Saç Tellerinden Parmak Uçlarına Akan Özlem

1.3K 199 50
                                    

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi ve turuncu yıldızınızı esirgemezseniz beni çok sevindirirsiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi ve turuncu yıldızınızı esirgemezseniz beni çok sevindirirsiniz. Tabi birde beni takip ederseniz daha çok mutlu olabilirim😍keyifli okumalar ballı kurabiyelerim😘

Alparslanın kedi bakışlarına dayanamayıp içeri almıştı almasına da şimdi nasıl bütün geceyi aynı yatakta geçireceğini düşünüyordu Şifa.

Bu iki saat kucağında uyutmaya benzemiyordu ki! Bildiğin koyun koyuna yatmak için gelmişti.

Arsızdı işte, biraz yüz vermişti ve olanları görüyordu. Ama öyle masum da bir yanı vardı ki merhamet etmeden duramıyordu.

Alparslan'ın hayatını öğrenmek ona çok büyük bir darbeydi aslında. Eski umursamaz, soğuk maskesini takamazdı her zerresini izleyen adama karşı. Alparslan ona hiç durmadan kanayacak yarasını göstermişti. Oldukça büyük bir karardı Şifa için. Bu kadar büyük bir güveni hak edecek hiç bir şey yapmamıştı üstelik.

Şifa kendi kendine "Bunu yapabilir miydim?" demeden duramıyordu.
En zayıf karnını birine göstermek "Beni en iyi buradan vurabilirsin" demek gibi bir şeydi aslında. Ailesine hissettiği şeylerden bahsetmek gibi değildi. Zaten Alparslanın kendine dair bir çok şeyi biliyor olması kelimelerinin önünü açan en büyük etkendi.

Alparslan ona sandığından daha fazla güveniyordu. Ama aklı ne olursa olsun bunu kabullenemeyecek gibiydi.

Birine koşulsuzca güvenilir mi?

Yatağında oturup etrafı izleyen adama hem doya doya bakmak, onu özümsemek istiyordu hemde aralarına bir çizgi çekmek, tamamen kapılmaktan, çok az da olsa frenleri sabit tutmaktan yanaydı mantıklı kısmı.
Bu çelişkili duygularla insanlar nasıl baş edebiliyordu Allah aşkına?

"Eee burası hiç beklediğim gibi değil".

Konuşmasını bekliyordu Şifa. En azından aralarındaki bu gerilimli elektriği ortadan kaldıracak bir kaç cümleye ihtiyacı vardı. Alparslanın hafif şaşkınlık kokan sesinin maksadını çözemedi.

" Anlamadım."

"Kızım buz dolabı gibi bir şeysin, burası kız odası lan."

Kaşları kalkmış, sorgulayan bakışlarını daha bir sivriltmişti Şifa.

"Ruh hastası mısın sen acaba? Bende kızım ya normal değil mi?"

Alparslan gür bir kahkaha attı. Ne beklediğini kendi de bilmiyordu ama bu kadar aydınlık bir oda değildi beklediği. Kızın karakteriyle komodinlerdeki abajurlar ne kadar ters düşüyordu gözünde.

"Tamam peri bir şey demedik. Yataktan atacak gibi bakma hemen."

"Kaşınma Alparslan."

"Kaşısana peri, valla bak çok ihtiyacım var."

ŞİFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin