twenty seven

1.5K 141 58
                                    

smut uyarısı!
eğer rahatsız olacaksanız başladığını belirttiğim yerden sonra okumamanızı tavsiye ediyorum, keyifli okumalar.



heyecanı üst düzeydeydi wooyoung'un birazdan gelecek olan misafirinden dolayı. ilk defa çağırmıştı arkadaşları olmadan, baş başa kalacaklardı evinde ve film izleyeceklerdi birlikte sanki hiçbir şey yaşanamamış gibi. az önce ona sitem etmesine rağmen çağırıvermişti birden. hem kendini hem de karşısındaki bedeni şaşırtmıştı da bu teklifiyle.

sonunda izlemek istediği filmi açtığında kısaca konusunda göz gezindirmiş, ilgi çekici bulduğunda ise kumandayı bırakmıştı elinden. sırtını koltuğa yaslayıp gözlerini kapattığında aklına dolmuştu san ile arasında geçenler birer birer. yakınlaştığı anlar yanağını kızartırken dudağını da ısırmasına sebep oldu. san'a yalan söylese de kendisine söyleyemiyordu: aralarında güçlü bir çekim söz konusuydu ve o çekime bayılıyordu.

san, baştan aşağıya kusursuzdu işte. zamanında zorba olsa da sinirini çok bozmuş olsa da değişmeye çalışıyordu. öncekine göre daha da nazik davranıyordu kendisine; anlayışlı, nazik, koruyucu, eğlenceli ve komikti de. ayrıca kasıklarını sızlatacak kadar seksi ve dominanttı. bunları asla gözardı edemez ya da umursamamak gibi bir hataya düşemezdi. arkadaşlarının defalarca uyardığı konu da aklına geliyordu sürekli olarak. san'ın tam tipi olmasını dile getiriyordu çevresindekiler. asıl garip olansa bu denilenlerin hoşuna gitmesiydi. önceden bunlar söylenmiş olsaydı kesinlikle küfür savururdu söyleyen kişiye. böyle bir şeyin imkansız olduğunu anlatarak yoluna bakardı fakat şimdi mümkün değildi artık.

sağır eden zil sesi evin içinde yankılanıp kulağına dolduğunda neredeyse fırlamıştı ayağa. öyle ki kucağında olduğunu fark etmediği telefonu da yere düşmüştü. fazla heyecanlandırmıştı büyüğüyle baş başa olacakları düşüncesi... hareketlerini bile kontrol edemez olmuştu. yerdeki telefonunu boş verip hızla yöneldi kapıya. açtığında ise karşına çıkmıştı iri beden. yüzü soğuktan kızarmış, vücudu ise kasılmıştı soğuk hava sebebiyle.

"selam san."

"selam wooyoung, içeri geçebilir miyim? çok soğuk."

wooyoung, kapıyı daha da açıp san'ın rahatça geçebilmesi için hafif kenara kaydı. yanından hızla geçen bedenden yayılan nane kokusu gözlerini kısa süreliğine kapatması sağladığında anlamıştı zaafını da yavaştan. dizleri titremiş kalbi çıldırırcasına çarpmaya başlamıştı çoktan.

"iyi misin wooyoung?" diye seslendi san endişeli bakışları kapının önünde dikili kalan küçük bedene kilitlendiğinde. ne hareket ne de ses vardı wooyoung'da. usulca yaklaştı küçüğünün yanına, elini omzuna koyarak okşadı. çocuğun saçlarından gelen tarçın kokusu kasılan kaslarını gevşetirken aynı zamanda gülümsetmişti de. "duş jelini değiştirmişsin."

gözlüklü, omzunda hissettiği el ve derin ses ile girdiği transtan çıktığında san'a bir şeyler belli etmemek için açık olan çelik kapıyı kapattı. büyüğünün duş jelini değiştirdiğini fark etmesine şaşırmış olsa da içten içe sevinmişti. san'ın kendisi hakkındaki küçük ayrıntıları hatırlamasını seviyordu. birlikte paylaştığı anlar şimdilik az olabilirdi fakat bu engel değildi mutluluğuna.

"evet, yeni bir şeyler denemek istedim." dedi iri bedenin elindeki poşeti alarak koltuğa yönelirken. san da üzerindeki ceket çıkartıp astığında hemen yanına ulaşmıştı küçüğünün. koltukta ondan uzak oturan bedeni kendine çekip yanağına uzun bir öpücük bıraktığında sırttı yan ağız. çocuğun şaşkınlıkla dolu ifadesi daha da çok öpmek isteyişini her saniye körüklediğinde dişlerini sıktı onu rahatsız edecek herhangi bir şey yapmamak adına.

bad boy, good lips : woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin