İyi okumalar..
Yeni bölüm açıklaması bölüm sonunda mevcut.
Satır arası yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum.
******
Solan Güneş
Gidiyordu, ne kadardır buradaydım bilmiyorum. Tek yaptığım giden arabanın arkasından bakmaktı. Ona hesap bile soramamıştım.
Ayaklarım beni tutmuyor gibiydi. Dolu gözlerim ile her yeri puslu görüyordum. Aklıma gelen fikirle arabalara doğru yürümeye başladım.
"Mihre dur," abimlerin sesini duyamıyordum. Kulağımda ki son ses Barlasa aitti, "bitti," diyen Barlasa. Arkamı dönüp peşimde olan abimlere baktım. "Gelmeyin ben gideceğim," kimse bir şey diyemedi.
"Ben geleyim seninle," nereden geldiğini göremediğim Gökhana kafamı salladım. Gökhan abimlere bir şeyler dedi ve benimle birlikte arabaya bindi.
"Oraya mı?" Sadece kafamı salladım. Kırk dakika sonra bağ evinin önüdeki arabayı görünce derin bir nefes verdim. Buradaydı. Rahatlamıştım.
Arabadan inerken Gökhan bana seslenmişti. "Ben gidiyorum sizde konuşun anlaşın," gülerek göz kırptı. Arabadan inip kapıdan içeri girdim. Koltukta oturmuş elinde viski bardağı ile viski içiyordu. Adımlarımı duyunca ayağa kalkıp bana doğru döndü.
"Mihre," acılı sesi ile yutkunamadım. İliklerine kadar acı çekiyordu. Onun bu halini görünce ağlamam daha da arttı. Vicdan azabı çekiyordu. Benim için girdiği bu yolda benim için beni yıkmıştı ve vicdanı sızlıyordu.
Şu an onun sıcaklığına ihtiyacım vardı. Ona sarılmalı ve geçecek demeliydi. " Barlas," sesimdeki ihtiyacı anladı. Elindeki bardağı yere koydu. Bir kaç adımda yanıma geldi. Bana sarılacağını sandım ama ayaklarıma kapandı. Dizlerime sarıldı. Sayıklıyordu.
Ağlmaya başladı. Dik duran omuzları çökmüştü. "Özür dilerim, özür dilerim. Oyunda da olsa kalbini bu kadar kırmamalıydım. Süründür beni hemen affetme ama gitme." Bunu beklemiyordum. Bu kadar acı çekeceğim onun da bu kadar yıkılacağını hiç düşünmemiştim. Pişman olmuştum. Ona bunu zorladığım için pişman olmuştum.
Eğilip boylarımızı eşitledim. Kollarımı açtım, "Barlas," sesime acım yansımıştı. Durmadı hemen sarıldı. Beni kollarına çekti. Daha fazla sarsılarak ağlamaya başladı. Birlikte sarılarak dakikalarca ağladık.
Şimdi olmuştu, artık geçerdi...
******
On beş gün önce, (düğünden önceki akşam)
İçimde büyük bir sıkıntı vardı. Miraç ile Umutta daha gelememişti. Saat gece yarısını geçmişti. Onlar gelmeden uyuyamazdım. Komidinin üzerindeki suyun bittiğini görünce hem hava almak hem de su için mutfağa inmeye başladım. Mutfağa giremden önce avlunun önündeki küçük aradan gelen ses ile oraya adımladım.
Burada dışarıya açılan küçük bir kapı vardı. Biraz aralıktı, sessizce ilerledim. İki tane gölge karşılıklı konuşuyordu.
"Zeynep ile konuştum, o diğerini halledecek, sen de bana Mihreyi getireceksin." Bu ses kabuslarımın sesiydi. Kendimi kaptırmamam gerekiyordu. Elimdeki telefonu çıkardım ve arada kalarak iki siluetin videosunu çekmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Aşk / Gerçek Aile Serisi 1
Teen FictionGerçek aile/ ilk aşk hikayesi Kitaplar birbiri ile bağlantılı değildir. Çok fazla klişe olmayan gerçek aile ve aşk hikayesi arıyorsan doğru yerdesin. İnsan hiç konuşmadığı birini özler miydi? İnsan adından başka birşey bilmediği birinin konuşmasın...