Yorum yapmayı ve bölümü oylamayı unutmayın. Keyifli okumalar.
Medya: Doruk
Şu anda gidebileceğimiz en güvenli yer olan Taner'in evine gelmiştik. Kapıya vururken güneşin daha yeni doğduğunu fark etmiştim. Az önce yaşananlar o kadar kısa bir sürede gerçekleşmişti ki zaman ve mekan kavramını tamamen unutmuştum.
Kapı açıldığında karşımdaki adamın uykulu gözlerine baktım. "Ooo serseri," dedi Taner saçlarını kaşırken. Bir gözü tam açılmıyordu resmen. Gözlerini Doruk'a çevirdi. "Ve yavrusu."
"Çekil." Diyerek içeri girdiğimde Doruk da peşimden girmişti.
"Ne bu sinir?" Dedi Taner gevşek gevşek.
İçeri geçip koltuklardan birine oturdum.
"Ya şu üstündekilerle koltuklara oturmasana." Dedi Taner karşıma geçerken. Pantolonumun kirlenmiş olmasını kast ediyordu.
Doruk tam oturacakken duraksayıp pantolonuna baktı. Cebimden çıkardığım sigarayı dudaklarımın arasına koyup Doruk'u kendime çektim. Aramızda iğne ucu kadar bile mesafe bırakmadan yanıma oturtmuştum.
Taner "Kime anlatıyorsam..." diye mırıldandı.
"Yamaç o adam kimdi?" Diye sordu Doruk. Ama sesi bile cevaptan korkuyor gibiydi.
"Hangi adam?" Dedi Taner.
Doruk'a bakarken sigaramdan bir nefes çektim içime. "O göndermiş," Diye direkt söyledim. "Pamir denen adam." Doruk'a yalan söyleyemezdim çünkü bu en çok onu ilgilendiren bir konuydu. Ondan saklamaya hakkım yoktu.
Doruk'un gözleri irileşti. "B-benim için mi gelmiş?" Diye sorduğunda birkaç saniye durup başımı salladım. Doruk gözlerini önümüzdeki orta sehpaya çevirirken aralık dudaklarından derin nefesler almaya başlamıştı.
"Buldu beni..." diye mırıldandı. Doruk hızla ayağa kalkıp kapıya doğru ilerlediğinde peşinden gidip arkadan kollarımı doladım ona. "Yamaç bırak!" Diye bağırarak kollarımdan kurtulmaya çalıştı. Gözlerinden yanaklarına yaşlar akarken başını arkaya çevirip bana baktı.
Taner durumu anlamamış olsa bile ne olur ne olmaz diye gidip evin kapısını kilitleyip anahtarı cebine koymuştu.
"Yamaç yalvarırım bırak beni..."
"Bırakmam." Dedim net bir sesle.
"O beni bulmadan gitmem lazım."
Yüzümü ona yaklaştırdığımda yanağım ıslak yanağına yaslanmıştı. "Beni bırakacak mısın?" Diye kısık bir sesle konuştum.
Durdu. İrileşmiş kahve gözleriyle yüzüme bakmaya çalıştı.
"Sana da zarar verecek." Ona doladığım kollarımı sıklaştırdım.