Avuçları Kan Kokan Kadın

1.2K 161 113
                                    





Dönüm noktası dediğim bölümlerden biriyle karşı karşıyayız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dönüm noktası dediğim bölümlerden biriyle karşı karşıyayız. Düşüncelerinizi benimle paylaşmaktan çekinmeyin lütfen 🩶




Müzik susmuşken, herkes dans ettikleri alandan çekilirken Alparslan, kollarındaki kadının buz tutmuş gözlerine baktı. Biraz önce bir avuç kor tutuyormuş gibi hissettiren beden kaskatıydı. Yeşil gözler ona bakıyordu ama Alparslan, o gözlerin kendini görmediğine yemin edebilirdi. İrirsler odaksız ve kayıp gibiydi.

Şifanın burnundan dudaklarına doğru süzülen kan, Alparslan da çıldırma etkisine neden oldu. Gözleri dehşetle aralandı.

"Şifa güzelim ne oldu? Bak bana! Baksana perim neyin var?"

Şifanın tepkisizliği ellerini titretmeye başlamıştı. Ama şu an kendini toplaması ve otokontrollü davranması gerekiyordu. Etraf hâlâ kalabalıktı ve bu şekilde ortada oluşları dikkat çekiyordu. Kasılmış bedeni kendine yaslayarak hızlı adımlarla salonu terk etmeye çalıştı. Mermer sütunlara Şifanın yaslanmasını sağlayıp ceketini çıkardı ve koluyla burnundan akan kanı sildi. Kan yanağına doğru dağılmıştı ama bunu umursamadı. Ceketini Şifanın ince bedenine doladı ve hızla kucağına aldı. Şifa düşme refleksi bile göstermemişti, kolları boşlukta sallanıyordu.

Adımlarını sıklaştırdı, onlara dönen bakışları umursamadı bile. Dışarı çıkar çıkmaz "Araba, hemen!" diye insanın içini titreten bir sertlikte bağırdı. Önlerinde duran siyah arabanın arka kapısını açmalarını başıyla işaret etti. Şifayı boylu boyunca uzandırıp direksiyonun başına geçmişti bile.

İçi sıkışıyordu, kontrolünü kaybetmemrk için kendini sıksa da göğsü mengeye alınmış gibi bir darlık hissiyle boğuşuyordu. Soğuk kanlı olmalı, durum kontrolü yapmalı, oluşabilecek komplikasyonları kafasında değerlendirmeliydi aslında ama Alparslan şu an deli gibi bağırma dürtüsünü zapt etmeye çalışıyordu.

Sol eliyle cebinden telefonunu çıkarıp Veronica'yı aradı.

Bu panik ve hızla kaza yapmaması olanaksızdı, telefonla da dikkatini dağıtmamak için kulağından uzaklaştırıp sesini açtı.

"Kara çocuk, davette salınırken aklınıza düştüm değil mi? "

Kadının şu andaki dalgacı ses tonunu umursamamayı denedi. "Durum acil, Şifa! " dedi.

Veronica keskin sesle bir anda ciddileşti, oturduğu yerden ayaklanmıştı. Kendine asla yakışmayan buz gibi bir sesle "Durumunu hızlı özetle" dedi.

"Tepki vermiyor, dans sırasında burnu kanadı. Şu anda kanama yok ama refleksler sıfır, göz bebeğinde büyüme var, el parmakları kasılmış durumda. Sesli uyaranlara yanıt vermiyor" dedi.

ŞİFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin