Günün üçüncü bölümüdür. Önceki iki bölümü atlamayın.
Elimdeki kalemle boş kağıda bir şeyler karalarken biri önüme bir tabak bıraktı. Tabağın içindeki ekmek arasına afallayarak bakıp ardından bırakan kişiye yani Şahin abiye baktım.
"Kahvaltı yapmamıştın." Dedi elindeki çayıyla çaprazıma oturup.
Dudaklarım kıvrıldı. "Sağ ol abi." Diyerek tabağı önüme çektim. O kadar alışmıştım ki açlık duygusuna, artık bir hiç gibi geliyordu.
Bir hafta önce hücrede bayılınca direkt hastaneye kaldırılmışım. Bilincim yerine geldikten sonra doktor bana dar ve kapalı alanlara fobim olduğunu söylemişti. Belli ilaçlar verip bir gün sonra koğuşa geri dönmüştüm. Neyseki Doruk ve Taner'in haberi yoktu.
Bu seferde önüme bir çay konulunca başımı kaldırıp çayı bırakan kişiye baktım. Devrim abi samimi bir ifadeyle göz kırptı bana. "Çayında benden olsun, kuru kuru yeme."
O da yanıma otururken güldüm. "Eyvallah abi." Resmen ikisi birden abimmiş gibi davranıyorlardı. İkisininde beni sevdikleri belliydi, nedenini bilmediğim şekilde.
"Ne demek gülüm."
"Sen geleli kaç gün oldu, hâlâ söylemedin neden bayıldığını?" Dedi Şahin abi gözlerini kısarak.
"Bak bu kurta ilk defa hak veriyorum, hâlâ söylemedin." Diyerek ona arka çıktı Devrim abi.
Gözlerimi koğuşta gezdirdim. Kimseye kötü ve hassas yanlarımdan bahsetmezdim. Zayıf noktalarımı sadece ben bilsem yeterdi.
"O sırada başım döndü birden. Sonra bir baktım yerdeyim. Ben de anlamadım nedenini." Dedim kısaca.
"Doğruyu söyle." Dedi Devrim abi.
"Valla." Diyerek ekmekten büyük bir ısırık aldım.
"İyi, öyle olsun." Deyip arkasına yaslandı.
Ekmeğimi yerken kulağıma radyoya benzeyen kutudan gelen sesler doluyordu. Buraya geldiğimden beri bir sürü şarkı ezberlemiştim. Küçükken evde dinlediklerim bile denk gelmişti.
"Senin verdiğin kitabı da okudum," dedim Devrim abiye dönerek. "Baya güzeldi, ama çoğu kısmı anlamadım."
"Öyle güzel kitaptı o. Benim favorim."
"O idam ettirilen adama üzüldüm ya, yazık oldu herife." Dedim çayımdan içip.
"Bu ülkede solcu olmak kolay değil Yamaç. Solcu demek k-" Şahin abi Devrim abinin sözünü kesti.
"Solcuları siktim öldüler." Dedi gözlerini koğuşta gezdirirken.
Bir ıslık çaldım. "Oyy."
Devrim abi elini masaya vurarak ayağa kalktı. "Kim kimi sikiyormuş sakat kurt."
Şahin abi de ayağa kalktı. "Ben, seni ve senin gibi olanları sikiyorum."
Sırıttım onları izlerken. Koğuşta kavga çıkması hoşuma gidiyordu açıkçası, eğlence çıkıyordu bana.
"Sen o sünnetsiz pipinle anca elini sikersin." Devrim abinin dediğiyle gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Şahin abi onu yakasından tutarak kendine çekti. "Sikerim seni Devrim."
"İsabet olur."
Kavga büyüyecek gibi olunca ayağa kalkıp onları birbirinden ayırdım. Tamam hoşuma gidiyordu kavga olması ama bunlar bir kavga ettiler mi birbirlerini kan içinde bırakıyorlardı. Yani ikiside durduk yere hastanelik olsun istemezdim.