"Jooyeon, istemiyorum."
"Olmaz, ye." İki yana kafa salladı Jungsu. Şu an Jooyeon'un sinirleriyle oynuyordu. "Eğer yemezsen bir daha Gunil'le görüşmene izin vermem."
"Sen izin vermezsen ben kaçarım sorun değil." Jooyeon kollarını birbirine bağladı. "O kadar değersizim yani. Öyle olsun." Yerinden kalkacakken Jungsu gülerek kolundan tuttu. "Şaka." Jooyeon zaferle gülümseyip sonunda ona yemeğini yedirmeyi başardığında iyi hissettiğini anlamıştı.
"Döndüm." Elinde bir dosyayla içeri girdi Gunil. Dosyayı masaya bıraktığında koltuğun birine oturdu. "Bu nedir?" Jooyeon'un sorusuyla dosyaya baktı Gunil. "Hiç. Mezuniyetle ilgili bir şey." Kafa salladı Jooyeon. "Yakında biz de mezun oluyoruz. İki sene kaldı." Gülümsedi Jungsu. "Düşünsene kendi büron olduğunu."
"Tüm davaları çözerim."
"Ee Jungsu, aşağıda babanı gördüm. Bana biraz sert bakıyordu, sorun olmaz değil mi?" Jungsu Jooyeon'a baktı. "Olmaz," Kendini kandırıyordu. "herhalde.."
Kapı açılınca üçü de aynı yöne baktı. Bayan Cho odaya girdiğinde Jungsu'nun yanına oturdu. Bir anda ona sarılmasıyla şaşırmıştı, ikisi de. Jungsu ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Sakın bir daha, beni korkutma." Jooyeon, özellikle bu ona çok şaşırmıştı çünkü onlar asla Jungsu'yu önemsemezlerdi. Sırf sadece dersleri iyi olduğu için biraz ilgi gösteriyorlardı. O bile katıydı.
"İyi misin?" Kafa salladı Jungsu, gülümsemeden. "Bir yerin ağrımıyor değil mi? Hemen doktor çağırabilirim." İki yana kafa salladı Jungsu. "Gerek yok endişelenme. İyiyim ben. Seni de endişelendirdiğim için üzgünüm, sadece şaşırdım."
"Niye yapıyorsun?" Jungsu ne demek istediğini anlamamıştı. "Ne?" Jooyeon Gunil'in omzunu patpatladığında ikisi de odadan çıktı.
"Neden sana bu kadar kötü davrandığım hâlde bana iyi davranmaya devam ediyorsun?"
"Amacın bana kötülük yapıp, bir şeyler öğrenmek mi?"
"Ah, hayır Jungsu. Sadece..."
"Çünkü sen annemsin. Biliyorum öz oğlun değilim, beni pek sevmiyorsun. Ama siz beni o cehennemden çekip çıkartmasaydınız belki daha kötüye gidecekti işler. Anlıyor musun?"
"Anlıyorum. Jungsu beni affedebileceksin, öyle değil mi?"
Bir cevap vermeden sadece gülümsedi Jungsu. Kadın ona gülümseyip dudaklarını alnına bastırdığı sıra Jungsu ilk defa bir annesi gibi, onun tarafından sevildiğini hissetti.
~khy.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝚜𝚎𝚊𝚜𝚒𝚍𝚎, 𝚐𝚞𝚗𝚜𝚞
Randomdeniz kenarında kumların üzerine oturup kendince denize taş atarken senden önce davranan biri hayatını nasıl değiştirebilir?