Koltuğa yatırdığım çocuğu öperken bacağını kavrayarak araladım. Anında bacaklarını açıp belime doladı.
"Yamaç..." dedi nefes nefes dudaklarımdan ayrılırken.
Boynuna kaydırdım dudaklarımı ve oraları da öpmeye başladım. Derisini dudaklarım arasında emdim ve beyaz tenine kırmızı izler bıraktım. Aceleci ellerim tişörtünün eteklerini tuttu. Üstünden çıkarmaya yeltendiğimde Doruk hemen tişörtünü çıkarıp kenara attı. Çıplak gövdesine baktım ondan ayrılıp. Çok güzeldi.
Doruk bir elimi tutup dudaklarına götürdü. Avucuma birkaç minik öpücük bıraktı. Dudaklarında olan avucumla yanaklarını sıkıp ona eğildim ve alnını öptüm.
Avucumu ağzından ayırdım. Onu belinden tutup ters çevirmek istediğimde birkaç saniye nefeslenirken bana baktı ve arkasını döndü. Belinden tutarak dizlerinin üzerinde durdurduğumda ellerini koltuğa bastırıyordu.
Ellerim eşofmanının belindeyken sırtına öpücükler bıraktım. Eşofmanın üzerinden kalçasını öptüm.
"Bakalım benim yavrum o küçük parmaklarıyla ne kadar hazırlamış kendini..." dedim eşofmanını indirirken.
Doruk dirseklerinin üzerinde durdu beni izlerken.
Eşofmanını dizlerine kadar indirdim. Göz ucuyla ona bakıp baksırını da indirdiğimde Doruk utanmış olmalı ki başını eğip gözlerini yumdu.
Baksırını da dizlerine kadar indirip kalçasına baktım. Beyaz kalçasına bakarken alt dudağımı dişledim. Aletim sızdırmaya başlamıştı bu görüntü karşısında.
Gözlerim deliğini buldu. Hiç hazırlamış gibi durmuyordu. Parmaklarımı ağzıma götürüp ıslattım iyice. Ardından işaret parmağımı deliğinin etrafında gezdirdiğimde Doruk titrek bir nefes almıştı. Parmağımı deliğinden içeri kaydırdığımda acıtmamış olmalı ki sesini çıkarmadı. Parmağımın yarısını sokmuşken birkaç kere ileri geri yaptım. Ardından orta parmağımı da içine soktum. Bu sefer hafifçe inlemişti. Parmaklarımı ileri geri yapmaya başlarken diğer elimle yumuşak kalçasını avucumda eziyordum. "Siktir.." diye dayanamayacakmış gibi konuştum. "İçin çok yumuşak ve sıcak, sanki parmaklarımı emiyor."
Doruk tekrardan bana baktı göz ucuyla. Yüzüne baktığımda daha da azdığımı hissetmiştim. Bu çocuk beni delirtiyordu.
"Kendini hazırladığını söyledin ama iki parmağım için bile darsın. Nasıl aletimi alacaksın?" Dedim kalçasının bir lobunu emerek kızartırken.
"B-bilmiyorum." Dedi kafası karışmış gibi. Dikkati onu parmaklayan elimde olduğu için cümlelerimi anlayamıyordu.
"Azgınlıktan ne dediğimi anlamıyorsun bile." Dedim eğlenen bir ifadeyle.
"Anlıyorum bir kere!" Diye yükselip yerinde doğrulmaya çalıştığında iki parmağımı da içinde kanca gibi kıvırdığımda inleyerek olduğu yerde kalakalmıştı.
"Öyle mi?" Parmaklarımı makas hareketiyle ayırdığımda kalçasını elime doğru itmişti hafifçe. Yutkundum ona bakarken. "Şu an seni ne kadar sikmek istediğimi de anlıyorsun değil mi?"
Sözlerim onu heyecanlandırmıştı. "Evet..." diye kısık bir sesle konuştu. "Ben de içime istiyorum."
Dudaklarım kıvrıldı. Böyle istekli konuşması acayip hoşuma gidiyordu. Parmakları deliğinden çıkarmadan ikiye ayırdım ve üzerine eğilip iki parmağım arasında oluşan o boşluğa dilimi soktum. Büyükçe inledi Doruk bu hareketimle. Dilimi parmaklarımın olduğu deliğe kaydırdım. Dilimin sadece bir kısmı içine girmiş olmasına rağmen tekrar sokup çıkarabiliyordum.