Yazardan
Takım elbiseli adam burnunun ucuna kayan gözlükleri düzeltirken çatık kaşlarıyla ondan kurtulmak için uğraşan çocuğa bakıyordu. Ellerini sıkıca tuttuğu oğlan ondan kurtulmak için çabalıyor, çamurlu ayakkabılarıyla sürekli öndeki koltuğa vuruyordu.
"Bırak beni orospu çocuğu!" Diye haykırdı tekrardan. Fakat adamın onu bırakmaya hiç niyeti yoktu.
"Sokaklarda ağzınız çok bozulmuş efendim, umarım Pamir beyin karşısında terbiyenizi takınırsınız."
Doruk yanındaki adama dişlerini sıkarak baktı. "Sana ne bundan sikik."
Adam sıkıntılı bir nefes verdi. Saniyeler sonra arabanın kilitli kapıları açıldığında Doruk hemen kapıyı açıp aşağı indi. Kaçmak için bir hamle yapmıştı fakat anında iri bir adam onu kollarından tutup devasa büyüklükteki evin bahçesine sürüklemeye başlamıştı.
Doruk adama tekme atmaya çalışıyor, ondan kurtulmaya çalışıyordu. Oldukça iri olan adamın yanında bedeni fazlasıyla küçük kalmıştı.
"Bırak beni!" Diye bağırdı kollarını çekiştirirken.
"Efendim size zarar vermek istemiyorum," bileklerini tuttuğu elini sıktı. "Lütfen rahat durun."
Saniyeler sonra Doruk'u evin içine fırlatır gibi atarak kapıyı kapattı. Bu saatten sonra bu kapıdan çıkışı olmadığını anlayan Doruk boş gözlerle baktı kapıya. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu.
Yamaç'ın gelip onu kurtarmasını istiyordu, fakat ya Pamir Yamaç'a zarar verirdi gelirse.
Yamaç'ı deli gibi yanında istemesine rağmen bunu kabullenmiyordu. Çünkü kabullenirse içinde sürekli Yamaç'ı bekleyen bir umut olacaktı.
Umarım Yamaç buraya gelmez, diye geçirdi içinden.
"Bebeğim..."
Günler sonra kulağına ilişen tanıdık sesle oğlanın gözleri irileşti. Arkasına dönüp bakamazken saniyeler içinde uzun kollar bedenini sarmıştı. Adam yanağını onun yanağına yasladığında Doruk gözlerini ona çevirmeye korktuğu için yere kilitlemişti.
"Çok özledim seni." Diyerek dudaklarını yanağına bastırdı oğlanın. "Sonunda evine dönebildin."
Burası Doruk için hiçbir zaman ev olmamıştı. Sadece iğrenç anılarının biriktiği dört duvardı. O sadece Yamaç'ın yanında evinde gibi hissedebiliyordu. Etrafında dört duvar olmasa bile.
Pamir, Doruk'tan ayrılıp onu omuzundan tutarak bedenini kendine çevirdi. Doruk yüzüne bakmıyordu.
Pamir, Doruk'un giysilerinde göz gezdirdi. Kirlenmiş ve paçalarına çamur bulaşmış kot pantolonu, kazağı, montu. Saçları da oldukça uzamıştı. Suratını buruşturdu.
"Evsiz sokak köpeklerine benzemişsin." Evsiz sokak köpekleri Yamaç gibi olanlardı. Evi olmadığı için sokakları kendine yuva edenler.
"Güzelce temizlenmeden sana daha fazla dokunabileceğimi sanmıyorum." Doruk'un gözleri zorlukla adamın yüzüne çıktı.
"Hemen duşa gir ki biraz seveyim seni." Dedi Pamir ve oğlanı omuzlarından tutarak merdivenlere ilerletti. Doruk onun bugün keyfinin yerinde olduğunu fark etmişti.
İlk kaçtığı zaman onu nasıl evin her kenarına vurarak dövdüğünü, duvarlara kanını sıçrattığı aklına geldi. Ardından Doruk'un çıplak bıraktığı bedenini duvarla bedeni arasında sıkıştırıp omuzundan aşağı kaynar su dökmesi. Hâlâ omuzundan aşağı akan suyun büyük izleri duruyordu vücudunda.