3.8☆

22 2 13
                                    

"Neyi kast ediyorsun?" Junhan benim tarafıma doğru oturduğunda demesi gereken şeylerin beni şaşırtmamasını umuyordum. "Jungsu bunu biliyor musun bilmiyorum. Ama zamanında annem bir kızdan hoşlanmış."

Nayeon.

"Bizim sonradan haberimiz oldu, kızma bize lütfen. Annemle Nayeon konuşurken duyduk, annem onu unutamadığını söyledi. Şaşırıp kaldım bende."

Sanırım her şeyi yavaşça bağlayabiliyordum. Tüm bunların neyden kaynaklandığını, Gunil ve benim bütün bu saçmalıkları yaşadığımızı falan.

Çünkü Nayeon her şeyi biliyordu. Düzeldiğini sanmıştım ama yanılmışım. Her şey yalanmış.

~

Jooyeon'un kolundan tutup kendime çevirdiğimde gözlerine odaklandım. "Sakın bir şey belli etme." Ona söylediğim zamandan beri durgunlaşmıştı. Kaç yıldır evinde yaşadığımız kadının bunları yapmış olması bizi etkilemişti dolayısıyla.

Kafa salladı Jooyeon. Kapıyı anahtarla açtığımda işaret parmağımı dudağıma bastırdım. İçeri tamamen girdiğimizde Nayeon mutfaktan çıktı. "Hoş geldiniz çocuklar." Jooyeon'un gözleri ona kilitlendiğini fark ettiğimde kolunu sıktım.

"Hoş bulduk." Üzarimizdekiler çıkartıp askılığa astıktan hemen sonra salondaki koltukların birine oturdum. Jooyeon da hemen yanıma oturduğunda Nayeon kapı pervazından izliyordu bizi. Kolları birbirinr bağlı bir şey dememizi bekler gibi bakıyordu.

"Ee, şu Seungmin ile Junhan mı her neyse, ne oldu onlar? Durduğuma göre en son.."

"Senin konuşmaya hakkın var mı ki?" Jooyeon konuşurken oan baktım. "Joo." Kolunu çekti. "Hiç bakma, söyleyeceğim ben."

Nayeon yüzünde sert bir ifadeyle bakıyordu bize. Sanırım bu sefer Jooyeon'a katılacaktım. "Önce Jiseok'a zarar ver, sonra Jungsu'nun hayatıyla oyna, daha sonra da Seungmin'in."

Nayeon güldüğünde Jooyeon ayağa kalkıp ona doğru yürüdü. "Açıklama yapsana Nayeon." Nayeon kollarını bıraktığında Jooyeon'un uzun siyah saçlarını geriye attı.

İğrenç.

"Sana mı açıklama yapacağım? Bundan sana ne?" Jooyeon bana baktığında tekrar ona döndü. "Çünkü benim de kalbimi incittin. Niye yaptın bunları? Çünkü bize bakınca o kadın aklına geldi değil mi? Azmedemedin."

O sıra tek duyduğum yüksek bir sesti.

"Büyüklerinle nasıl konuşman gerektiğini hâlâ öğretemedim mi ben sana?"

Yanağını tuttu Jooyeon.

Ayağa kalkıp Jooyeon'un omzundan tuttum. Buna da izin veremezdim ya. "Sen hâlâ o ilk günki gibi aptal bir çocuksun sadece. Hiç değişmedin Jooyeon."

"Nayeon yeter."

"Sen yukarı çıksana. Geliyorum."

Jooyeon'un omzundan yavaşça ittirdiğimde Nayeon'a baktım. "Niye yapıyorsun ki bunları? Bizim mutlu olmamamızı mı istedin?"

"Madem bana yaptın, Jiseok ve Seungmin'den ne istedin ki? Onların sana ne gibi yanlışı oldu?"

"Sen kendinden büyük işlere karışmasan mı?"

Bu işin artık şakası falan kalmamıştı. Beni aşan işlerdi belki, haklıydı ama o işin içinde biz de vardık.
"Nayeon, benimle oynama. Ne yaptığının farkına var artık. Dürüst ol."

"Jungsu sen kendinde değilsin. Ne dediğini bilmiyorsun. Yukarı çık."

"Hayır kendimdeyim ve her şeyin farkındayım. O kadını seviyordun sen. Evlendiğini ve çocukları olduğunu da biliyordun," Sert ifadesiyle dinliyordu beni. Vurdu kırdı, umrumda değildi bundan sonra ne olacağı.

"Çocuklarıyla tanıştığımızı da biliyordun sen. Gunil ve benim beraber olduğumuzu da biliyordun. Bu yüzdendi her şey değil mi? O kadına acı çektirmek. O da aynısını istedi. Bak, ne çok ortak yönünüz varmış işte. Onu en zayıf yerinden vurmak istedin."

"Çocukları."

Beni omzumdan ittiğinde tehdit eder gibi ses tonuyla zaten çoktan tehditler savurmuştu bile.

"Bunları başkasından duyarsam kendine ne olacağını bir düşün, arkadaşların ve senin hayatına ne olacağını."

"Ağzını açma. O çocuğu da eğer görmek istiyorsan, sana denileni yap Jungsu."

"Jooyeon senin için iyi örnek değil."

Üzerime eğilen Nayeon'u ittim. Bu söyledikleri çok saçmaydı. Ben iyileşmeye çalışıp, iyileşmeye adım adım ilerlerken Nayeon beni tekrar hasta ediyordu.

"Sen mi bileceksin bana kimin yaradığını? Ben böyle mutluyum. Bu eve geldiğim ilk günü hatırla, yüzüme güldün sen benim. Zorla gelmiş gibi hissettim. Değiştin sandım, değişmemişsin. Benim için en kötü örnek sensin Nayeon. Gözünü aç artık."

Sadece kendi çıkarları için oradan bizi alan insanlara nasıl davranmamız gerektiğini çok iyi biliyorduk biz. Ama ilk geldiğimiz günden beri hayatımızı kötüye çeviren insanlarla nasıl iletişim kurulur?

Oradan koparıldığımda çok küçük değildim, değildik. Kendimle beraber Jooyeon'u da sürüklediğim için kendime kızgınım ama eğer asıl ailem bunları görse belki yanlarında olurduk.

Aile sevgisini her ne kadar bilemesem de Gunil'den öğrendiğim şeyden mahrum kalmak tekrar dibe batmamı sağlayacaktı. İnsanın hayattan kopması kadar kötü ne olabilir ki?

~khy.

-
yine saçma şeyler yazdım. umarım olayları anlatabilmişimdir, olduğunca açık yazmaya çalıştım. daha çok gunsu yazmak istiyorum ama direkt olaylara atlamam gerekiyor kusura bakmayın. halletmeye çalışacağım daha çok gunsu okuyacaksınız umarım.
görüşürüz🤍
-

𝚜𝚎𝚊𝚜𝚒𝚍𝚎, 𝚐𝚞𝚗𝚜𝚞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin