◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇◆◇
Sabah çalan telefonumun sesiyle uyandım. Bunun sesi kadar nefret ettiğim ikinci ses çalar saatın sesiydi. Gerçekten sinir olurdum bunların sesine. Telefonuma baktığımda Merve'nin aradığını gördüm. Okuldan ayrılıyorum diye beni pek sever oldu. Gerçek hep severdi ama şimdi pek bir kıymete bindik. Her gününü benle geçirmek istiyor. Çok bekletmedimde açtım telefonu
'Efendim? '
'Uyuyodun dimi?' uykulu sesimden anlamış olmalıydı.
'Suçmu?'
'Eylül okuldan ayrılıyorsun. Gidiyorsun. Nasıl bu kadar rahat ola bilirsin?' bu kız benden ne istiyordu sabahın köründe?
'Eeeeee? Ne olmuş ayrılıyoruzsa?'
'Çok rahatsın Eylül. Ahsen'le ben ağlamaktan kendimizden geçtik. Sen ne olmuş diyorsun? Gidiyorsun farkındamısın? Bizim grubumuz dağılıyor. Gidiyorsun Eylül.' sesi titredi. Gerçekten beni bu kadar çokmu seviyordular.?
'Grubumuz dağılmayacak Merve. Ağlayıp kendinizi hırpalamayın. Her haftasonu birlikteyiz. Beni görmekten sıkılacaksınız. Sinemaya gidiceğiz,yemek yiyiceğiz,çılgınlar gibi eğleneceğiz. Daha ne olsun? Sadece ders zamanı birlikte olmayacağız bu kadar.'
'Olsun benim yanım boş kalacak. Kim oturacak yanımda? '
'Ahsen'
'Sen ayrısın Eylül' kız beni nasılda seviyor bak bak.
'Merve telefonda duygusallık yapmasak diyorum. Hem de ben uykuluyken' resmen sitem ettim.
'Tamam. Hazırlan. 1 saate seni alırız'
'Alırız derken? Toplumu geliyorsunuz? '
'Gelince görürsün. Hadi kapatıyorum. Öptüm'
Bu kız bir gün beni öldürecekti.Merve duygusal kızdı. Sessizdi. Bana göre sakındı. Ben deli doluydum. O öyle değildi. Biraz kendine kapalıydı. Üzgün olduğunda hiss ettirmemeye çalışırdı. Ama ben hiss ederdim. O yüzden biz ikimiz kardeş gibiydik. İkimiz bir birimize çok bağlıydık. Onun sevdiği çoçuk vardı. Geçen yıl okuldan ayrıldığında çok üzülmüştü. Her gece ağlıyordu. 'Sezen Aksu-Unuttun mu beni?' dinleyip ağlardı. Bana bir keresinde demişti 'Sen gidersen ben mahv olurum' Demişdi. Bende 'Yaşarsın, alışırsın demiştim'. Şimdi gidiyorum. Olsun onlar için olsun benim için çok zordu. Ama ben çaktırmıyordum. Gitmek istemiyordum. Ama umrumda değilmiş gibi yapıyordum.
Yeni okulumu araştırmışdım. Oldukça lüks bir okuldu.Eski okulumda iyiydi. Ama yeni okulum bu şehirdeki en havalı okullardan biri bildiğime göre. Eski okulumdan dosyalarımı almıştım. Ama yeni okula daha kayd olmamıştım. Dersin ilk yada ikinci günü olacaktım. Heyecanlımıydım. Değildim. Niye olacakmışım? Anlamsız. Yeni okul, yeni yüzler işte farklı bir şey yoktu.
Daha çok yatakta debelenmeyi bırakıpta ayağa kalktım. Banyoya gidip elimi, yüzümü yıkadıktan sonra duşa girdim. Banyodan çıkıp havluyla birlikte sadrazam gibi dolaşmaya başladım. Dolabımdan siyah kot,üzerine geçen yıl Ahsen'nin aldığı mavi-beyaz çizgili t-shirt giydim. Yeniden banyoya geçip saçlarımı kuruttum. Odaya dönüp çantamı topladım. Telefon,ruj,ayna,cüzdanımı çantama koyduktan sonra çantamıda alıp aşağı indim. Hizmetçilerden biri:
'Efendim sofra hazır. Yemeye buyurun' dedi en tatlı sesiyle
'Annemler yokmu?'
'Şirketteler. Erkenden çıktılar. Taşınma işlemleri için'
'Anladım. Sen çayı koy. Ben geliyorum' Cevabı beklemeden odama çıktım. Makyaj yapmayı unutmuştum. Hafif tonda bir makyaj yaptıktan sonra aşağı indim. Toplu geliyorlar bir insana benziyelim dimi? Mutfak'a geçip kahvaltımı yaptım. Son peyniri ağzıma atarken telefonum çaldı. Arayan Cem'di. Okulun en çapkını. Hemde en yakışıklısı.
'Efendim Cem?'
'Nerdesin bebek?'
'Bana bebek deme. Evdeyim.'
'Evde olduğunu biliyorum. Hazırmısın?'
' Hazırım hazır olmasınada sende mi geliyorsun? '
'Evet. Kapıya çık. 10 dakikaya ordayız. Çok bekletme beni bebek'
Sinirden telefonu yüzüne kapattım. Nefret ederdim o sözden. Bunu iyi bilirdi. Arkadaşdık. Ne o nede ben yan gözle bakmazdık Ceketimi ve çantamı elime aldım. Beyaz babetlerimide giyip kapıya çıktım. Sokağın başından gelen ve gittikçe yaklaşan müzik sesinden anladığım kadarıyla bizimkilerdi. Tam 3 lüks araba evin önünde durdu. Görende askere gidiyorum sanır. Alt tarafı okul değiştirdim. Ne bu yaaa? Anlaşılan bu ekipten ayrılmak benim için çok zor olacak.