla örülen, duvarlarında çatlamış boyalar olan, parkelerinde çocukluk anılarının izleri duran evi hala sokaklarca ötedeydi ama Jennie tam o anda evindeydi ve bunu biliyordu. Eve gitmenin bazen tek bir insanın bedenine dokunmaktan ibaret olduğunu biliyordu. Tüm gece boyunca evine sarıldı ve özlemle geçen ayların sonunda bir kez daha evine sığındı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Baby Project |jenlisa
Fiksyen PeminatJennie ve Lisa onlara verilen bir proje ödevini fazla ciddiye almak zorunda kalır.