İyi okumalar.
Bölümde 200 oy ve 150 yorum sınırı vardır. Sınırı geçildiği zaman bölüm gelecektir. Yorumlarınızı gerçekten çok seviyorum ve beğeniyorum. Hepsini okumaya çalışıyorum, beni motive eden ve tekrar bölüm yazmamı sağlayan bunlar lütfen isteğimi kırmayın.
Duyurular ve alıntılardan haberdar olmak için beni İnstagramdan takip etmeyi unutmayın. Hayaliyazar000 hesabıma sizi de bekliyorum.
***
Sarhoş Soleil
Abimin dediklerini algılamaya çalıştım. Hala bana gülerek bakıyordu. "Anlamadım?"
"Anlaşılmayacak bir şey yok güzelim, akşam bara gideceğiz ve sen eğlencenin dibine vuracaksın." Hem ciddi hem de bu kadar komik nasıl olabiliyordu bu adam. Parmağı ile burnuma bir fiske vurdu ve yerinde sanki müzik çalıyormuşta dans eder gibi dönüyordu.
"Abim haklı Mihre, bu gece kurtlar dökülecek." Arkadan gelen Miraçın da onu desteklemesi ile itiraz edecekken susmak zorunda kalmıştım. "Peki," diyerek merdivene yöneldim.
"Merak etme sorun olmayacak, biraz kafanı dağıtacaksın bizim yanımızda." Abime nedense pek inanamadım, Miraça baktığımda onun da pek inandığını sanmıyordum. "Toprak abimin haberi var mı?" Yutkundu ve kafasını olumsuzca salladı.
"Ateş abim biliyor, sadece üçümüzün dışarıya çıkacağını söyledim Barlas ile ikisine."
"Öğrenince fena olacak biliyorsunuz dimi?" Yaman abim o kadar rahattı ki, "salla be Mihre, bir kere de biz hata yapalım. Abimler de zamanında çok sarhoş oldular." Miraç ile bu haline gülüp kabul ettim.
"Şimdi dinlen sabah erken kalktın, akşam yemekten sonra gideriz." Saçımı öpüp yanımdan uzaklaştı. Miraç bana şefkatle bakıp, "gelirim birazdan yanına, beraber uyuyalım mı?"
"Olur, bekliyorum seni." Yanağını öpüp merdivenlere ilerledim. Evdeki sessizlik ile içimde buruk bir tat oluştu.
Annemin mutfaktan gelen sesi, babamın anneme salondan kahve yok mu güzelim diye bağırması, Ateş abimin elinden düşürmediği tablet ile koridorda dolanması, Yaman abimin odasından gelen son ses müzik, Toprak abimin sırayla hepimizi kontrol etmesi, Miraçın bilgisayarda oyun oynarken bağırması, sanki çok uzun zaman önceye aitmiş gibi olan anıların hiçbiri yoktu.
Sanki yıllardır bu eve gelmiyor gibi hissediyordum. Yavaş yavaş merdivenlerden çıkıp odama girdim. Her şey bıraktığım gibiydi. Buranın sıcaklığını özlemişim, bana ailemin var olduğunu, hep bir yerim olduğunu gösteriyordu bu oda. Anlamı büyüktü benim için.
Ellerim yavaşça eşyalara dokundu, masanın üzerindeki yarım bıraktığım kitabım hala oradaydı. Sandalyenin arkasına astığım ve balkona çıkarken giydiğim Barlasın aldığı hırka aynı yerindeydi. Çiçeklerim solmamıştı, yaprakları yemyeşil parlıyordu. Yatağın kenarındaki terliklerimi görünce buruk bir tebessüm oluştu.
Odada durmuş dersime çalışıyordum. Havalar artık soğumuştu ve çorap giymeyi sevmediğim için ayaklarımı popumun altında toplayıp oturuyordum. Çalan kapı ile Umutun içeriye girmesine baktım.
"Kolay gelsin," ona doğru döndüğümde bana daha çok güldü. "Yine kuş gibi tünemişsin sandalyeye," alaylı sesine sadece omuzlarımı silktim. Yanıma doğru geldi ve kalçasını masaya dayayıp, elindeki poşeti kenara koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Aşk / Gerçek Aile Serisi 1
Fiksi RemajaGerçek aile/ ilk aşk hikayesi Kitaplar birbiri ile bağlantılı değildir. Çok fazla klişe olmayan gerçek aile ve aşk hikayesi arıyorsan doğru yerdesin. İnsan hiç konuşmadığı birini özler miydi? İnsan adından başka birşey bilmediği birinin konuşmasın...