Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar.
Alkol şişesinden büyük bir yudum alırken gözlerim Doruk'un üzerindeydi.
Dizlerini kendine çekmiş, kollarını da dizlerinin üzerine koymuştu. Parmakları arasında tuttuğu şişeyi izliyordu.Düşündüğümden daha kısa sürede sarhoş olmuştu. "Sarhoş mu oldun?" Diye sordum emin olmak isteyerek.
Başını kaldırıp bana baktı. "Öyle mi gözüküyorum?" Dudaklarım kıvrılırken başımı salladım. "Bilmiyorum ki..." dedi gerçekten bilmiyormuş gibi.
Kahverengi cam şişenin içinde kalan birkaç yudumu içtim. Boş şişeyi diğer birkaç boş şişenin yanına attım. Camların birbirine çarpma sesi gelirken Doruk çok büyük bir gürültü oluşmuş gibi suratını buruşturdu.
"Yamaç ses yapma." Dedi ve çimenlerin üzerine uzandı.
Gülerek yanına oturdum. Doruk boş gözlerle gökyüzüne bakıyordu.
Şu an şehrin bir kısmını görebileceğimiz, tepe benzeri bir yerdeydik. Etrafımızda kimse yoktu ve bir sessizlik hakimdi buraya.
"Bu gece ne kadar çok yıldız var." Diye mırıldandığında ben de başımı kaldırıp gökyüzüne baktım. Hilal şeklini almış ay ve dediği gibi bir sürü yıldız kaplamıştı koca gökyüzünü. Şehrin yapay ışıklarından uzak olmamız ve yüksek bir noktada olduğumuz için bu kadar çok yıldız olmalıydı.
"Evet, gerçekten çok var." Dedim ve açılmamış şişelerden birini aldım. Çakmağımla demir kapağını açarak büyük bir yudum aldım.
Doruk avucunu çimenlere yaslarken yerinde doğruldu. Bir elini kaldırıp
yıldızlara dokunmak ister gibi uzattı."Gökyüzüne bakmak çok özgür hissettiriyor."
'Gökyüzüne bakmak çok özgür hissettiriyor'
İçimden dediği cümleyi tekrarladım. Gökyüzüne bakmak nasıl özgür hissettirebilirdi ki? Bir kafesin içindeyken gökyüzüne baktığında özgür hissedebilecek miydin? Saçma gelmişti bu cümlesi.
Büyük bir kaç yudum daha aldım ve şişeyi bir ağacın gövdesine yaslayarak yere uzandım. Ellerimi başımın altına koyup yastık niyetine kullanırken Doruk derin bir nefes verdi.
"Keşke yıldızlara dokunabilseydim..."
"Yıldızlara dokununca eline ne geçecekti?" Dedim onu izlerken.
"Bilmem." Dedi yüzündeki sarhoş gülümsemeyle. "Çok güzel bir şeye dokunmuş olacaktım."
İlla güzel bir şeye dokunmak istiyorsan kendine dokunabilirsin.
"Güzel olan daha 'normal' şeyler var." Dedim fikir üreterek.
"Mesela?" Dediğinde düşündüm biraz.
Aklıma bir şey gelmeyince "Ben." Dedim gülerek.
O da güldü ve yanağıma dokundu parmak uçlarıyla. Ben afallarken o yanağımı sıkıp bıraktı. Sarhoş olduğu için ne yaptığının farkında değil gibiydi.
Ardından o da yanıma uzandı. Bir elimi saçlarının üzerine koydum ve gözlerimi gökyüzünden ayırmadan saçlarıyla oynamaya başladım.
"İlk defa bu kadar mutluyum Yamaç." Diye mırıldandı Doruk.
"Kimse bana karışmıyor, kızmıyor, dokunmuyor. İyi ki kaçmışım o evden." Yanağını çimenlere yaslarken bana bakıyordu. "Yeniden doğmuş gibi hissediyorum."