2.5☆

20 4 8
                                    

"Daha iyi hissediyor musun?" Başı Jungsu'nun omzundaydı. "Sen yanımda olunca daha iyi oldum." Gunil Jungsu'nun yanağından öptü. Sol elini kafasının altına aldı, Jungsu'nun saçlarıyla oynamaya başladı. "Sen hasta olma. Ben senin yerine olurum."

"Bağışıklığım düşük ondandır." Dudaklarını büzdü Gunil. "İki haftadır neredesin? Niye görmüyorum seni?" Jungsu omuzlarını silkti. "Bilmem." Gunil olduğu yerden kalktı. "Nereye gidiyorsun?" Gunil yürürken cevapladı. "Sıcak bir şeyler yapacağım, çikolata var mı?"

Jungsu güldü. "Dolapta." Gunil mutfağa çoktan girmişti. Gülümseyip yerinden kalktı ve o da Gunil'in peşinden gitti. "Hey, dinlenmelisin." Jungsu kapakların birini açtı ve iki bardak çıkartırken söyledi. "Yardım etmek istiyorum." Gunil kafasını salladı ve buz dolabının kapağını açtı.

Jungsu onu düşünüyordu. Bir insan nasıl bu kadar iyi olabilirdi? Ondan daha iyi hiç kimseyi görmemiş, tanımamıştı. İstemezdi de büyük ihtimalle.

Ani gelen bir patırtıyla Gunil arkasını döndü hızlıca. Jungsu elini tutuyordu. Cam kırıkları her yere saçılmıştı. "Jungsu, ne oldu böyle?" Yerdeki cam kırıklarına basmadan Jungsu'nun yanına gitti ve elini tuttu. "Çok kötü kanıyor. Yıka." Jungsu iki yana kafa salladı. "Saçmalama, gel." Gunil yaralanmayan elinden tutarak dikkatlice yerini bildiği banyoya ilerledi.

İlk önce pek acımaması için kuru bir peçeteyle sildi ve daha sonra suya tuttu. Aynı zamanda kesilen yerleri üflüyordu. "Pekâlââ," Dolap kapaklarını açıp açıp kapatıyordu aradığı şeyi bulmak için. Sargı bezlerinden birini bir kutunun içinde bulduğunda ismini unuttuğu ilacı sürdü. "...bunu da bağlayalım." Bezi bağladığı sıra Jungsu'nun alnından öptü.

"Çok acıyor mu?" İki yana kafa salladı Jungsu. "Biraz." Gunil'in yüzü düşmüştü bir anda. Jungsu bunu fark etti ve çenesinden hafifçe tutarak eğik olan kafasını kaldırdı. "Gunil'im neye üzüldü acaba?" Gunil gözlerini kaçırarsk konuştu. "Jungsu'nun canı yandığı için üzülüyor...birazcık." Jungsu gülümsedi. İki elini de yanağına koydu. "Üzülme, ben iyiyim sayende. Bak."

Jungsu'ya doğru eğildi ve dudaklarından öptü. "Dikkatli ol, endişeleniyorum." Jungsu bunu biliyordu. Artık ezberlemişti bile. Gözlerinden dahi anlayabiliyordu onun için ne kadar değerli olduğunu.

"Niye hastalandın mesela?" Bunu söylemek istemiyordu. Eğer söylerse muhtemelen onlar yüzünden bir daha belki bu eve adımını atamaz, atmazdı. "Dedim ya, bağışıklığım güçsüz." Gunil yutkundu. "Yalan söyleme."

"Sıcak şeyler içecektik?" Gunil bir şey demeden kalktı, ve mutfağa girdi. Trip yiyor olamazdı? Peşinden gitti ve kapıdan onu izlemeye başladı. Yerdeki cam kırıklarını topluyordu. "Gunil," Bir şey demedi Gunil. "Ya Gunil, öyle demek istemedim." Gunil eğildiği yerden kalktı ve elindeki camları çöp kutusuna attı. Ondan ses çıkmayınca biraz geri çekildi.

Tezgâhın üzerindeki cam parçalarını toplarken, Jungsu bunu fırsat bilip Gunil'in arkasından sarıldı sıkıca. Yanağını sırtına yasladı ve ellerini önde birleştirdi birleştirebildiği kadar. "Ben öyle söylemek istemedim amacım seni üzmek değildi. Özür dilerim, gerçekten." Gunil belindeli elleri tuttu ve kaldırdı. Ona doğru döndüğünde tekrar arkasında birleştirdi, o da ellerini onunkine doladı ve başını onun yumuşak saçlarına yasladı.

"Sadece üzülüyorum sen böyle yapınca. Bana hiçbir şey anlatmıyorsun ben de üzerine gelmek istemiyorum ama sana yardımcı olabilmek de istiyorum. Konuş benimle istiyorum ben." Yumuşak bir ses tonuyla ne hissettiğini anlattı. Jungsu onu anlıyordu ama anlatmak istemiyordu. Jooyeon'a bile anlatmadığı şeyleri ona anlatamazdı.

Onu yeterince tanıyordu ama sanırım bunu daha ona söylemeye cesareti yoktu. Tabii o, Gunil'in bunları bildiğinden haberi yoktu. Olsa zaten şimdiye Gunil'den oldukça ayrı bile kalmıştı. "Anlıyorum seni, anlatacağım söz. Ama şu an doğru zaman değil Gunil'im."

Gunil gülümsedi. Anlamıştı onu, kimseyi anlamadığı kadar iyi. Kafasını kaldırdı ve saçlarına bir öpücük verdikten sonra elinin biriyle saçlarını arkadan karıştırmaya başladı. "Yerim seni." Jungsu, yanağının Gunil'in göğsüne yaslı olmasından kaynaklı boğuk çıkan sesiyle söyledi. "Asıl ben seni yerim." Gunil gülümsedi.

~khy.

öpüldünüz💞🤍

𝚜𝚎𝚊𝚜𝚒𝚍𝚎, 𝚐𝚞𝚗𝚜𝚞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin