18- Uçurum yamacı

5.8K 355 95
                                    

UYARI!
Bu bölüm tecavüz ve şiddet içermektedir. Rahatsız olup tetiklenecekler okumasın lütfen. Elimden geldiğince üstü kapalı anlatmaya çalıştım.

Çocuk saçlarından sıkıca kavranmış lüks evin koridorunda sürüklenircesine yürütülürken elleriyle babasının bileklerini tutmuş, kurtulmaya çalışıyordu.

"Baba acıyor." Dedi ama babası onu duymuyor gibi gibiydi.

Uzun koridorun sonundaki odaya geldiğinde adam kapıyı boştaki eliyle açtı ve oğlanı fırlatırcasına içeri attı. Doruk sızlayan saç diplerini tuttu ve ilk defa gördüğü odada birkaç saniye gözlerini gezdirip babasına baktı.

"Baba niye buraya geldik?" Dedi anlamayarak. Babasına doğru bir adım atmıştı ki adam kapıyı büyük bir gürültüyle kapattı. Doruk kahve gözlerini irileştirip kapıya doğru ilerledi ve açmaya çalıştı. Fakat kapı biri tarafından tutuluyordu. Zaten saniyeler içinde de kilitlenmişti.

Doruk kapının kilitlendiğini anladığında korkuyla soluyup kapıya vurdu birkaç kere. "Baba ne oluyor?!" Diye seslendi babasına.

Kapıya ne kadar vurup babasına seslense de ne o kapı açıldı, ne de babasının sesini bir daha aldı. Doruk odanın içinde korkuyla beklerken her geçen saniye daha da korkuyordu. Babası zaten şu son zamanlarda Doruk'a sanki bir hata yapmış gibi davranıyordu. Bir de üzerine böyle bir yere kilitlemiş olması hiç iyi bir şeyin başlangıcı olmadığı belliydi.

Babası oğlana hiçbir zaman ilgi göstermese bile çok kötü bir baba değildi. Doruk'a verdiği cezalar ağır olmazdı, ya da okulda bir sorun olduğunda arkadaşlarının babaları gibi ona baskı yapmazdı. Doruk'un gürültülü ve şımarık bir çocuk olmaması da işine geliyor, onu görmezden gelmesine yardımcı oluyordu.

Doruk tırnaklarını kemirirken odanın kapısı açıldı. Kumral oğlan içeri giren uzun boylu adamla gözlerini irileştirdi.
Bu babasının onu zorla götürdüğü davetlerde kendisine dik dik bakan, sürekli oğlanın vücudunu süzen o rahatsız edici adamdı.

Adam içeri girip kapıyı kapattı. Yüzü Doruk'a döndüğünde Doruk yutkundu. "B-babam nerede?"

Pamir yavaş adımlarla oğlanın üzerine yürüdüğünde Doruk geriye adımladı. Adam Doruk'un beline elini koydu ve onu kendine çekti.

"Baban yok artık, gitti."

Doruk korku dolu bir nefes aldı. "Nereye gitti?" Pamir cevap verme gereği duymadan gözlerini oğlanın yüzünde ve boynunda gezdiriyordu. "Ne zaman gelecek?" Diye tekrardan bir soru sordu oğlan. Yutkunup kendini geri çekmeye çalıştı fakat yeni kavramıştı adamın onu sıkıca tuttuğunu. Ellerini adamın esmer ellerinin üzerine koyup kendinden ayırmaya çalıştı fakat büyük eller onu öyle sıkı tutuyordu ki adamın ellerindeki kemikler gömleğinin üzerinden beline batıyordu.

"Artık benimle yaşayacaksın." Dedi adam net bir sesle. Sesinden kendini belli eden bir keyif vardı.

"H-hayır," dedi Doruk gözlerini kocaman açmışken. "İstemiyorum, babam gelsin." Kapıya yönelmişti ki adam onu belindeki ellerinden destek alarak yatağın üzerine doğru çekti. Oğlan geniş yatağa düşerken anında gitmek için hareketlendi fakat daha küçücük olan çocuk bedeni bu kendinden yaşlarca büyük olan koca adamla yarışamazdı.

Doruk'un ağzından korku dolu bir inleme çıkarken adam oğlanın üzerine çıktı ve çocuğu soymaya başladı. Doruk'un ondan kurtulmak için verdiği çabalar adamı sinirlendirdiğinde oğlanın yüzüne iri elinin tersiyle sert bir tokat atmıştı. Doruk'un başı yana savrulduğunda yanağında bir uyuşma hissetti, ardından tokatın acısı kendini belli etti. Ama şu an onu soymaya çalışan bu adamdan o kadar çok korkuyordu ki yanağının acısını birkaç saniye tek hissedebilmişti.

SERSERİ -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin