Desteğinizi esirgemeyin canlarım. 😍Şarkı benim için çok önemli bir yere sahip, bazı şarkılar öyle oluyor yıllar geçse bile💕
Gökteki karanlık içine mi çökmüştü acaba. Bu kasvetli hava bir onu mu soluksuz bırakıyordu? Niye içerisine dolan havada bir gram oksijenin ferahlatıcı etkisini hissedemiyordu?
Duyduğu cümleler ve anladıkları aynı şeyler olamazdı değil mi?
Karşısında ki adam "Ölümsüzlük" diyordu, "Sonsuz yaşam" diyordu.Dışından bile sorduğunu fark etmeden
"Ben ölümsüz müyüm yani? " diye fısıldadı.Duhanın dudakları titredi, çok güzel bir tebessüm peydah oldu yüzünde. Bu masumiyet öyle tanıdık öyle kendindendi ki. Yüzünde biraz korkulu ama çokça çocuksu bir saflık vardı.
Dilinin cesaret edip diyemeyeceğini kalbi fısıldadı. Şu an istediği tek şey göğsünü yarıp, onu içine hapsetmekti. Kimse dokunamasaydı ve hiç bir güç ona zarar veremeseydi.
"Çok güzelsin minik yavrum, çok temiz ..."
Şifa kendisine karşı ilk kez böylesi bir sevgi sunan adama baktı. Tüm bedenini bir şaşkınlık sarmıştı. Dudaklarının arasından tek bir kelime çıkamadı.
Duhan onu severdi. Yani Şifa hissederdi ama ilk kez yüksek sesle dillendiriyordu.
Yüzündeki sarsılmışlıktan neler düşündüğünü anlayan adam da konuşmasını beklememişti zaten.
"Hayır küçük Şifa, ölümsüz değilsin ama normal bir insanın bedeni kadar da kolay gerçekleşmez o eylem. "
Biraz evvel kalkıp bir kaç tur attığı veranda da yine ahşap banka oturdu ve sağ eliyle karşısını işaret etti. Sessizce karşısına geçip oturan kızdan gözlerini bir an bile çekmemişti.
"Sana en başından anlatmam lazım her şeyi aslında ama şu an için hazır değilsin Şifa."
"Neye hazır değilim?"
Dudah işaret ve orta parmağını şakağına bir kaç kere vurdu.
"Sen kendi içinde nasıl bir şeysin bilmiyorsun yavrum. Burası korunmada. Zihnin bir kilit altında. Zamanı gelmeden beynindekiler seni delirtmesin diye önlem. Düşün Şifa... Yakın geçmiş harici belleğinden hemen silinen anları düşün..."
Şifa da bunu yaptı. Kendini zorlayıp eskiye dair bir şeyler bulmaya çalıştı zihninde. O kendini hep bir sis bulutunda kayboldu sanıyordu.
Şifa kaybolmamıştı. Şifanın beyni ne için olduğunu bilmediği bir sebepten pranga altındaydı."Bunu neden yapıyorlar bana?"
Kendinin bile fark etmediği bir yaş kaydı gözünden.
Duhanın çok canını acıtan bir yüzle baktı. Duhanı eskiye sürükleyen, o çaresizliği hissetmesine neden olan bir ifade vardı yeşil gözlerde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİFA
ActionO kainatta aranan yaşam pınarıydı. Alparslan ise o pınarın yegane koruyucusu... Dünya üzerine örümcek ağı gibi yayılmış bir Birlik! Adının anlamını bedeninde taşıyan Şifa! Şifaya ilmek ilmek dokunmuş Alparslan! Sadakatin, sınırsız itaatin, aşkın, tu...