33.Bölüm

7 0 0
                                    

Kafamın dibinden gelen tencereye vurma sesi ile uyandım. Normalde alarm sesi ile uyanmaz mıydı okuduğumuz kitaplardaki kızlar? Keşke bir kitapta olsam diyordum bazen, bazen ise kitapta olduğumu düşünüyordum. Küçükken bu mafya işlerini sadece kitaplarda okurdum. Şimdi bu işlerin tam içinde ben duruyordum. Her zaman güçlü kadın karakter gibi davranmıştım ama artık yorulmuştum. Bende insan değil miydim sonuçta?

Yorulmuştum işte...

Yaşadığım hayat, aldığım fiziksel ve ruhsal darbeler hepsi beni yormuştu. Belki çok depresif bir ruh sağlığım var bilmiyorum ama bir kaç ay öncesine kadar ölmek bana çok cazip geliyordu. Hayatıma Tuna girene kadar tabi. Tuna ile geçirdiğim günler en cıvıl cıvıl olduğum günler oldu hep. Şimdi ise ondan uzak kaldım. Başımda ise dört adet baş belası vardı. Birde bunlar kocaman adam olmuştu dimi? Bence hala çocuklardı. Başımda tencereleri birbirine vuran Furkan, beni uyandırmasın diye çabalayan Yağız, aşağıda bağıran abim ve Cesur. Güya bu adamlar beni koruyup kollayacaktı. Ama biliyor musunuz ben artık güçlü rolü yapmayacaktım.

Kitaplarda görüp sürekli o hallerine lanetler ettiğim kızlar gibi olucaktım. Çünkü güçlü olmak beni ruhsal olarak bitirmişti. Ben her dimdik ayakta ve güçlü durduğumda ruhuma bir darbe inmişti. Artık beni tanıyan insanların yanında kendimi rahat bırakıp şımarma zamanım çoktan gelmişti.

"Uyandın mı kız?"

"Keşke uyanmasaydım."

"Abini ikna ettik, plaja gidicez hadi kalk hazırlan."

"Sargılar nolacak?"

"Sen abini hiç tanımadın mı? Kullandığı ilaçlara kendi yaptığı merhemleri eklemiş, iyileşmesi daha kısa sürmüş anlayacağın."

"Nasıl ya?"

"Sabaha doğru yaralarını kontrol etmeye gelmiş. Nerdeyse kapanmışlar bile. Deniz suyunun daha da iyi gelebileceğini söyledi."

Heyecanla yatakta dik konuma gelip yüzlerine sırıtarak baktım. Yağız hala çekingen tavrını koruyordu. Furka'nın ise benimle samimi olması bir saatini almamıştı. Hemen telefonumu alıp tuvalete koştum. Günlük işlerimi halledip odaya geri döndüm. Yanımda bikini tarzı hişbirşey yoktu. Hoş hiç kıyafetim yok sayılırdı da. Plajdan önce bir alışveriş iyi olur gibi duruyor. Odadaki dolaba yaklaşıp içini biraz kurcaladım. Gözüme takılan pantolon ve crop'u alıp anında yatağın üstüne bıraktım. Furkan ve Yağız hala odadaydı ve bana bakıyorlardı. Ne var daha üstümü çıkarmadım bile niye öyle bakıyorlar? Onların yanında giyineceğimi mi düşünmüşlerdi?

"Hala orada duracak mısınız?"

"Yok yok, çıkıyoruz."

Yağız utandığı için hızlı hızlı konuşmuştu. Furkan ise tam tersi hiç konuşmadan Yağız'ı ensesinden tuttuğu gibi dışarı çekiştirdi. O yapmasa Yağız zaten çıkacaktı? Fazla oyalanmadan üstümdekileri değiştirdim.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aden(Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin