Çok keyif aldığım bir bölüm oldu. Okunmamız, yıldızlarımız ve yorumlarımız arttıkça o kadar seviniyorum ki anlatamam🥹🥹 sizden ricam Şifanın görünür olması için bana destek olmanız. Her okuyan bir arkadaşını Şifaya çağırabilir mi☺️ Bebeğimizi böyle böyle kocaman yapacağız hep birlikte😍😍😍
Herkesi geride bırakıp gitmek şu an için oldukça keyifliydi de nereye gittiğini bilse Şifa, daha da keyif alabilirdi bu durumdan.
Adam tutmuş kolundan, bindirmiş arabaya, hiç de hesap vermeden direksiyonda ıslık çalıyordu.
Gün ağarmış, oldukça da yol almışlardı. Şifa, Alparslanı uzun uzun izlemek için oturduğu koltukta ayaklarını toplamış ve bedenini yan çevirip açısını genişletmişti. Allah var Alparslan çok yakışıklıydı. Kusursuz bir yüze sahip değildi ama yine de çok yakışıklıydı.
Ama Şifa en çok ellerini beğeniyordu. Ona dokunurken parmak uçlarını kullanan, bakarken nazar değer diye korkan bir adamı vardı onun. Hiç bilmediği sularda, nefes almayı öğreten bu adam için ne kadar şükür gerekti acaba?
Alparslan ise felaket keyifliydi . Bunu anlamak için de çok zeki olmaya gerek yoktu. Alessonra'dan kurtulmuş, Şifa'yla yalnız kalma fırsatı bulmuştu. Kıza azıcık yaklaşsa ortaya biri çıkıyordu. Yuva bildiğin sığınma evine dönmüştü. İtalyan puştu yüzünden kaç gündür adam gibi görememişti bile perisini.
Güçlü bir kahkaha kopardı arabanın içinde. Ona, delirmiş olduğunu sorgular gibi bakan Şifa'ya çevirdi yüzünü.
"Ne? Duhan'a dayıcığım deyince yüzünün aldığı şekli görmedin mi? Yedi ceddine sövsem daha az kızarırdı ulan. Şimdi yanık lastik kokmuyorsa bende Alparslan değilim."
O anları tekrar düşününce Şifa'da kıkırdayışını engelleyemedi. Çekiştirildiği için konuyu biraz geç anlamıştı ama gerçekten Duhan, Alparslan'ı eline geçirse hiç hoş olmayan şeyler göreceklerine emindi. Ruh hastası, dayısını zıvanadan çıkarmaya bayılıyordu.
"Gülme bence sokak çocuğu. Dayım Türkiye'ye döndüğünde canına okuyacak. Bunu keyifle izleyeceğim ama."
Cümlesi biter bitmez kaşlarını oynatarak sırıtmaya başlamıştı Şifa. Nasıl tatlı olduğunun, Alparslanın kanını nasıl kaynattığının hiç farkında olmadan gülüyordu. Alparslan içinde baş gösteren arabayı sağa çekme ve yanındaki kızı deli gibi öpme dürtüsünü baskılamaya çalıştı derin derin bir kaç nefesle. Gerçi bastıramadığı Şifanın kademe kademe kızaran yüzü ve kendinden bakışlarını kaçırıp cama dönmesiyle ortaya serilmişti. Dudak kenarını zorlayan gülümseme dikiz aynasından görünüyordu ama. İçinde yanan her bir his Şifayı dürttükçe keyfi inanılmaz artıyordu.
"Onu bunu bırak bakalım peri hanım. Yuva ve birlikten tek insanın adını duymak istemiyorum. Tatil yapacağız, sen ve ben. Duhan'ı ve kabilesini siktir ederek canımızın istediği gibi iki gün geçireceğiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİFA
ActionO kainatta aranan yaşam pınarıydı. Alparslan ise o pınarın yegane koruyucusu... Dünya üzerine örümcek ağı gibi yayılmış bir Birlik! Adının anlamını bedeninde taşıyan Şifa! Şifaya ilmek ilmek dokunmuş Alparslan! Sadakatin, sınırsız itaatin, aşkın, tu...