44- Beklenmedik

3K 297 48
                                    

E ben kimsenin aklına gelmez diyordum. Bulmuşsunuz hemen.

***

Buzdolabını karıştırıp ağzıma birkaç tane çilek attım. Doruk'un tadı çok güzel dediği bademli çikolatalardan da yedim. "Bu ne lan?" Diyerek elimi ağzı açılmış bir paketteki kuruyemiş gibi olan şeylere baktım. Biraz avucuma döküp ağzıma attım. Ne olduğunu anlamasam bile tadı güzel olduğu için yemeye devam ettim.

Bir haftadır evdeydim ve buranın kendi evim olduğunu bilmenin rahatlığıyla istediğim gibi davranıyordum. Dürüst olmak gerekirse burayı kendi evim değilmişte, sanki sadece Doruk'un eviymiş gibi hissediyordum. Resmiyette bile benim evim olmasına rağmen Doruk'un parasıyla alındığı için sahiplenemiyordum burayı.

Yine de şu bir haftadır kendimi çok rahatlamış hissediyordum. Sürekli tanımadığım onlarca insanı görmüyordum, yemek yerken kimse bana bakmıyordu. İstediğim zaman uyuyup, istediğim zaman yemek yiyordum. İnsanın evi olunca tembelleşesi geliyormuş.

"Yamaç."

Doruk'un sesiyle ağzım dolu bir şekilde yüzümü ona dönmüştüm ki gördüğüm görüntüyle lokmam boğazıma kaçmıştı. Birkaç kere öksürüp yuttum ağzımdakileri.

"Bunun ne işi var lan burada?"

Doruk kucakladığı kediyle yanıma yanaştı. "Yamaç peşime takıldı, kıyamadım getirdim."

Gözlerimi ovaladım tek elimle. "Doruk saçmalama götür bırak şunu."

"Ama Yamaç dışarısı çok soğuk. Üşüsün mü bu yavru?" Dedi beni ikna etmeye çalışıp. Kucağındaki kedi bana mal mal bakışlar atıyordu.

"Dışarı da bunun gibi onlarca hayvan var Doruk. Üşüyorlar diye hepsini eve mi alacağız?"

"Herkes bizim gibi bir tane alsa hiç kalmaz."

"Olmaz." Dediğimde kaşlarını çattı.

"Eskiden evimiz olursa kedi alabileceğimizi söylemiştin."

"Alırız dememiştim, bakarız demiştim."

"Yamaç sokağa geri mi götüreyim hayvanı."

Kucağındaki hayvana baktım. Zayıftı. Hayatım bu hayvanlarla geçmişti zaten. Bir de hâlâ hayatımda olmalarını istemiyordum.

"Yemek verelim şuna, açtır şimdi." Dedim dolaptan salam çıkarıp.

"Yaa Yamaç..." diyerek yanağımı öptü. Kedinin kalmasına izin verdiğimi anlamıştı. Sokak hayvanlarını en yakından tanıyan biri olarak Doruk'un dediği doğruydu. Herkes bir tane can kurtarsa sokaklarda hayvan kalmaz. Sokaklar hayvanlar içinde oldukça zordu çünkü.

"İsmi ne olsun?" Dedi kediyi yere bırakıp.

"Bilmem sen seç."

"Pamuk olsun." Dedi gülümseyip.

Dudaklarım kıvrıldı. "Çok yaratıcısın."

Kıkırdayıp bana yanaştı ve her kolları boş olduğunda yaptığı gibi bedenime sarıldı. "Sen bana pamuğum diyorsun ya hani, ben de kediye diyeceğim."

Şakaklarından öptüm. "Kedi bile senin kadar yumuşak olamaz."

"Aşılarını yapmamız lazım ama Pamuk'un."

Birkaç saniye durup başımı salladım. "Doğru."

"Hem gidip mama, kedi evi, kedi kumu, oyuncak falan bir sürü şey almamız lazım." Dedi kediyi izlerken.

Taner'in iş ayarlayacağı tekstilin sahibi yurt dışındaydı ve ben de onun dönmesini bekliyordum. Parasız gezmekte çok sinir bozucuydu. Şu an para lazımdı ama ben de yoktu.

SERSERİ -BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin