40.bölüm :İyi misin?

58 6 0
                                    

Karanlık. Siyah. Her taraf. Yalnızım. Yine yalnızım. Kıpırdamıyorum. Kıpırdayamıyorum. Bağırıyorum. Ama kendi sesimi bile duyamıyorum. Birden koşuyorum, koşuyorum ve koşuyorum. Nefessiz kalanadek. Düşüyorum. Kalkmaya çalışıyorum ama yapamıyorum.

'Ayağa kalk' biri bana bağırıyor. 'Kalksana' devam ediyor bağırmakta.

'Yardım et.' diyorum ama beni duymuyor. Biri beni kolumdan tutup yere fırlatıyor. Ve ..ve üzerime yürümeye başlıyor. Görmüyorum ama hissediyorum.

'Hayır.. hayır...hayırr..'

Alnımdan akan ter ve titreyen ellerim hepsinin saçma bir kabus olduğunu hatırlattı bana. Gerçekten çok anlamsız ve saçmaydı. Boşuna sinir yapmıştı beni.

Komodinin üzerindeki suyu alıp kafama diktim. Telefonu alıp saate baktığımda okula hazırlanmak için ideal saat olduğunu gördüm. Üzerimdeki yorganı ayağımla ittikten sonra kalkıp banyoya yürüdüm. Aynaya baktığımda bir şok dalgası geçirdim. Gözlerimin altı morarmış, dudaklarımın rengi değişmiş , tenimin rengi solmuştu. Bu ne haldi? Niye bu hale gelmiştim ki?

Uniformamı giyip aşağı indikten sonra sofraya oturdum. Sofra yalnız olmak ayrı bir lüks. Hiç kimse yediğine karışmıyor. Sıkıcı konuşmaları canını sıkmıyor.

'Günaydın abla' deyip Ege haberim olmadan yanağıma sulu öpücük kondurdu. Bende ona gülümsedikten sonra yerine oturdu. Yemeğini yemeye başlarken Koray ve Yaren konuşarak odaya geldi.

'Eylül iyi misin sen?' sordu Yaren karşıma otururken. Koray'da yanıma oturdu.

'İyiyim.' deyip çayımı yudumladım.

Geç kaldığımın farkına varıp ağzıma bir şey attıktan sonra yerimden kalktım. Servisi kaçırmamalıydım. Eskiden servis yoktu. Yalnız gidiyordum. Ama şimdi başımda birde bu vardı.

Ayakkabılarımı ayağıma geçirdikten sonra koşarak kapıdan çıktım. Servis tam zamanında gelmişti. Geçip pencere karşısındakı yerime oturduktan sonra kafamı cama yasladım. Başımı aniden yan tarafa çevirirken Emir'in bir kızla konuştuğunu gördüm. Çok sıcak bir şekilde olmasada konuşuyordu. Benimle konuşmuyor ama onla konuşuyordu. Aslında ben konuşmuyordum ama her neyse ne işte. Sonuç KONUŞMUYORDUK.

Aniden başını bana taraf çevirip anlamlı bir şekilde bakarken ben çoktan heyecanlanmıştım. Gülümserken başımı umursamaz olmaya çalışarak yan tarafa çevirdim. Başarılı olmuştum mu bilmiyorum.

Servis durunca çantamı elime alıp inmek istedim. İkimizde aynı anda geçmek isterken karnımda hafif bir uçuşma oldu. Artık fil mi kelebek mi bilmiyorum.

'Bayanlar önden. ' dedi ve eliyle geçmem için jest yaptı. Başımla teşekkür ettikten sonra hızlı şekilde indim servisten.

Ela ve Enes koyu söhbet ederken onların yanına gitmek istedim. Ama şimdi iki sevgilinin arasına girmek doğru değil diye düşündüm. Ama Ela bana el sallayıp gelmem için işaret yaptı. Onu kırmayıp yanlarına gittim.

'Bu ne hal sen iyi misin?' o gülen yüzü bir anlık soldu.

'İyiyim. Merak etme.' dedim gülümsemeye çalışarak.

'Hiç öyle görünmüyorsun.' dedi

'Sınıfa gidelim mi? Ders başlayacak.' dedi Enes. İkimizde toparlandıktan sonra okula girdik.

İlk dersin zili çaldığında yerimden kalkıp tuvalete gittim. Kendimi iyi hissetmiyordum aslında. Tuvaletten çıkıp hızlı şekilde merdivenlerden indim. Birden başım dönünce ve gözüm kararırken yüzüm bir vücuda deydi. Bir süre bir kolun beni sarmasına izin verdim. Başımı kaldırdım ve kolun sahibine baktım. Onu görmemle kendimi hemen çektim.

Anlarsan BenimsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin