Yavrular kitabı övüyorsunuz falan eyvallah ama yorum yapın biraz. Emin olun yorumlarınız çok motive ediyor ❤️
***
"Bir daha yap!"
Gelen emre uyup sırtımdaki bedeni ters çevirerek koltuğa bıraktığımda Doruk kahkaha attı. Üstüne eğildim ve boynunu sıkıca öptüm.
"Çok güçlüsün." Dediğinde geri çekilip yüzüne baktım. Gülmekten ve bir süredir onunla uğraştığımdan yüzü kızarmıştı.
Kızarmış yanağını öptüm bu sefer. Ellerini yanaklarıma koyduğunda saçlarım çenesine düşmüştü. O da beni kendine çekerek yanağımı öptü.
"Çok yoruldum." Dediğinde önünden geçip ayaklarının dibine oturdum. Onu sırtımda taşıyıp atıp tutan bendim, o nasıl yorulabilmişti anlayamamıştım.
Doruk ayaklarını kucağıma koyduğunda gözlerimi ona çevirdim. Gülerek bakıyordu. Dudaklarım kıvrılırken ayak bileğine elimi koydum ve okşadım üzerini.
"Yaaa...maç." İsmimi garip bir şekilde, uzatarak tonlarken tavana bakıp nefesleniyordu. "Saatlerdir koşmuş gibiyim." Ardından yerinde doğrulup bana baktı. "Sen yorulmadın mı?"
"Pek değil." Dedim, Aras'tan yürüttüğüm sigarayı çıkarıp dudaklarımın arasına koyarken.
Doruk dibime girip oturduğunda elimi beline koydum ve onu kendime yanaştırdım. Sigaradan derin bir nefes çekerek dumanı havaya üfledim. Doruk gözleriyle dağılan dumanı takip etti. Ardından elimi bileğinden tutarak kendine yanaştırdığında istediği şeyi anlayıp sigarayı dudaklarının arasına sabitledim. Benim gibi bir nefes çekti ve dumanı üfledi.
"Bu farklı." Dedi elimdeki sigaraya bakıp.
"Aras'tan yürüttüm." Dediğimde kıkırdadı. Ben sigarayı içerken Doruk bir elini yanağıma koydu ve çıkmaya başlayan tek tük sakalımı okşadı.
"Ne kadar sert." Dediğinde ben de elimi atıp huylandığım için dokunduğu yerleri kaşıdım.
"Öyle." Sakallarım her erkekte olduğu gibi bende de ergenlik zamanında çıkmaya başlamıştı. Tabi ben ergenliğin başında sokağa düşmüştüm. Bu yüzden çıkmaya başlayan sakallarımı elime ne geçtiyse onunla kesiyordum. Tabi bu da hem sert, hem de düzensiz uzamasına sebep olmuştu. Yavaş uzuyor olması işime geldiği için pek sikimde değildi bu durum. Ama çıkmaya başladığında kötü duruyordu.
Bu normalde benim umursayacağım bir şey değildi ama şu sıralar kötü gözükmek istemiyordum. Doruk benim gözümde oldukça güzeldi, onun yanında çirkin olmak istemiyordum.
"Sonunda bitti ya!" Aras yakınarak ıslak elleriyle karşımızdaki koltuğa oturduğunda Taner de yanına oturmuştu. Yemek yedikten sonra tüm bulaşıkları onlar yıkamıştı. "Taner abi sen de ne cimrisin, al bir bulaşık makinesi." Dedi Aras Taner'e dönüp.
Aras'ın bizi salmama sebebini anlayamamıştım. Saatler önce ona evine siktirip olmasını söylemiştim, tabi bunu söylerken ciddi değildim çünkü ev benim bile değildi amına koyayım. Aras salağı beni ciddiye almıştı ve suratını düşerken 'Kardeşimi evde o halde görmeye dayanamıyorum, biraz daha burada kalsam, akşam giderim zaten.' Deyip Taner'den biraz daha kalmak için izin istemişti. Bu yüzden hâlâ buradaydı.
"Oğlum normalde tek kişiyim, gerek yok makinaya. Şimdi siz doldunuz evime, yoksa normalde bir haftada çıkmıyor bu kadar bulaşık."
Aras keyifle sigara içen bana baktığında kaşları çatıldı. "Sen niye yardım etmiyorsun?"
"Misafirim çünkü ben."
Aras tekrardan Taner'e dönüp "Ben misafir değil miyim abi?" Dedi ama Taner ters bir şey söylese kıyameti koparacakmış gibiydi.
