Önceki bölümü atlamayın ve Yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar..
Sokaklarda kalan onlarca insanın hikayesini dinlemiştim. Hepsinin benzer ama farklı hikayeleri vardı.
Erkek haliyle bir kadın tarafından tecavüze uğramış bir çocuk görmüştüm. 10 yaşlarındaydı. O kadın onun annesiydi ve annesinin o zaman ki halini gördükten sonra dayanamayıp evden kaçmıştı. İki yıl önce o çocuğun bir parkta cesedi bulunmuştu. Neden öldü hâlâ bilmiyorum.
Uyuşturucu bağımlısı babasından şiddet görüp zorla çalıştırılan bir kızla tanışmıştım. Her zaman babasının o iğrenç şeye neden bağımlı olduğunu anlamaya çalışmış, anlayamayınca da pes etmişti. Şu an o kızda babası gibi uyuşturucu bağımlısıydı ve para için yaşlı adamlarla beraber oluyordu.
Tanıdığım en umut dolu kişi ise yetimhaneden kaçıp sokaklarda olmasına rağmen pes etmeden okuyup çalışan o çocuktu. 17 yaşlarındaydı ve umut dolu mavi gözleri vardı. Şu an kendi evi ve işi vardı. Yanlış hatırlamıyorsam iki yıl önce mezun olmuştu. Şimdi ise mutluydu.
Bunlar gibi hikayeleri olan bir sürü insan gördüm. Kimi ölmüş, kimi ölmekten beter bir halde, kimi mutlu...
Beni ise ailem 13 yaşımdayken eşcinsel olduğumu öğrenince evden kovmuşlardı.
Okulda hoşlandığım bir çocuk vardı. Ergenlik hormonlarıyla birbirimize dokunmuştuk. Onun da zevk aldığını hatırlıyorum, buna rağmen diğer gün beni aileme şikayet etmişti. Zaten kızlara ilgi duymuyor oluşumu garipseyen ailem benim eşcinsel olduğumu anlamışlardı.
O evden yaka paça 'ibne' olarak kovulmuştum.
Bir ibne olarak kendime Yamaç ismini koymuş yeni bir hayata başlamıştım. Kimseye güvenmemeyi de o çocuk sayesinde öğrenmiştim. Bu yüzden her zaman yalnız olmayı tercih etmiştim.
Sadece bir kere istisna yapmış, yanıma birini almıştım. O da zaten kollarım arasında zehirlenip ölmüştü.
Şimdi ise Doruk vardı yanımda. Korumak istediğim o çocuk. Onun sadece birkaç cümlesini bildiğim hikayesi şu zamana duyduklarımdan farklıydı.
Birinin başkalarına para verip Doruk'u tecavüz etmelerini istiyor, sonra da onu o halde izleyip bundan zevk alıyormuş.
Bunu düşünmek mide bulandırıcıydı.
Birinin tecavüz edilişini izlemek ve bundan zevk almak çok ama çok iğrençti.
Bu benim sadece bildiğim kısımdı. Onun hayatıyla ilgili bilmediğim daha ne kadar şey vardı bilmiyordum. Zamanla öğreneceğimi düşünüyordum.
Doruk'un elini sıkıca tutmuştum ve yağan şiddetli yağmurun altında hızlı adımlarla yürüyorduk. İkimizde sessizdik.
Doruk o adamı gördüğü zaman bile hiç ağlamamış, sadece korkmuştu. Benim bile gözlerim dolup ağlamak istememe rağmen o tek damla gözyaşı bile dökmemişti.
Eski yıkık dökük binadan içeri girdiğimizde içerisi ilk defa bu kadar sessizdi. Neredeyse herkes uyumuş olmalıydı. Ya da herkes bu gecenin sessiz geçmesi kararını almıştı..
Merdivenlerden çıkarken ikimizde ıslanmıştık. Bu saatte ortak banyolarda kapalıydı. Bizim kaldığımız odaya girdik. Kapıyı kapattım. Doruk elimi bırakıp yerdeki kartonların üzerine oturdu. Dizlerini kırıp kendine çekti.
Göz ucuyla ona bakıp varile ilerledim. Her zaman olduğu gibi ateş yaktım. İçerisi ateşle birlikte biraz daha aydınlanırken pencereye ilerledim. Günler öncesinde koyduğum kartonu çıkarıp başka bir tane ekledim. Orayı iyice kapatıp içeriye giren rüzgarı engelledim.
