"Sen de bir şey söylesene." Jiseok Junhan'a baktı. Hyeongjun kafasını iki yana salladığında kendimi biraz tuhaf hissetmiştim.
"Ne diyeyim. Haklısınızdır." Onda bir şeyler olduğu kesindi. Şimdi bu bütün olanları Seungmin'e anlatacaktım, her şeyi çözecek ve en sonunda mutlu olacaktık.
Çünkü artık tüm yükü omuzlarımda hissetmeye başladım.
-
Sınıfın içinde dört dönüp Seungmin'i bulduğumda yanına hızlı adımlarla gidip omzuna birkaç kez dokundum. Gözlerini kapalı görünce vazgeçmiştim ki tam gidecekken kolumdan tuttu. "Gitme."
Arkamı döndüğümde kolunu sıraya, kafasınıysa koluna yaslamış sadece gözlerini gördüm. Kolumu bıraktığında vücudunu dikleştirdi.
"Otur gitme." Yanına oturduğum sıra bana hiçbir şekilde bakmayarak sadece kolları sırasının üzerinde öylece sırasına bakıyordu.
"Sana anlatmam gereken şeyler var Min."
Min.
"Eğer Junhan yine saçmalamışsa hiç anlatma, çünkü artık duymak bile istemiyorum." Bu cümle beni her ne kadar üzse de ikisinin de yanlış şeyler düşündüğünü tekrar hatırlamıştım.
Seungmin benim için çok özel ve değerli biriydi. Her ne kadar Jooyeon'la küçüklüğümüzden beri tanışmışlığımız olsa da Seungmin Jooyeon'da sonra kendimi en yakın hissettiğim kişi.
Jiseok'unsa Seungmin için öyle olduğuna eminim. Her üçü de benim için çok özellerdi ve her şeyimi onlarla paylaşmaya çekinmiyorum. Her ne kadar Jooyeon'la kendi kafamda bir yaşanmışlığım olsa da. Arkadaşımdan ötesi kardeşim gibiler, başka bir şey değil.
"Gunil'le konuştum. Anlattı." Seungmin bana dönüp yüzüme baktığında gözlerindeki o kırgınlık o kadar belliydi ki anlaşılan hayatında hiç bu kadar üzülmemişti. Ailesi onu bir çeşit bıraktığında onun üzüldüğünü bile görmemiştim sonuçta.
"Jungsu yanlış anlama. Ama Hyeongjun'la aramızda tüm olan biteni Gunil'e anlatmak zorunda değilsin. Güvenme demiyorum. Ama sonuçta bu Junhan ve benim aramda." Demek istediğini anlamıştım. Sesinde zaten o saflığı görebiliyordum. O çok saf biri.
"Biliyorum." Yavaşça kollarını boynuma doladığında kafasını omzumda hissettim. Çok geçmeden omzumda bir ıslaklık.
"Teşekkür ederim." Tek elimi sırtına koyduğumda yavaştan birkaç kez patpatladım. "Asla gitme tamam mı?" Görmediğini biliyordum çünkü bana bakmıyordu. Kafamı salladım.
"Gitmem."
Seungmin benden ayrıldığında gözlerini hızla silip yerinde doğruldu. Onda tuhaf şeyler olduğunu birkaç gün öncesinden fark etsem de hiç bu kadar yüzü asık görmemiştim. Doğal olarak Junhan'da da böyle olunca, anladım.
Kafamı kapımın dışından gelen sese çevirdiğimde benimle birlikte Seungmin'de çevirmişti. Yüzü asık ve utanarak bakan Hyeongjun'a gülümsedim. Doğru olanı yapması hoşuma gitmişti. Abi kardeş birbirlerini tamamlıyorlardı işte.
Sınıfın içine birkaç kez bakıp kontrol ettiğinde yanımıza gelip birkaç saniye bekledi sessizce. Seungmin kolları çapraz şekilde sırada Hyeongjun'a bakarken Hyeongjun gözleriyle Seungmin'i inceledi.
Bir süre sonra Seungmin'in kafasından tutup kendine yasladığında saçlarını okşamaya başladı. O sırada Seungmin halâ aynı pozisyonunda yere bakıyordu sadece.
"Özür dilerim Seungmin. Hepsi benim hatamdı. Sana her şeyi önceden anlatmam gerekirdi." Seungmin'in kolları sıradan aşağı indiğinde tek kolu Hyeongjun'un kazağına çıktı.
Yavaşça okşadı sadece.
"Affedecek misin ki beni?" Seungmin kafasını kaldırdığında Hyeongjun'un elleri Seungmin'in saçlarını okşuyordu yavaşça. Seungmin bir şey demeden sadece kafa sallamıştı. Birkaç saniye sonra Hyeongjun'un yanına oturduğunda söyledi Seungmin.
"Biraz kırıldım. Sana kızgın değilim. Bana anlatmanı beklemiştim sadece, bir anda da bana patlayınca tuhaf oldu." Hyeongjun özür dilediğinde bana döndü.
Birkaç dakika gözlerime baktı sadece. Gülümseyerek kafamı salladığımda tedirginlikle dudakları aralandı. "Senden de özür dilerim Jungsu."
Anlamamıştım.
"Neden benden özür diliyorsun ki?" Gözleri yeri bulmuştu. Bense sadece onu izledim. "Bir şey yapmadın."
"Sana anlatmadım,"
Kaşlarım istemsiz çatıldığında sesimde doğal olarak kısık çıktı. Her şey o kadar karmaşıktı ki o labirentin içinde ben de kayboluyordum artık. Her şeyin sarpa sarması, her gün başka olaylarla karşılaşmak beni bitiriyordu bile. Artık düzelmek istiyorum.
Artık iyileşmek istiyorum.
Ben de iyileşemez miyim?
"Nayeon'un ve annemin tanıştığını."
~khy.
-
slm kızlar
birliktelik ://
artık yazamıyorum imdat.
su sınıfı kucuk bisey gibi düşünmeyin, baya büyük çünkü onu diyim.
ayrıca kast ettiğim şey buydu, sonuna ne yazsam diye düşündüm ama en uygun şeyin bu cevap olduğuna karar verdim. bir sonraki bölüme açıklqrım her şeui sanırım.
öpüldünüzz🤍
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝚜𝚎𝚊𝚜𝚒𝚍𝚎, 𝚐𝚞𝚗𝚜𝚞
Randomdeniz kenarında kumların üzerine oturup kendince denize taş atarken senden önce davranan biri hayatını nasıl değiştirebilir?