Burayı bayaaaa ihmal etmişim. Umarım seveceğiniz bir bölüm olur🤗
Sakinlik bir bedene yapılabilecek en güzel iyiliklerden biridir...
Stresten arınmış sakin bir vücut bir insanın sahip olabileceği en kıymetli hazinedir aslında. Ama bazılarımız, sakinlik kelimesinin yanından bile geçemiyordu artık.
Şifa kum torbasına attığı koordinesiz vuruşlar ve tekmelerden dolayı ne kadar istese de Duhan'ın değil kendi canını yakıyordu. Elini doğru açıyla yumruk yapıp vurmadığı için bilekleri, kum torbasının kendine gelişini kontrol etmeden attığı tekmeler yüzünden de kaval kemiği sızım sızım sızlıyordu.
"Sana güvenip dayı diyen ağzıma tüküreyim ben. Dayıymış, domuz demem gerekiyordu! "
Bir tekme daha ve bacak kasları dile gelip veryansın etmesi işten bile değildi. Sekiz gün önce yanında göz yaşı döküp, üzüldüğü adam ertesi gün güneşin bile doğmasını beklemeden yuvadan uçup gitmişti. Hırsı gözünü kör ettikçe sinirlerine ve bedenine eziyete devam ediyordu Şifa.
"Ben sormam mı bunun hesabını? İt gibi dolaş peşimde, geldiğinde bulabilecek misin beni domuz herif?"
Alparslan ise kapıda yarım saattir hem söylenen hem ter atan kızı izliyordu. Öyle sinirliydi ki varlığının farkına varması için ortamı ateşe vermesi bile gerekebilirdi.
"Ağzın bu kadar pis miydi senin? Bayağı küfürbaz çıktın peri. "
Şifa bir anda duyduğu sesle irkildi. O sırada atmaya çalıştığı side kick bir insana nasıl dönüş yapar, tekmenin sahibi kendi ayağına nasıl dolanır ve kalçasının üzerine düşer öğrenmiş oldu. Kızgın bakışlarını sürekli bir yerlerden fırlayan adama dikti.
"Yine ne istiyorsun? " dedi hayıflanır bir ses tonuyla.
"Seni rahatsız mı ediyorum küçük? "
Şimdiye kadar rahatsız etmediyse bile kontrol edemediği sinirinin içine dalarak oldukça rahatsız edilmişti Şifa. Yirmi üç yaşında, 1.68 boyunda bir kadına küçük, minik, ufaklık denilmemesi yazılı bir kural olmalıydı kesinlikle.
"Duhan'ın acil gitmesi gerekti, bunu sana daha kaç kere söylemem gerekiyor bilmiyorum ama ciddi bir sorunla uğraşıyor şu an. "
Şifa dümdüz, zerre duygu barındırmayan gözlerini, elleri crbinde, omzu pervaza yaslı adamda tuttu.
"O sorunun ne olduğunu öğrenmeden, mantıklı bir açıklama dinlemeden, geri kalan detaylar beni ilgilendirmez. Benim gözümde hala korkak bir domuz!"
"Bu kadar inatçı olmam ilerde bizi biraz zorlayacak gibi, hadi hayırlısı. "
"Zorlarsa beni zorlar, sana ne benden?"
"Hmm" diye bir ses çıkardı Alparslan. Düştüğü yerden kalkmamakta kararlı olan kıza doğru yürüyüp, bir süre daha tepeden baktı, sonra oda tam karşısına bacaklarını dolayarak oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİFA
ActionO kainatta aranan yaşam pınarıydı. Alparslan ise o pınarın yegane koruyucusu... Dünya üzerine örümcek ağı gibi yayılmış bir Birlik! Adının anlamını bedeninde taşıyan Şifa! Şifaya ilmek ilmek dokunmuş Alparslan! Sadakatin, sınırsız itaatin, aşkın, tu...