Bölüm beni zorladı bilin ekstra özen isterim😇.Yorum da çok isterim😗.Şu okuyup okuyup da bir oyu çok görenleri de Allah bildiği gibi yapsın isterim.😤
Zaman gerçekten kendiyle bağdaştırıldığı su gibiydi, akıp geçiyor, hızına asla yetişilemiyordu.
Şifa da Alparslan'ın kulübesinde ona sarılıp kulağına fısıldadığı geceden beri kaç gün geçtiğini hesaplamak istemedi. Pislik adam bilerek yada hiç farkında olmadan onu çok fena bir soru işaretiyle bırakmıştı.
Ayperi
Kimdi ki o kadın? Onun gibi koktuğunu söylemişti bir de. Adam aklıyla oynamaktan kesinlikle çok zevk alıyordu. Bunu ona yapmaya, Şifayı böylesi bir karmaşaya itmeye hiç hakkı yoktu. Sessizce o cümlenin devamı gelir mi diye beklemişken hiç bir şey dememişti. Şifayı bile isteye bir gayyaya itmiş ve debelensin diye sesini kesmişti.
İşte tam da bu sebepten O günden beri uzak kalmanın daha sağlıklı olacağını karar verdi Şifa.
Duhan'ın yokluğunda Alparslan'ın üzerine kalan işler de bu fikrine oldukça yardımcı olmuştu aslında. Adam bir şekilde hayatına girmişti ve öyle şeyleri öyle tuhaf anlarda söylemişti ki kendine farklı bir gözle baktığını düşünmesi hiçte yanlış değildi.
Yanlış olsa bile onu bu yanlışa kendi hisleri değil tamamen o adamın davranışları itmişti. Belki de onu kaybettiği, ayrı kalmak zorunda kaldığı sevgilisine benzetiyordu. Olamayacak imkansız bir durum değildi bu sonuçta.
Ama yine de bu yaptığı hazmedilir bir şey değildi. Şifa zaten nasıl bir hayatın içinde, ne olduğunu bulma çabası verirken hayatına yıldırım gibi düşen adam, zalimlik ediyordu. Gizli gizli duvarlarının içine sızmaya çalışan oydu. Şifaya sarılan, sürekli aklını bulandıran cümleler ve karnında bir cehennemle yaşatmaya mahkum eden duyguları neden olmuştu hissettiği öfkeye. Yüksek sesle ölse dile getirmezdi ama içindeki bu ateş onun uykularına sebep olmuştu. Ölse kendine bile söylemezdi ama bu kıskançlık hissi onu bitiriyordu.
Asla başka bir kadınla olan ilgisine yönelik değildi bu öfkesi. O...
O sadece kandırılmış hissediyordu. Başka birinin yerine kullanılan yedek parça mıydı yani? O zaman!
O zaman niye hatırlasın diye canını dişine takmıştı ki? Geçmişde ortak olan beş dakikaları için gözlerindeki karanlığa yıldız yakmıştı sanki.İşte tam da buna öfkeleniyordu Şifa. Böyle hissettirmeye hakkı yoktu. Duhan ve Veronicanın varlığından başka bir şeyi olmayan kendisine varmış gibi hissettirmeye zerre hakkı yoktu.
"Geri zekalı" diye bir fısıltı döküldü dudaklarından. Elindeki kitabın sayfalarını çevirirken "embesil" diye bir hakareti daha salmıştı. Veronicanın onu dikkatle izleyen bakışlarını bile fark edemeyecek kadar kendi iç dünyasında bir savaş veriyordu.
"Okuduğun oldukça hoş bir kitap aslında, hangi karaktere giydiriyorsun?"
Bir anda duyduğu sesle ve düşüncelerinin vermiş olduğu dalgınlıkla sıçradı. Baş parmağıyla damağını kaldırarak o bilindik hareketi gerçekleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİFA
ActionO kainatta aranan yaşam pınarıydı. Alparslan ise o pınarın yegane koruyucusu... Dünya üzerine örümcek ağı gibi yayılmış bir Birlik! Adının anlamını bedeninde taşıyan Şifa! Şifaya ilmek ilmek dokunmuş Alparslan! Sadakatin, sınırsız itaatin, aşkın, tu...