Kulağıma ilişen mırıltılarla gözlerim aralandı. Kısık gözlerle birkaç saniye karşımdaki gökyüzüne baktım. Bir sürü kara bulut ve sabahın erken saatleri olduğu için gökyüzüne hafif bir turunculuk çökmüştü.
Sesler artarken bunların nefes sesleri olduğunu anladım. Herhalde biri sikişiyordur diye düşünüp umursamadan yerimde kıpırdanıp gözlerimi geri kapattım.
Aklıma Doruk'la kaldığım ve onun eşcinsellerden nefret ettiği gelince gözlerim kocaman açıldı. Dün gece beni öyle görünce çok kötü olmuştu, tekrar böyle bir şeye şahit olmamalıydı. Hızla yerimde doğrulup etrafıma baktım. Doruk dışında kimse yoktu ve o da uyuyordu.
Uyuyordu ama biraz garipti sanki...
Burnundan derin nefesler alıyor, bir eliyle dün gece de sürekli dokunduğu yeri, kulağının altını kaşıyordu. Ama dün geceden de beterdi. O kadar kaşıyordu ki yaralamış olmalıydı. Parmaklarına ve tırnaklarına kanın kirli rengi bulaşmıştı. Hemen ayağa kalktım.
Şah damarına zarar verecekti.Koşar adımlarla yanına gittim. Yanına çöktüğümde uyuyan bedene baktım. Gözlerini sıkıca yummuştu. Dudakları aralıktı. Boynu terlemişti. Bir şeyler mırıldanıyordu ama anlaşılmıyordu. Kâbus görüyor olmalıydı.
Gözlerimi sıkıca yumup açtım ve bir elimi omuzuna koyarak dürttüm onu.
"Doruk uyan." Dedim yeni uyandığım için boğuk olan sesimle."Doruk uyan!" Diye tekrardan sesimi yükselterek konuştum. Bir elimle boynunu kaşıyan elini bileğinden kavradım. Kaşımaktan derisi soyulmuştu, daha da zarar verecekti.
"Doruk!"
"Dur!" Birden bağırarak gözlerini kocaman açmasıyla irkildim. Gözleri bana değil, sadece bileğini tutan havadaki elime baktı. Gözlerinden yanaklarına yağmur misali bir sürü yaş akmaya başlamıştı. "E-esmer?" Korkuyla elime bakarken ben de dediği gibi esmer olan elime baktım. Bir şey yoktu ki elimde?
Birden bileğini sertçe kendine çekti. Elleri de vücudu gibi titrerken arkasındaki duvara daha da yanaştırdı kendini. Bana bakmıyordu elime bakıyordu ve korkuyla bakıyordu.
Uzamış saçları dağınık bir şekilde dururken gözleri korkuyla büyümüştü."Doruk iyi misin?" Beni duymuyor gibiydi.
Dokunmak için elimi ona uzattığımda korkuyla bağırdı ve kendini benden korumak istercesine başını kolları arasına aldı. Gözlerini sıkıca yumup kaçmaya çalışır gibi duvara daha da yapıştırdı kendini.
"Annecim, korkuyorum! Korkuyorum! Çok korkuyorum!" Beni duymuyor, görmüyor sadece bağırıyor ve ağlıyordu.
"Doruk benim Yamaç." Dedim ama bana bakmadı bile.
Tekrardan refleksle ona uzanmıştım ki "Dokunma bana!" Diye bağırdı. Elimi hemen geri çektim. "Dokunma!" Bağırmaya devam ediyor, aynı şeyi tekrarlıyordu.