Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi sabırsızlıkla bekliyorum ballı lokmalarım😘🥰
Öyle zamanın yavaş yavaş aktığı, filmlerde yaşanılan o ağır çekimi hisseder misiniz?
Şifa galiba öyle bir anı tam şu an hissediyordu. Kulakları gayet sağlıklıydı aslında ama duydukları ne kadar doğru akıyordu beynine emin olamadı. E kimlikler sahteydi, hiç bir ülke vatandaşlıkları yoktu. Onların bu dünyada var olduklarını kanıtlayacak bir tane yazılı belge yoktu. O zaman evlenme içerikli bir konuşma niye yapılıyordu ki?
Algının sıfırlanması doğruymuş diye düşündü. Şu an duyduklarını algılayıp, mantık çerçevesine sokamıyordu ziraa.
"Güzelim bakacak mısın daha öyle?"
Rezilliğin dibine ekmek banıp sıyırdığına göre de artık kendine gelip cevap vermeliydi. Sorun şuydu ki neye cevap verecekti? Alparslan ona böyle bakarken konuşması çok kolay olmuyordu haliyle.
"Alparslan aptal olduğumu düşünmeni istemiyorum ama galiba ben anlamadım."
Alparslan kaşlarını kaldırıp biraz daha baktı sonra ise dolu dolu bir kahkaha attı. Şu şapşal suratı ısırmak istiyordu. Gerçekten istediğinin ne olduğunu anlamamış kendine alık alık bakıyordu perisi. Alt dudağını dişleriyle kıstırıp başını sağa sola salladı. Şifanın saçlarından tutup göğsüne bastırmıştı.
"Bizim senle imzaya ihtiyacımız yok peri. Ama benim arşta her varlığa senin karım olduğunu duyurmaya ihtiyacım var. Buraya seni çok sevdiğim birine getirdim. Serdar ve Dua kızı Şifa'yı benim yapsın diye. Onun olduğumu şu kalın kafama çiviyle çakar gibi çaksın diye."
Şifa sıcak göğsüne yasladığı yüzüyle gülmek isteyen dudaklarını birbirine sıkıca bastırdı.
Salak değilmiş işte. Aslında anladığı ama konduramadığı gerçeği Alparslan tekrar tekrar dillendirmişti. Dini nikahları kıyılsın istiyordu Alparslan. Şifa içindeki coşkulu kalabalığa, tezahürat yapan hücrelerine kulak verse dünden meyilli olduğunu bağırması işten bile değildi.Bu da çok şaşırtıcıydı. Alparslanla ona gelen bir çok değişime bunu da ekledi. Kendi kalp çarpıntısı ve Alparslandan ona taşan heyecan kucaklaştı sanki.
Dayısı çok kızar mıydı acaba? Veronica onu parçalayacaktı. Kesin dayak arsızı yapacaktı. Ama kalbi de nasıl kuş gibi çırpınıyordu, kayıtsız kalabilir miydi ona? O böyle bakarken, hücrelerinden taşan isteği Şifanın içine akıtırken yok diyebilir miydi?
İstiyordu, gerçekten bunu yapmak, onun eşi olmak istiyordu."Cevap vermeyecek misin bana? İstemiyor musun?"
Sonlara doğru sesi kısılmıştı Alparslan'ın, bu ihtimali düşünmek istemiyordu açıkcası. Kalbinin çarpıntısını hissetmese, tek bir duyguya bile Şifa izin vermese, yüzünden okuyamazdı adam. Kendini saklamayı iyi biliyordu Şifa. Alparslanın şükür sebebi olan hislerine ortakçılığı olmasa karşısında ne kadar da aciz duruma düşerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİFA
ActionO kainatta aranan yaşam pınarıydı. Alparslan ise o pınarın yegane koruyucusu... Dünya üzerine örümcek ağı gibi yayılmış bir Birlik! Adının anlamını bedeninde taşıyan Şifa! Şifaya ilmek ilmek dokunmuş Alparslan! Sadakatin, sınırsız itaatin, aşkın, tu...